Geçtiğimiz hafta sonu (8-9 Şubat 2019), Ödemiş Atatürkçü Düşünce Derneği (Ödemiş ADD) tarafından “Atatürk ve Çağdaşlık” konusunda düzenlenen konferansta konuşmacı olmak üzere Ödemiş’teydim. Konferans; katılımı, heyecanı ve sonrasında sorulan soruları ile her bakımdan başarılı geçti. Katıldığım bu tür organizasyonların benim için de iyi tarafı, gittiğim yöreyi, insanını, sorunlarını, duygu ve düşüncelerini yakından tanıma şansını yakalıyor olmam.
Konferansın benim için diğer bir önemi de Balyoz kumpası mağduru Ödemişli Dz.P.Kur. Albay Mücahit Erakyol’un konferansa katılımı ve öncesinde özgeçmişimi okuyarak beni tanıtmasıydı. Erakyol, tanıtımım sırasında kendisi hapisteyken ve ben ise hala üzerimde üniformayı taşırken kendilerine nasıl sahip çıktığımı anlattı. Ayrıca; taktığı Deniz Harp Okulu motifli kravatının hapisteyken benim tarafımdan armağan edildiğini anlatarak bana da duygulu anlar yaşattı.
Balyoz Olmasaydı Amiral Olacaktı
Mücahit Erakyol; yakından tanıdığım, pırıl pırıl, yurtsever, Atatürkçü, çağdaş, çalışkan ve üstün meziyetlere sahip bir subaydı. Ama Gülen Cemaatinin ahlaksız, şerefsiz ve hain köstebeklerinden biri değildi. İşte bu nedenle yok edilmeliydi, terfi etmesi engellenmeliydi ve amiral olmamalıydı. AKP İktidarı ve bugün FETÖ denen Gülen Cemaatinin ortaklaşa düzenlediği Balyoz kumpası ile içeri atıldı ve 4,5 yıl hapis yattı. Bu kumpas olmasaydı veya engellenseydi; bugün amiral olarak görevinin başında olacaktı.
Bugün Türkiye için beka sorunun olduğu söyleniyor ve bu nedenle AKP adaylarına metazori şeklinde destek isteniyor. Halbuki bugün gerçekten ülkemiz için beka sorunu varsa; bunun nedeni AKP İktidarlarının bugüne kadar uyguladığı iç ve dış siyasettir. Halkın birbirine karşı kamplaştırılması ve kutuplaştırılması, sadece Suriye coğrafyasından 4 milyona yakın insanın sığınmacı olarak ülkemize doluşması, bu sığınmacıların içinde istihbarat kaynaklarına göre 35 bin radikal İslamcı teröristin olması ve Türkiye’nin güneyinden PKK’nın uzantısı yapılar tarafından kuşatılmasından daha büyük beka sorunu olabilir mi? Bunların tartışılmasının tek ve de yek nedeni AKP İktidarlarıdır. Sorunun müsebbibinin çözümün belirleyicisi olduğu, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Ergenekon ve Balyoz serisi kumpaslar olmasaydı; 15 Temmuz Darbe Girişimi bile olamazdı bilesiniz!
Halk Yaka Silkiyor
Konferansın ertesi günü Ödemiş’i ve yakın çevresini gezdik, tarihi yerleri ziyaret ettik. İlk gittiğimiz yer; Türkiye’nin en büyük pazarı olan Ödemiş pazarı idi. Gez gez gerçekten bitmiyor. Esnafla ve halkla konuştuk. Herkes, AKP İktidarından illallah etmiş ve yaka silkiyor. Bazıları da şikayetçi ama ifade etmekten çekiniyor ve yalnızca “Ülkede artık hukuk yok! Alır götürürler beni!” diyor. Halk AKP’nin mevcut belediye başkanından hiç mi hiç memnun değil! Görülen o ki; konferansımıza gelen ve bizi dinleyen İyi Parti’nin de desteğini alan CHP’li Mehmet Eriş’in seçilmesi kesin gibi!
Ödemiş; İzmir merkeze 113 km. uzaklıkta, Küçük Menderes havzasında sulak ve bereketli topraklar üzerine kurulu, il büyüklüğünde bir ilçe. Ödemiş’in nüfusu yaklaşık olarak 140 bin kişi. Yetişmeyen ürünse yok gibi! Örneğin patateste senede üç kez ürün alınıyor. Ama devlet desteği yeterince yok. İktidar tarım ürünlerinin pahalı olmasından şikayetçi ama nedeni kendisi; çünkü gereğini yapmıyor.
Birgi
İktidar, arka bahçesi olarak gördüğü ve halkı kandırmak için enstrüman olarak değerlendirdiği ama halkın refahına bir kuruşluk faydası olmayan diyanete binlerce alım ve atama yapmasına rağmen; ihtiyaç duyulan alanlara alım yapmamaktadır. Bitkinin ve tarım ürünlerinin doktoru ziraat mühendisleri, su ürünlerinin doktoru su ürünleri mühendisleri, gıdanın doktoru gıda mühendisleri, oksijenimizin kaynağı ormanların doktoru orman mühendisleri ve hayvanların doktoru veterinerler ama gelin görün ki Tarım ve Orman Bakanlığı bu kadrolara en son alımını 21 ay önce yapmış. Demem o ki; ziraat fakültelerimiz yılda 5 bin işsiz mühendis yetiştirmeye devam ediyor ama tarım ve hayvancılığımız kan ağlıyor. Sanırım 17 yıldır iktidarda bulunan AKP, iktidara gelince bunları düzeltecek!
Ödemiş ve çevresinde gezilecek yerler oldukça çok. Özellikle Birgi görülmeye değer, mutlaka gidilmeli ve görülmeli. Birgi, Ödemiş ilçesine bağlı bir mahalle ve ilçe merkezine 10 km. uzaklıkta. 2012’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici listesine eklenen Birgi; sokakları, yapıları ve mimarisi ile Safranbolu ve Şirince görünümünde ve tadında bir yer. Üzerine bir de tarihini ve geçmişini koyarsanız, daha da fazlası gibi! Eski ve tarihi olan yer; ovada bulunan Ödemiş değil, Bozdağ eteklerinde kurulmuş olan 3 bin yıllık geçmişe sahip Birgi.
Umur Bey, Fatih’ten 115 Yıl Önce Yaptı
Birgi; Aydınoğulları Beyliği’nin merkezi. Bir Türkmen Beyliği olan Aydınoğulları ise Moğol baskısına dayanamayarak yıkılan Anadolu Selçuklu Devleti’nden sonra, Batı Anadolu’da kurulan uç beyliklerinden bir tanesi. Özellikle Büyük Türk Denizcisi Umur Bey zamanında, denizlerde büyük atılım yapılmıştır. Umur Bey; babası Aydınoğlu Mehmet Bey’in ölümü üzerinde Beyliğin başına geçmiş, Rodos’tan Çanakkale’ye, Mora’dan Rumeli’ye kadar denizlerde hakimiyeti sağlamış, Bizans ve Cenevizlilere karşı büyük kazanımlar elde etmiştir.
İstanbul’un fatihi (1453) onu Bizans’tan alan II. Mehmet ise, İzmir’in fatihi (1328) de onu Cenevizlilerden alan Umur Bey’dir. Umur Bey, ayrıca Fatih’ten tam 115 yıl önce (1338), 300 parçalık donanmasının 250 parçasını karadan Patras’a geçirmiştir. Bu yüzden eskiden Korent Limanı’na Umurbey Limanı denirdi. Birgi’ye gidip de Aydınoğlu Mehmet Bey’in ve Aydınoğulları’nın ikinci ve en büyük beyi olan ünlü Türk Denizcisi Umur Bey’in türbesini ziyaret etmemek, Umur Bey’in anıtını görmemek ve altında fotoğraf çektirmemek olmazdı.
İlk Kurşun Savaşı
Ödemiş, aynı zamanda Yunan işgaline karşı ilk asker-sivil kitlesel direnişin yapıldığı yerdir. Ödemiş’in Hacı İlyas Köyü sırtlarında, Yunan ordusuna karşı Jandarma Yüzbaşı Tahir Bey komutasında, gönüllü köylü, efe ve askerlerden müteşekkil bir Kuvayı Milliye grubu tarafından ilk kitlesel direniş başlatılır. Bunun için; şimdi İlk Kurşun ismini alan Hacı İlyas Köyü yakınlarındaki çatışma “İlk Kurşun Savaşı” olarak Millî Mücadele tarihimize geçmiş ve anıtlaştırılmıştır. Zamanın kaymakamı ise düşmana karşı direnilmemesinden yana olduğu için mücadelede yoktur, hatta köstek olmaya çalışmıştır.
Esasında; Birgi ve Ödemiş çevresinde gördüklerimiz ve öğrendiklerimiz hakkında anlatacak çok konu var. Ama köşemiz ne yazık ki fazlasına izin vermiyor. Satırlarımızı sonlandırırken; bu harika organizasyona imza atan Ödemiş ADD Başkanı Gürcay Işık ve yönetim kuruluna teşekkür eder, yurtsever mücadelelerinde başarılar dilerim.
FACEBOOK YORUMLAR