Yaşar KABA

Yaşar KABA

[email protected]

Onlar Bizim Çocuklarımız

02 Aralık 2013 - 22:07

Ülkemiz insanı için, okumak yazmak çok zor olmalı, olmalı diyorum, çünkü okuma oranı artmadıkça yazar oranınızı artıramazsınız. O halde bir kısır döngüdür gider. Bu kısır döngüyü en uzun yaşayan ülkelerden biri olmalıyız ki matbaanın kullanılmaya başlaması ile yasaklar başlıyor.

Psikologlar hastasına tanı koyabilmek için çocukluğuna gidelim derya, bence ülkemizde de bu işin kökenlerine gidilmeli, neden ve sebepleri enine boyuna incelemeli korkusuzca, gerçekler bizleri üzecek boyutta olsa bile bundan korkmamalıyız.

Aslında bu toprakların insanları bu konuda oldukça istekli eğer öyle olmasa Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ ün yaptığı harf ve kültür devrimi bu denli başarılı olmazdı.

Bir düşünün yüzlerce yıl sözde şaşalı imparatorluklardan aldığımız okur yazar oranı %3 ve %5 arası cumhuriyetimizin ilk on yılında %17 bu günse %90 ların üstünde tatbikî 63 yıldır yapılan tüm engellemelere rağmen, o yıllarda öğretmen yok eğitmenle yola çıkılmış, bu gün dünyanın en önemli bilim insanlarına kavuşmuşuz. 

Yurttaşlarımız yüzlerce yıl geri bırakılmışlığına ve önüne inançları kullanılarak konulan engellere rağmen varını yoğunu ortaya koymuş, çocuklarına en iyi eğitimi vermek için özel yaşamını hatta kendi yaşamını feda etmiştir.

Bu istek azmi daha ileri götürmesi gereken devlet yani siyasetçi bu sektörde eğitimi baltalayarak ve gerekli tedbirleri almayarak rant alanlarının açılmasına olanak vermiştir.

Son günlerde hükümet ve tarafların kavgası belki de Cumhuriyet döneminin en şiddetli tartışmalarını yaşıyoruz. Paylaşılamayan çocuklarını okutma azminde olan dar gelirli ama kararlı yurttaşların parasını nasıl alırız.

Peki başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk o günün kıt koşullarına rağmen böyle mi yapmıştır.

Eğer yapsaydı bu günlere gelebilir miydik.

Yurdun en ucra köylerine kadar okul ve öğretmen göndermek için devletin yani milletin tüm olanaklarını kullanmıştır.

Ya ondan sonrası işte araştırılması gereken ve konuşulması gereken dönem dönem yaşananların bir teraziye konarak değerlendirilmesidir.

Yasak kültürüyle yetişen nesiller, devlet yönetimine gelince yine yapacağı gördüğüdür.

Bu gün okullarımız imamhatip ve meslek okullarına dönüştürülmüş pozitif bilimin alt yapısı tamamen ortadan kaldırılma aşamasına getirilmiştir.

Özgür düşüncenin altyapısı olan yerel basın yerlerde sürünmekte, azınlıkta olan gerçek gazetecilik yapma gayretinde olanlar ise sürüm sürüm süründürülmektedir.

Egemen olan siyaset ve siyasetçi gazeteciye adeta gereksiz bir obje gözüyle bakmaktadır.

Yerel seçimlere hazırlandığımız şu günlerde belediye başkan aday adaylarının basın konusunda birtek çalışması yoktur.

Şu ana kadar basının sorunlarına eğilmiş onları dinleyen ve bu konuda çalışma yapan ne aday adayı ne de parti teşkilatı vardır.

Anayasanın belediyelere tanıdığı basın yayın bütçeleri, yerelle paylaşılma yerine pankart afiş ve holding medyalarına gitmektedir.

Peki gelecek kuşaklara ne bırakacağız sektörde okul mezunları iş bulamazken, başka iş kollarında çalışır durumdayken bir avuç gazeteci bu sıkıntılara ne kadar direnecektir.

Ülkemiz gazetecilikten uzaklaşmış taraf olanların kalemleriyle mi basın özgürlüğünde 177 ülke arasından 154. sıraya düşmüş olmanın altından kalkacaktır.

Okuma kültüründen yoksun, gazeteciyi ciddiye almayan siyasetçilerle mi aşacak bu zorlukları, bu soruların cevabı elbette yok. Ancak şu bilinmelidir ki yaptığınız kötülük bize değildir.

Geleceği bırakacağınız çocuklarınızadır.

[email protected]

Bunu unutmayın bizlere uzanan her nefret ve ilgisizlik çocuklarınıza yaptığınız ihanettir. 

Sizleri izliyoruz bu ülkeye ve temeli eğitim ve bilime dayandırılmış Cumhuriyete ihanetinizi elbette yazacağız.

Sizleri izlemeye devam ediyoruz.

Elbette buna ömrümüz vefa edecek sizler çocuklarınıza cehaleti ve karanlığı bırakırken, bizler onlara sizlere rağmen aydınlığı sevgiyi ve saygıyı bırakacağız.

Çünkü onlar bizim çocuklarımız bizler sizler gibi taraf olamıyoruz.

Olmayacağız uygarlıklarıyla insanlığa yol olmuş bu toprakların çocukları olarak  karanlıklara karşı durmaya karalıyız, ilgisizliğinize ve zulmünüze rağmen bunu başaracağız ama 3 kişi ama beş kişi görevimizi yapacağız sizlerden hiçbir zaman merhamet beklemeden.

Sevgiyle kalın

Yaşar Kaba

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum