Yüksek Askeri Şura (YAŞ) bitti ama hala General-Amiral atamaları ortada yok. Bu yazıyı kaleme alırken aldığım son bilgi; atamalar üzerinde çalışıldığı şeklinde idi. Kimlerin emekli olduğu konusu ve özellikle Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele’nin de durumu net değil. Milli Savunma Bakanlığı; “Önümüzdeki günlerde netlik kazanacak” diyor. Bu, tam anlamıyla komedi! Ülkemiz, adeta bir kabile devleti anlayışıyla ve dedikoduyu bilgi olarak değerlendiren kafayla yönetilmeye çalışılmaktadır!
YAŞ esasında teknik bir ekip, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin General-Amiral atama ve terfi işleri en önemli görevleri arasında. Tüm dünyada bu işler üç aşağı beş yukarı böyle yapılıyor. Ama bu askeri teknik ekip, siyasi bir ekip haline getirildi. Yani YAŞ, askeri olmaktan çıkarıldı.
Parti Ordusu
Artık YAŞ, içinde askerler olan siyasi bir ekip haline getirilmiştir. Artık aldığı kararlar iliklerine kadar siyasidir. YAŞ’ın YAŞ olmaktan çıkarılması ve siyasi bir ekip haline getirilmesi; “Allah’ın lütfu” bir darbe girişimi sayesinde olmuştur. Bu lütuf OHAL’in, OHAL de KHK’ların, KHK’lar da tek adam rejimine gidişin ve TSK’yı parti ordusu haline getirebilme şansının önünü açmıştır.
Bu plan gerçekleşebilir mi? İmamın hesabı gerçek yaşama uyar mı? Meydan bu kadar boş mu? Yaşayarak göreceğiz ama kafa budur; Türk Silahlı Kuvvetleri’ni İhvan’ın ordusu yapmaya çalışmaktadırlar!
Bugün İtiraz Etmelisiniz
Tabii ki parti ordusu dünden bugüne, bir günde olmaz. Ama ülkemizi gayri anayasal bir biçimde yöneten iktidar iradesinin amacı budur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelenekleri tahrip edilmekte ve genetik kodları ile oynanmaktadır.
Aklınıza şu soru gelebilir; “Kuvvet Komutanları olarak atananlara itirazınız var mı?” Hepsini tanıyorum, yok! Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak atanan Adnan Özbal’ı yakından tanıyorum. Atatürkçü, yurtsever, başarılı ve dürüst bir asker ve denizci! Ama sorun bu değil! Büyük kurumlar gelenekleri ile yaşarlar. Türk Silahlı Kuvvetleri de böyle! Geleneklerde gedik açılmasına müsaade edilemez. Bugün bu gedikten tepki çekmemek için doğru isimler geçirebilirler. Ama buna bugün itiraz etmelisiniz. Yarın açılan bu gedikten yanlış isimleri geçirecekler, hiç şüpheniz olmasın. O zaman itiraz etme şansınız da olmayacak.
Şaibeli Darbe Girişimi
15 Temmuz 2016’nın Kuvvet Komutanlarını emekli etmişler. Halbuki esas emekli edilmesi gereken; Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dı. Çünkü şaibeli darbe girişiminin merkezindeydi. Darbenin yapılacağı istihbaratı alınmasına rağmen yapması gerekenleri yapmamış, TSK’yı alarma geçirmemiş, belli reaksiyonları göstermemiş ve vermesi gerekli emirleri vermemişti Hulusi Akar. Ezcümle; darbe girişiminin “Allah’ın lütfu” olarak gelişmesini sağlayan kilit isimlerden birisiydi Akar! Bu yıl emekli edilen Deniz Kuvvetleri Komutanı ile 81 ilde teşkilatı olan ve geçen yıl emekli edilen Jandarma Genel Komutanı’na sormak lazım “Hulusi Akar 15 Temmuz 2016’da darbe girişimine karşı tedbir alınması konusunda sizi aradı mı?” diye! Şaibeli zurnanın zırt dediği yerlerden birisi de burada!
“Dere geçilirken at değiştirilemezdi”, onun için değişiklikler bu yıla bırakılmıştı. TSK’ya çok ciddi darbeler vurulduktan ve tahribatlar yapıldıktan sonra yıpranmış isimler, yıpranmamış yenileriyle değiştirildi. Ama Hulusi Akar farklıydı! Onun “Siyasal İslam” ile dansı küçük yaşlarda Kayseri’de başladı, Londra’ya uzandı ama bağlılığı hep devam etti ve gizledi. Bu nedenle menzili daha uzun. Eğer 2019’da becerebilirlerse, başkan yardımcılarından birisi de o! Diğerleri de halen payandalık görevi yapan malum isimler!
Bu Gidiş Afganistan Rotası
Halen ülkemizi gayri anayasal biçimde yöneten iktidar iradesi “Siyasal İslamcı” ideolojisi, “Yeni Osmanlıcı” hayali ve mezhepsel bakış açısı ile ülkemizi felakete sürüklemektedir. Bu bağlamda Türk Silahlı Kuvvetleri’ni adım adım siyasetin içine çekerek dönüştürmeye ve parti ordusu haline getirmeye çalışmaktadır. Bu irade; Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, onun temsil ettiği çağdaşlaşmaya, aydınlanmaya, bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip toplumun yaratılmasına karşıdır. Amaçları din devletidir. Bu rotada gitmeye devam edersek, olacağımız yer Afganistan’dır.
İskilipli Atıf Hoca 1920’de; “Mustafa Kemal eşkıyadır ve öldürülmesi farzdır” diyor. Çorum’un AKP’li Belediye Başkanı, şehrin en görkemli yerinde bulunan ve Cumhuriyetimizin onur abidelerinden olan “Hıfzı Veldet Velidedoğlu” adını taşıyan parkın ismini “İskilipli Atıf Hoca” olarak değiştiriyor. Bu değişikliğin, halen ülkemizi yönettiğini sanan iradenin bilgisi dışında olduğu söyleyebilir misiniz? ABD’de, Fransa’da, Almanya’da, Çin’de, bırakın çağdaş ülkeleri Suudi Arabistan’da veya dünyanın herhangi bir ülkesinde bile devletin kurucusu için bu sözleri söyleyen birisinin ismi herhangi bir yere verilebilir mi? Bunun sorumlusu kim sizce?
Hüseyin Hakkı Kahveci’nin “Atatürk’ün Yasaklanan Kitabı, Yahudi Casus Suzy Liberman’ın Anıları” kitabını okumanızı tavsiye ederim.
FACEBOOK YORUMLAR