Yaşar KABA

Yaşar KABA

[email protected]

ANADOLU

27 Şubat 2014 - 14:09

İnsanlığın uygarlık alanında var olduğu günden bu yana,  Anadolu insanı bu güne sürekli ilkleri bularak ilklerle birlikte Anadolu’yu uygarlıkların beşiği yaparak gelmiştir.

 

Anadolu gelişmiş insan yapısıyla, hoş görünün ve sevginin yeşerdiği topraklar olurken, çevresinde yaşayan toplumlarında, bulundukları zor şartlarda sığındıkları topraklar olmuştur. Anadolu insanı da kendisine sığınan bu toplulukları bağrına basmış, ayrım yapmadan yaşamayı, kendi kültürlerinin parçası saymıştır.

 

Kıtaların, kültürlerin birleştiği bu topraklar, sürekli saldırılar altında kalmış,.Saldırılar neticesi yaşanan acılar bu topraklarda yaşayanlara sabır ve hoş görü kültürünü yerleştirmiştir.

 

 Erkeklerini vatan savunmasında kaybederken kadınları çocuklarıyla birlikte yetim kalmıştır.. Anadolu kadını her zor şartta Anadolu dağları gibi dimdik kalmış erkeğinin arkasında akılcılığı cesareti ve çalışkanlığıyla en büyük lojistik güç olmuştur.

 

Her saldırının ardındansa göz yaşlarını içine gömerek bağına bahçesine sarılmış yetimlerini yeni  uygarlıkları kuracak eğitim ve yeti ile tekrar yetiştirerek, içindeki umudu, sevgiyi ve hoş görüyü hiç yitirmeden geleceğe taşımıştır.

 

O nedenle  anaların bitmediği bir türlü bitirilemediği içindir ki adı Anadolu’dur.

 

 Zaman zaman işgaller yaşayan Anadolu, hiçbir işgale boyun eğmemiş, işgale gelenler gitmek zorunda bırakılmıştır.

 

Bir dönem yabancı kültür egemenliğiyle, anaların yok sayıldığı bir dönemde, yok oluşun eşiğine gelinmiş, iktidarı elinde tutanlar ve yabancı güçler kendi iç dünyalarında bitti yok oldu diye baktığı bir anda,  Anadolu insanını, Anadolu kadınını anaları karşılarında bulmuş ve hayal kırıklığına uğramışlardır.

 

İşte o son direniş Kurtuluş Savaşı’dır.

 

Anadolu insanının gücünü görense Mustafa Kemal’dir.

 

O Mustafa Kemal’ ki Çanakkale’de “sizlere savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” emrine, gözünü kırpmadan giden Mehmet’in sırrı, işte o sır, Mehmetçiği yurt sevgisiyle yetiştiren anadadır.

 

Anadolu kadını eğitimde geri bırakılsa da, binlerce yıldır yaşadığı toprakların kendisine sağladığı kültür birikimi ile, her şartta yeni nesilleri yetiştirmeye başarmıştır.

 

Bunu çok iyi gören Ulusal Kurtuluş Savaşımızın büyük komutanı, Mustafa Kemal Atatürk saltanata son vermiş, halkın yönetimi anlamına gelen Cumhuriyeti kurmuştur.

 

Bununla birlikte Anadolu da yeni bir uygarlığın yolunu açarken, kadının önündeki engelleri de bir bir kaldırmıştır.

 

Bunlardan ilki yabancı kültür egemenliğini kırmak için harf devrimini, ardından ayrılıkları gidermek, kadınını ikinci sınıf vatandaşlıktan çıkarmak içinde, kılık kıyafet devrimini gerçekleştirmiştir.

 

5 Aralık 1934 yılında kadınına Avrupa ülkelerinden yıllar önce seçme seçilme hakkı tanımış bu sayede 1935 yılında ilk kadın milletvekili TBMM yerini almıştır.

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün ardından, bir çok alanda olduğu gibi onun gösterdiği hedeflere varma yerine geriye gitme çabaları ise ne yazık ki devam etmiştir.

 

İsviçre’den 38 yıl önce kadınına seçme seçilme hakkı verilmesine rağmen içinde bulunduğumuz durum yüzümüzü kızartacak durumdadır.

 

Hâlbuki çocukları ana eğitir, iyi eğitilen çocuklarsa uygar toplumları oluşturur.

 

Kadınını eğitmeyen toplumlar gelecekte yok olmayı kabul etmiş toplumlardır.

 

Üstümüze oynanan oyunlar ortadır.

 

Bu günden tezi yok kim olursak olalım, çağ dışılığı terk ederek kızlarımızı geleceğin analarını insan onuruna ve tüm insanlığa yol olan Anadolu uygarlıklarını kuran ulusun çocukları olarak yetiştirelim.

 

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar, içinde yaşayanlarıyla birlikte yaşayacaktır.

 

Dünya Kadınlar gününüzü, Tüm Anaların gününü en içten duygularımla kutlarım.

 

Saygılarımla     

 

Çınar Kültür Sanat Dergisi 10 Mart 2007- Yaşar KABA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum