Sevgili dostlar, bir ulusun çağdaş uluslar seviyesine ulaşmak için değil varlığını korumak için dahi eğitim en önemli araçlardan biridir. Eğitimden tasarrufa gitmek adına eğitimden vazgeçmek karanlığa davetiye çıkarmaktır.
Son yıllarda yönetimlerin birçok alanda bonkör davranırken eğitimde cimrileşmesi sudan havadan bahanelerle kısıtlamaya gitmesi gerçekten anlaşılır değildir.
Ülkemizin kurulduğu ilk yıllarda bile tüm olanaklar zorlanmış adeta eğitimde seferberlik ilan edilmiştir. Yüzyılların karanlığından bizleri bu günlere getiren o yıllardaki gösterilen özen ve eğitime verilen önemdir.
Birde kuruluş hedefleri Çağdaş uluslar seviyesinin üstüne çıkmak olan bir ülkede eğitimden tasarrufa gitmek olsa olsa cehalettir.
Son uygulamayı değerli gazeteci, eğitimci sayın Abbas Güçlü ayrıntıları ile yazmış olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum,
Usta öğreticiler!!!
Yüzlerce usta öğretici geçim derdine düştü, kursiyerler de mağdur edildi. Tasarruf tedbirleri çerçevesinde kurslara kota konuldu ve kurs açılmıyor.
Birilerine bir şeyler öğretmek, dünyanın en kutsal görevlerinden birisidir. “Bana kelime öğretenin kulu, kölesi olurum” diyen, öğreneni de, öğreteni de yücelten bir kültürden geliyoruz. Peki geldiğimiz son nokta ne? Atama bekleyen, atanmış, emekli, ücretli, PİKTES öğretmenlerimiz gibi usta öğreticilerde mutsuz!
Usta öğreticilerimiz, halk eğitim merkezlerinde ve kamuya ait her kurumda yaygın eğitim genel müdürlüğü onaylı sanatsal, kültürel ve mesleki eğitim faaliyetleri gösteren eğitim görevlerini uygulayan usta unvanını kazanmış öğretim görevlileridir ve yetişkin eğitiminin, yaşam boyu eğitimin olmazsa olmazlarıdır.
Farklı Kurumlarda görevlendirilen ücretli usta öğreticiler, öğreticilik görevlerini plan ve program dâhilinde yürütürler. Diğer öğretmenlerden ya da devlet memurlarından farkları yoktur. Görevleri süresince devlet memurlarının tutum, davranış ve vakarına uygun davranmakla sorumlular.
Ücretli usta öğreticilere çalıştıkları ders saati karşılığında ek ders ücreti ödenir. Yani sabit bir maaşları ve özlük hakları yoktur. Bir anlamda mesleklerinin aşığı misyonerlerdir onlar.
Bırakın diğer kurumları, Milli Eğitim Bakanlığı bile onları usta öğreticileri memur veya sözleşmeli olarak kabul etmiyor; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da işçi saymıyor.
2024-2025 Eğitim Öğretim yılında yaygın eğitim kurumları (Halk Eğitim) merkezlerinde tasarruf tedbirleri adı altında Usta öğreticilere kurs açılmayacağı (ikinci bir emre kadar tahmini olarak Ocak ayına kadar) şeklinde talimat geldiği söyleniyor.
Bu yüzden yüzlerce usta öğretici geçim derdine düştü, kursiyerler de mağdur edildi. Tasarruf tedbirleri çerçevesinde kurslara kota konuldu ve kurs açılmıyor.
Gelinen son durum?
Usta öğreticiler dertli hem de çok dertliler. Şu an içinde bulundukları durumu da şöyle özetliyorlar:
- 657 sayılı Devlet Memurlarının sorumluluklarına uymak zorunda olup Özlük haklarından faydalanamayan,
- Kadrolu Usta Öğreticilerle aynı kurumlarda çalışıp, aynı işi yapan fakat aynı ücreti alamayan, hatta asgari ücretin altında çalıştırılan,
- SGK’sı tam yatmayan,
- Dini ve milli bayramlarda, okulların yarıyıl ve ara tatillerinde, kar tatillerinde, seçimlerden sonra tatil edilen günlerde de ücret alamayan,
- 23 Nisan, 19 Mayıs, 15 Temmuz, 30 Ağustos gibi milli bayramlarda görev aldığı halde ücret alamayan,
- Hastalık Durumunda SGK' sı ve ders saati ücreti kesilen,
. Kıdem Tazminatı olmayan,
- Mazeret ve Doğum İzni olmayan,
-Sigorta primi 12 ay yatmadığı için İşsizlik maaşı ve kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan,
- Yakın geçmişte küresel çapta yaşanan salgın ve ülkemizde yaşanan deprem, sel gibi doğal afetlerden sonra, Ücretli Usta Öğreticiler mesai mefhumu gözetmeksizin canla, başla çalışmalarına rağmen Hüküm gereği ders yapmamış sayılan ve herhangi bir ücret alamayan,
- 11 ay çalışabilir hükmü kabul edilmesine karşın, halk eğitim merkezi idarecilerinin inisiyatifinde kalarak; bazı halk eğitim merkezlerinde 40 saat kurs açamamak,
- Ekim-Haziran ayları içinde ancak 9 ay çalışabiliyoruz.
Ne istiyorlar?
Görev aşığı ve eğitim öğretim ailesinin en mağdur edilenlerinden birileri olan usta öğreticiler peki ne istiyorlar?
Aslında istedikleri ekstra bir şey yok. Her çalışan gibi kendilerine de değer verilsin, özlük hakları tanınsın ve yaptıkları iş angarya olarak görülmesin. İşte isteklerinden bazıları:
- Statü
- Sözleşmeli çalışmak ve yaz tatilinde kurs sıkıntısı çekmemek.
- Asıl işi Ücretli Usta Öğreticilik olan kişilerin görevlendirme önceliklerinin olması.
- Dini ve mahalli bayramlarda, milli bayramlarda, kar tatillerinde, seçimlerden sonra tatil edilen günlerde de Ders saati ücretinin Kesilmemesi.
- Ders saati ücretimizin toplamda Asgari Ücretin üstünde olması.
- Doğum İzni
- Tam sigorta
- Önce; 11 Ay 29 gün sözleşmeli çalıştırılırıp 1 gün işten çıkartılması ve tekrar işe geri alınmasınlar
- 5. Yılını dolduran Ücretli Usta Öğreticilerin belli sınava tabi tutularak kadroya alınsın.
- Kıdem tazminatı hakkı tanınsın
- Okullarda serbest etkinlik saatlerinde ders verilsin.
FACEBOOK YORUMLAR