Sevgili dostlar, yıl 1918 Cihan İmparatorluğu uzun savaşların ardından teslim olmuş, imparatorluk üstünde yeni devletler bağımsızlığını ilan etmiş, imparatorluğun işgal edilen topraklarında 100 binlerce yurttaşımız katledilmiş, canını kurtarabilenler ise, yüzlerce yıl yaşadıkları yerlerini yurtlarını bırakarak Anayurda, Anadolu’ya göç etmişler.
Osmanlının kalbi başkent ve bağlı olarak elde kalan son topraklara, bir yandan yabancı güçler girmiş, bir yanda eşkıya, ayrılıkçı çeteler ve biçare tahtı için her şeye evet diyen bir padişah hükümet, halksa yoksul savaşlardan yorgun düşmüş, evlatlarını birçok cephede şehit vermiş, umutsuz ve çaresiz.
Samsundan bir güneş doğuyor, ömrünü birçok cephede Mehmetçikle omuz omuza çarpışarak geçiren Mustafa Kemal ve arkadaşları umut oluyor. Amasya, Sivas, Erzurum, da halkın temsilcileri ile buluşuyor.
Dünya da bir ilki imza atıyorlar, Ankara da TBMM sini kuruyorlar, Parlamento eliyle yürütülen tek kurtuluş savaşı, umutsuz halka umut, galibiyetten gözü dönmüşlere ise kabus oluyorlar.
İnsanlık tarihinde bir ilki başarıyorlar, kurdukları meclisle bağımsızlık savaşı veriyorlar, kazanıyorlar, yok olan imparatorluğun külleri üzerine yeni bir devlet kuruluyor.
Durmuyorlar, Egemenliği hanedanlıktan alıyor halka veriyorlar, gelişen insanlığın gerisinde kalan bir ulusu, yaptıkları devrimlerle çağ atlatıyorlar.
Öğretmen yok, eğitmenle yoklar ülkesini varlar ülkesine çeviriyorlar. Yüzlerce yılda yüzde üç olan okuma yazma oranı, 99 yılda yüzde 95 lere çıkıyor. En büyük hedefi çağdaş uluslar seviyesine aşmak Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk benim en büyük mirasım akıl ve bilim diyor
Herkesin temsil edildiği ortak aklın, insan haklarının egemen olduğu demokrasiye varılması gereken hedef olarak koyuyor.
Elbette bir insan ömrüne sığması gerekenden daha fazlasını sığdırıyor yaşamına.
Bu gün olabilecekleri o 99 yıl önce öngörüyor, bu öngörüleri “Gençliğe hitabe ”de açık açık dile getiriyor. Bu gün yaşananlar neredeyse söyledikleri ile bire bir örtüşüyor.
Evet, dostlar, cumhuriyetle doğan bir çocuk bu gün 99 yaşında, yani onun Cumhuriyeti emanet ettiği gençlik 99 yaşında artarak devam ediyor.
Hepimiz Cumhuriyet okullarında okuduk, 99 yıldır içimize nifak sokmak isteyenler boş durmadı, hem içeriden hem dışarıdan Cumhuriyeti ve halkın egemenliğini dağıtmak için var güçleri ile çalıştılar, kaleleri hem içeriden hem dışarıdan ele geçirdiler, halkı yoksul ve bitap düşürdüler.
Orduları darmadağın, Kamu kurumları iş göremez hale getirdiler,
Neredeyse yabancılara satılmayan kurum kalmadı. Satılan araziler cabası.
Tüm olanaklar ellerinde, ya biz teslim olacak mıyız?
99 yıl önce elde ettiğimiz temel hak ve özgürlüklerimizden vaz mı geçeceğiz.
Bölünmez bütünlüğümüze uzanan ellere seyirci mi kalacağız.
Elbette hayır, demokratik direnme, karşı koyma hakkımızı kullanacağız.
Eğer vekil olarak tayin ettiklerimiz bulundukları çatının kutsiyetini bilmiyorlarsa, halkın vekili değil, parti liderlerinin vekili gibi davranacaklarsa, bizlerde asil gereğini yapacağız.
Egemenlik haklarımızı herhangi bir zümreye, partiye yada benzerine devretmeyeceğiz.
Bu bizlerin bağımsızlık uğruna can veren atalarımıza ve geleceğimiz olan çocuklarımıza borcumuzdur.
Evet, o gün bu gündür, ayrımız gayrımız olamaz biz bir ağacın dalları gibiyiz gövde giderse bizlerde gideriz. Cumhuriyete, demokrasiye TBMM sine ve hukuk devletine devletimize sahip çıkma zamanı.
Güzel günlerde buluşmak umuduyla sevgiye kalın.
FACEBOOK YORUMLAR