YUTSAK MI? YUTMASAK MI?
BİR ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ ÜZERİNE 16 YAŞINDA BİR TÜRK GENCİ İLE ANLAM DOLU SÖYLEŞİ.
-Deniz Kaan öncelikle bize kendinden, hayallerinden bahsetmeni istiyorum.
Ben Deniz Kaan Köksal. Güngören Uğur Koleji’nde 10. Sınıf öğrencisiyim. Derslerim iyi. Ayrıca bateri çalıyorum. Mekatronik mühendisi olmak istiyorum. Eğitim hayatımın bir kısmını Kanada’da geçirmek istiyorum. Ayrıca müzik çalışmalarıma da profesyonelleşerek devam etmek isterim.
-Neden Kanada ?
Kanada'yı araştırdığım zaman özellikle bilgisayar üzerine olan üniversite eğitimleri üst seviyede olduğunu gördüm ve yaşamın pahalı olmadığını okudum,izledim. Ayrıca Kanada'daki Türklerin ise tekrar Türkiye'ye dönmek istemediğini duyunca aklıma iyicene yatmıştı.2 senedir bu hayalim için çabalıyorum.
-Bu projeye katılma fikri nasıl doğdu? Zeytin çekirdeği tercih ettin ama benim gibi başka biride hurma çekirdeğini sormuş. Biyoloji alanında 11. Sınıfta yeni fikirler uçuşuyor mu kafanda?
Projemizin Koordinatörü Neriman Aydın, böyle proje yarışmalarına daha önce de katılmış. Sekiz ayrı başarısı var. Bu yarışmaya katılma fikri hocamdan geldi. Projemizin ortaya çıkışı ise şöyle oldu. Midemde yanma şikâyetim vardı. Hocama bunu anlattığımda, zeytin çekirdeği yutmanın buna şifa olabileceği ile ilgili toplumda söylentiler olduğunu söyledi. Bunu araştırdığımızda, uzmanların zeytin çekirdeğinin yutulması konusunda çok çelişkili görüşler aktardıklarını gördük. Böylece ‘Yutsak mı yutmasak mı?’ şeklinde bir kafa karışıklığımız oldu. Bununla ilgili çevremizdeki insanlarla röportaj yaptık ve gördük ki toplumun da bu konuda kafası karışık. Bundan sonra bir deney ortamı oluşturduk. Vücudumuzdaki kimyasal sindirim organlarımıza eşdeğer ortamlar oluşturduk. Sindirim asitlerini ve enzimlerini satın aldık. Sindirim sıcaklığına ve ph’ına getirdik. Oluşturduğumuz bu ortamlarda et de dâhil olmak üzere birçok yiyecek dakikalar içerisinde sindirildi. Fakat zeytin çekirdeği sindirilmedi. Araştırmalarımızı derinleştirdiğimizde zeytin çekirdeğinin kırıldığında içinde bir embriyo bulunduğunu, bu embriyonun ise kanser hücrelerinin oluşmasına neden olan serbest radikalleri baskıladığını gördük. Bununla ilgili raporları hazırlayarak bu yarışmaya başvurduk. Sonucunda da 4.lük kürsüsüne çıkarak Beşiktaş Belediyesi’nden ve MEF Üniversitesi’nden özel ödülümüzü aldık.
-Öğretmenin dışında kimler seni destekledi?
Bu projenin her aşamasında, Proje Koordinatörümüz Neriman Aydın ile sürekli çalıştık. 6 ay boyunca ciddi bir çalışma yürüttük. Öğretmenim en büyük desteğim oldu. Öğretmenimin dışında ailem beni çok destekledi. Dedem de beni sürekli arayarak destek oldu. Okulumuz da her türlü çalışmamızda bize destek verdi.
-“ Yutsak mı yutmasak mı?” aslında tırnak içinde hayat içerisinde bize farkında ya da olmadan yutturulan şeyleri de gösterir gibi. Sen sanırım burada somut bilimsel yaklaşım ile sunumunda da anlattığın gibi “yalan-yanlış” bilgilere de bir gönderme yapıyorsun. Sana göre bilimsel bilgi nedir? Nasıl ulaşılır?
Gözlemlenebilir, ispatlanabilir verilerdir bilimsel bilgi. Kulaktan dolma şeyler veya söylentiler değil. Öncelikle ciddi bir kaynak taraması yapılması gerekir. Araştırılan konuda yazılmış makaleler varsa bunların titizlikle incelenmesi lazım. Merak edilen konuda yapılmış ciddi bir çalışma yoksa o zaman teorilerden yola çıkarak deneyler yapmak ve neyin doğru olduğunu görmeye çalışmak gerekir. Zaten bilim şüpheyle başlar. Şüphe duyduğumuz şeyleri bilimsel kurallara uygun olarak araştırdığımızda doğruya ulaşırız.
-8 Mayıs 2018 tarihinde MEF Üniversitesi’nde gerçekleşen açılışta mühendis olmak istediğini ifade etmiştin. Nasıl hedefler koydun kendine?
Benim için üniversite hazırlık dönemi başladı bile. Şimdiden çalışıyorum. Şu anda tek hedefim kendimi geliştirerek üniversiteye hazırlamak. Üniversite dönemimde de bilimsel çalışmalar yaparak mekatronik alanında güzel başarılara imza atmak istiyorum.
-11 Mayıs 2018 Ulus MEF Okulları Kampüsü ödül töreninde sohbetimiz sırasında bana bilim içinde astrolojinin henüz bilim olarak kabul görmediğini dolayısı ile ispatlanmadığını, sana bu tip şeylerin somut olmadığı için tabiri caizse havada kaldığını söylemiştin. Ve açıkçası bu bilincin beni çok mutlu etti. Sanıyorum ki sunumunda da ifade ettiğin gibi “ umarım bilime faydalı bir iz bırakmışımdır” dedin. Sana göre bilim insanı nasıl olmalı?
Bilim insanı, ayağına bir taş takılsa buna çözüm üretmek için projeler geliştirebilen bir insan olmalıdır. Yani en küçük soruna bile çözüm üretebilmeli. Bunu önemsemeli. Araştırmacı ve atılımcı olmak da şart.
-Şu an yeni açılmış olan Güngören Şubesi ile Uğur Okullarında okuyorsun. Okulundan beklentilerin var mı? Yurt dışında eğitim almayı düşünüyor musun?
Uğur Okulları, köklü geçmişi olan bir eğitim kurumu. Güngören şubesi yeni açıldı fakat daha ilk yılında hem ulusal hem uluslararası alanda büyük başarılara imza attı. Bilime, spora, sanata son derece önem veren bir okul. Dolaysıyla okulum beklentilerimi karşıladı. Okulumun bana her konuda rehber olması da bir öğrenci olarak beklentilerim arasında. 11. sınıfta gireceğim Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nin bursluluk sınavında derece yapmak istiyorum. Böylece yurtdışında okumak için önüm biraz daha açılmış olur.
-Ödül günü ilk gelenlerden biriydik ve tesadüf epey sohbet etme imkânımız oldu. Ben de öğretmenin gibi sana inanmıştım. Yan yana oturduk, diğer ödül alan arkadaşlarla o an neler hissettin paylaşır mısın lütfen bizlerle.
Emeğimizin başarıya ulaştığını görünce çok mutlu oldum.
-Bir yanda ödül sonrası hemen ilk pazar günü Anneler Günü ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Evdekilerin duyguları, senin duygu ve düşüncelerin bu özel günlerin için nedir? Ne anlam taşır?
Özel günler hem aile için hem toplum için birleştirici etkiye sahiptir. Biz de ailece bu özel günlerde bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
-Gelecek demek ne demek Deniz Kaan için? Kendini nerede görmek istiyorsun?
Kendimi Kanada’da görmek istiyorum. Eğitim hayatımda ve meslek hayatımda öğrendiğim her şeyi kendim , ailem ve ülkem için faydalı hale getirmek isterim.
Mesele şu:
Biz bu çocukları yitirecek miyiz?
Mekatronik okumak isteyen bir beyin işte. Pırıl pırıl…
İlk elektronik mühendisi bir arkadaşımdan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesini ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’den duydum. Şimdi de 11. Sınıfa geçecek olan Deniz Kaan Köksal’dan; “tüm elektronik mühendisliğini ilgilendiren ya da kapsayan, tasarıma bağlı elektrik, bilgisayar hidrolik sistemi “dedi bana kısaca ama zaman eminim onu haklı çıkaracak tüm ileriyi görenler gibi. Yolun açık olsun Deniz Kaan.
Röportaj: Emel Seçen
FACEBOOK YORUMLAR