Ülkemizin Sevr’le paylaşımı işgaller ihanetlerin yaşandığı yıllar.
Osmanlının Başkenti işgal altında, ayaklandırılan etnik kesimler silahlı çeteler kurmuş, erkekleri askerde olan yurdumun köylerine saldırıyor yaşlı kadın erkek demeden katlediyor.
İstanbul hükümeti acz içinde işgal kuvvetleri ile işbirliği halinde, birçok kalenin olduğu gibi basında işbirlikçi. bir komutan Samsundan Anadolu ya çıkar. Bağımsızlık meşalesini elinde Sivas, Erzurum, Amasya, halka ulaşmak zor, bu şartlarda bağımsızlık mücadelesini duyurmak için imdada Yerel Basın yetişir.
Basın halkla yönetenin arasında bir köprüdür, Kamunun sesidir.
Basın görevini yapanlarında bir siyasi görüşü vardır. Ancak bunu yayın politikalarına karıştırmaya hakları yoktur. Çünkü basın kişilerin imtiyazında olsalar da kamuya aittir.
Bu bilinç oturmadıkça özgür basından ve demokrasilerden bahsedilemez.
Ancak buradan bir eleştirimi yapmadan geçmeyeceğim Mustafa Kemal Atatürk’ün önemle üstünde durduğu ve Demokrasilerin Temel Direği dediği Yerel Basının Demokrasilerin vazgeçilmezi olan siyasi partiler tarafından yeterince önemsenmediğini görüyoruz.
Onların gözünde yerel basının bir broşür kadar değerinin olmaması düşündürücü ve üzücüdür. Topluma okuma alışkanlığı kazandıran, yerel de halkla birebir temas halinde olan, halkın sözcüsü ve kamunun bekçisi olan yerel basını yok sayan zihniyetlerin demokrasi anlayışını sorgulamak gerekir.
Vatandaşın yüzüne bakmadığı, parti broşürlerine trilyonlar akıtan zihniyet yerelde haberlerini yapan onları vatandaşla buluşturan her türlü eylemlerini seçim olmadığı günlerde de gündeme taşıyan bin bir zorlukla yaşamını devam ettirmeye çalışan yerel basını bu gün görmezden gelenler, unutmasınlar ki zora düştüğünüzde gidebileceğiniz sesinizi duyurabileceğiniz yer orasıdır.
Kazanan da kaybeden de yanında yine yerel basını bulurlar.
Demokrasilerin yıkılan direkleri inşallah yeniden inşa edilir. Demokrasinin kökleşmesindeki görevini devam ettirir.
Okumayan toplumdan okuyan topluma dönüşürüz...
Saygılarımla
FACEBOOK YORUMLAR