Türker ERTÜRK

Türker ERTÜRK

[email protected]

MİLLETİNE ADANMIŞ BİR ÖMÜR

10 Ocak 2017 - 13:58

1930’da, Romanya’nın Galati şehrinde dünyaya gelir. Galati; “Kale” anlamına gelip, kökeni Kuman Türkçesi’dir. Ailesi ise; 19. Yüzyılda Trabzon’dan gelerek, Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde bulunan bir liman kenti olan Sulina’ya yerleşmiştir. O zaman Sulina, çoğunlukla Türklerin yaşadığı bir yerleşim bölgesidir.

Ağustos 1939’da, Sovyetler Birliği’nin bugün Moldova olarak adlandırılan Besarabya bölgesini işgal etmesi üzerine, babası tası tarağı toplar ve ailesi ile birlikte Türk Bayraklı bir yük gemisi ile kaçarak anavatan Türkiye’ye, İstanbul’a gelir.

Mücadeleyi Seçer​

İlk, Orta ve Lise öğretimini takiben, bugünkü adı Boğaziçi Üniversitesi olan Robert Kolej’e kabul edilir. Babasının 1951’de bir deniz kazasında yaşamını kaybetmesi üzerine, eğitimine ara verir ve ailesini destekler. Daha sonra tekrar okuluna döner ve 1953’de mezun olur.

Mezuniyetten sonra şirketini kurar, uluslararası ticarete başlar ve yaklaşık 50 yıl hem dünyayı gezer, hem de para kazanır. Daha sonra, yaşı ilerleyince işlerini tasfiye eder, keyfine keyif katacağına, balık tutup arkadaşlarına avcı hikayeleri anlatacağına, o yine zorlu bir mücadeleyi seçer.

Türkler Soykırım Yaptı mı?​

Çocukluğunun geçtiği Arnavutköy’de, okul sıralarında ve iş hayatında çok fazla sayıda Ermeni ile ilişki kurmuş ve arkadaş olmuştur. Fakat; Ermeni iddiaları konusunda kafası karışmakta ve kuşku duymaktadır. Tarihe meraklıdır ve sonunda karar verir, 1915 olaylarının gerçek yüzünü araştıracaktır. Gerçekten ataları olan Türkler soykırım yaptı mı? Yoksa yargısız bir infaz mı söz konusuydu?

Gerçekleri öğrenmek için kolları sıvar. “Ermeni Soykırımı” iddiasında bulunan kitapları, makaleleri ve belgeleri tarar. Bu iddiaların tamamen yalan ve iftira olduğunu, büyük bir projenin bir parçası olduğunu görür. Bugüne kadar; 3’ü İngilizce olmak üzere, 5 kitap ve başvuru kaynağı yazmış ve hazırlamıştır.

Büyükelçi Morgenthau​

Bu değerli ve yurtsever insanımız; Şükrü Server Aya’dır. Ben de, beraber katıldığımız bir televizyon programında yakından tanıma onuruna eriştim. O günden beri arkadaşız, dostuz ve kendisini babam gibi severim!​

Morgenthau; Kasım 1913-Şubat 1916 arasında, 26 aylık bir süreçte İstanbul Büyükelçisi olarak görev yapmış. Morgenthau’nun görev yaptığı dönem ile ilgili olarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti yöneticileri ile olan ilişkilerini, görüşlerini ve konuşmalarını, Ermeni tehciri ile ilgili olarak duyduklarını yazdığı “Büyükelçi Morgenthau’nun Anlatısı” adlı bir kitabı var.

Başkan Wilson'un Onayı Var!​

Bu kitap Ermeniler tarafından; “Değeri paha biçilmez bir kaynak” olarak nitelendirilmektedir. Ermenilerin sözde soykırım iddialarının çok büyük bir kısmı, bu kitaba dayanmaktadır. Ama bu kitap; yalan, dolan ve iftiranın üstüne oturmaktadır.

Morgenthau, İstanbul’da görev yaptığı süre içerisinde, şehrin 10 km dışına dahi çıkmamıştır. Kitap, tercümanları olan Arşak Şimavonyan ve Agop Andonyan’ın anlatılarına dayanmaktadır. Büyükelçi ABD’ye döndükten sonra, Osmanlı’yı suçlayabilecek böyle bir kitap yazabileceğini Başkan Wilson’a söyler ve onayını alır. Kitabın yazarının kendisi olduğu da yalandır, biliyor musunuz? Kitap; Pulitzer ödüllü Burton J. Hendrick’e yazdırılmış ve karşılığında bugünkü değeri ile yaklaşık 1 milyon 300 bin ABD doları verilmiştir.

Büyükelçi'nin Mantık Dışı Çelişkileri​

İşte Şükrü Server Aya; “Preposterous Paradoxes of Ambassador Morgenthau” (Büyükelçi Morgenthau’nun Mantık Dışı Çelişkileri) adlı kitabında, bu rezillikleri, kepazelikleri ve iftiraları yabancı kaynaklı belgelere dayanarak anlatıyor. Kitabında karşı konulamaz ve inkar edilemez belgeler konuşuyor, masal anlatılmıyor. Bu kitabı mutlaka alın, okuyun ve çocuklarınıza, torunlarınıza bırakmak için kütüphanenizde saklayın.

Emperyalizm ve onun güdümünde bulunan Ermeni Diasporası, boş durmuyor, ülkemizin başına çoraplar örmeye çalışıyor ve öldürücü saldırılarına devam ediyor. 1​4​ yılı aşkın süredir iktidarda bulunan AKP ise, tüm milli sorunlarımızda şimdiye kadar olduğu gibi, havanda su dövüyor ve hiçbir şey yapmıyor.

 

Büyük Yalan

İlerlemiş yaşına rağmen; gecesini gündüzüne katarak, tek kişilik bir ordu gibi çalışan, üreten, bu konuda kendi ekonomik imkanlarını da harcayan ve bağrından çıktığı Türk Milleti’ne hizmet etmeye çabalayan Şükrü Server Aya ile gurur duyuyorum.

​Halen üzerinde çalışmakta olduğu "Büyük Yalan" adlı yeni kitabı; Mart 2017’de Türkçe, Almanca, Fransızca ve İngilizce olmak üzere, dört dilde piyasaya çıkacaktır. Bu çalışma; “Ermeni Soykırımı” iddialarına karşı Şükrü Server Aya’nın nihai öldürücü darbesi de olacaktır, diyebiliriz. Mutlaka okumalısınız!  ​Bu kitaba önsöz yazma ayrıcalığını bana verdiği için, kendisine çok teşekkür ediyorum.

Hiç şüphe yok ki; “Ermeni Soykırımı”, emperyalist bir yalandır. Bu yalan, büyük bir planın ve ulaşılmak istenen hedefin önünü açmak için uydurulmuştur. Aynen Ergenekon, Balyoz ve benzeri yalanlar gibi. Bu nedenle, yalanların içinde çelişkilerin olması çok doğaldır. Her iki yalanın ve iftiranın da amacı; bölgemize ve ülkemize yönelik olarak hazırlanan emperyalist planların realizasyonudur.

Yalanlar kendi içinde çelişkili olabilir ama 100 yıl arayla ortaya konan bu yalanların hizmet ettiği hedefler açısından, emperyalizm tutarlıdır. Hedef; dün Osmanlı, bugün de onun halefi Türkiye’dir. Bölgenin istikrarsızlaştırılması, Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerine düşmanlık, laikliğin aşındırılması, BOP kapsamında Türkiye’nin bölünmesi ve küçültülmesi planı, ​teröre boğulmamız, ayrıştırılma, kamplaştırılma ve rejim değişikliği​ne giden anayasa paketi bu amaca yöneliktir.​

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum