Milli Savunma Bakanlığı’nın düzenlemesine ve Kuvvet Komutanlıklarına gönderdiği talimata göre; kadın subay ve astsubaylar türban takabilecek. Bu düzenleme, askeri öğrencileri de kapsamaktaymış.
Öncelikle şunu vurgulamak isteriz; Milli Savunma Bakanlığı’nın Kuvvet Komutanlıklarına gönderdiği talimat yasadışıdır. Ben kuvvet komutanı olsam, böyle bir talimatı uygulamam. Çünkü; Anayasamızın çizdiği sınırların dışında ve gayri hukuki!
Referandum Hamlesi!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta yapısı ve birliği, 15 Temmuz sonrasında çıkarılan KHK’larla tahrip edilmiş ve bozulmuştur. KHK’larla yapılacak düzenlemeler, olağanüstü halin amacını ve sınırlarını aşamaz. Burada, KHK’larla yok edilmiş komuta yapısını fırsat bilerek, karşı darbe ve referandum hamlesi yapılmıştır.
Dünyanın hiçbir yerinde, çağdaş ve ileri gitmiş bir ülkenin silahlı kuvvetlerinde görev yapan kadınların, üniforma beraberliğini ve birlikteliğini bozan bir farklılık yaratmasına müsaade edilmemiştir.
Düşman Seviyesinde Saldırı
Üniforma; mesleki ve kurumsal gerekçelerle giyilen, tek tip kıyafettir. Asker, polis, itfaiyeci, doktor, hemşire ve öğrenci üniforması gibi çeşitleri vardır. Aynı mesleğe sahip olan kimselerin üniformaları genel olarak aynı olmasına rağmen; çeşitli renk ve aksesuar farklılıkları olabilir. Ama bu farklar; cinsiyet, rütbe, kıdem, branş, bölüm ve başarı gibi farklılıklarla belirlenir. Örneğin; inanç ve inancın gerektirdiğine inanılan kıyafetler bu farklılıklardan olamaz.
Olursa, onun adı üniforma olmaz. Birlik, beraberlik ve uyum bozulur. Aynı üniformayı giyiyor olmanın getirdiği aidiyet duygusu yok olur ve çözülür. Üniforma sözcüğü, Türkçemize İtalyancadan geçmiştir. “Üni” tek anlamında, “Forma” ise biçim anlamındadır. Yani “üniforma” tek biçim demektir. “İsteyen türban takabilir” demek; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tek biçimliliğine, birlikteliğine, aidiyet duygusuna ve dayanışmasına yönelik düşman seviyesinde bir saldırıdır.
Nerem Doğru ki?
Çok arayan oldu; “Ne diyorsun Türk Silahlı Kuvvetleri subay ve astsubaylarında serbest bırakılan türban işine?” diye. Ne diyeyim ki! Deveye sormuşlar; “Boynun neden eğri?” diye. Deve de “Nerem doğru ki?” demiş.
Gerçekten, deve misalinde olduğu gibi! Bu iktidarın nesi doğru ki! İflas ettirdikleri ekonomiden işsizliğe, hırsızlıktan yolsuzluğa, teröre ve darbeye kadar, ülkemizin içine ettiler. Şimdi, utanmadan sultanlık yetkisi istiyorlar! Sanki ülkemizi yaklaşık 15 yıldır yöneten, onlar değilmiş gibi! Niçin biliyor musunuz; iktidardan düşer ve koltuklarından kalkarlarsa, alttan pislik çıkacak!
“Hayır”lar Çok Önde!
Kamuoyu yoklamaları ve çalışmalarımız gösteriyor ki; “Hayır”lar en az yüzde 60 seviyesinde. Bu, iktidarı çıldırtıyor. “Evet” için yapmadıkları ve yapamayacakları hile, desise ve melanet yok! Onlar açısından işin kötüsü; AKP’ye 2002’den bu yana oy vermiş seçmenin en az yüzde 15’i “evet”oyu vermeyecek, yüzde 10’u ise kararsız, aklı gidiyor ve geliyor!
İşte bu ortamda; Türk Silahlı Kuvvetleri’nde türban serbestisini getirerek, referandum için hamle yapıyorlar. Yine tartışma çıksın, insanlar kamplaşsın ve gerginlik artsın diye. Temiz duygulara sahip dindarlarımızı ve türban giyen kadınlarımızı ve kızlarımızı; “Bakın işte, bunlar size karşı” diyerek kandırmak ve aldatmak için! Ülke ve toplum “çat” diye ortadan ikiye ayrılmış; umurlarında değil.
Hafta Sonu İnegöl’deyiz
Ne yazık ki; iktidar kin ve nefret söylemlerinden medet umuyor. Bugün ülkemizin istikrarı ve güvenliği için en büyük sorun; halen ülkemizi gayri anayasal ve gayri hukuki olarak yöneten iktidar iradesidir. 16 Nisan’da yapılacak “Halk Oylamasında” vereceğiniz “Hayır”oyu; ülkemizin felakete doğru gidişine dur demek olacaktır.
Hafta sonu, niçin “Hayır” dediğimizi ayrıntıları ile anlatmak için İnegöl ve köylerinde olacağız.
Emekli Amiral Türker Ertürk
FACEBOOK YORUMLAR