Geçen gün, bir arkadaşım tarafından elektronik posta aracılığı ile gönderilen bir videoyu izledim. Videoda; ilkokul seviyesinde bir sınıfı öğretmenleri “Selamünaleyküm” diye selamlıyor ve öğrenciler hep bir ağızdan “Aleykümselam” diye yanıt veriyorlar. Arkasından dinsel içerikli ritüeller, “Siyasal İslamcı” sözler ve tekbirler. Belli ki; andın yerine planlanmış, cihatçı kafa yapısına sahip dindar ve kindar nesiller yetiştirilmesine yönelik bir beyin yıkama operasyonu.
Bu uygulama henüz eğitim ve öğretim sistemimize egemen olmamakla birlikte; halen bizi yöneten iktidar iradesi ile gidilen yer burasıdır. Cihatçı, kindar ve dindar nesiller yetiştirme fikri; “Siyasal İslamcı” ideolojisi, “Yeni Osmanlıcı” hayali ve mezhepsel bakış açısı ile iktidarın gerçekleştirmeye çalıştığı idealidir.
Dinsel Motifli Terörist Üretir
Çağdaş eğitim ve öğretim sistemi, bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip nesilleri yetiştirme peşindedir. İnanan değil, sorgulayan, biat etmeyen, bilimi tek yol gösterici olarak benimseyen nesillerle üretici, zengin ve refah toplumu olabilir. Eğer eğitim ve öğretim sistemi akli (laik) ve bilimsel değilse, oradan çağdaş ve üretici insan çıkmaz.
Cihatçı, kindar ve dindar eğitim ve öğretim sistemine tabi olmuş nesillerden çok az çağdaş insan çıkar. Bu az olan insanlar ya yüksek zeka kapasitesine sahiptir ya da çağdaş ailelerden geldiklerinden bağışıklık sistemleri kuvvetlidir. Çoğunlukla ise üretemeyen, problem çözme yeteneği olmayan, sorgulayıcı akıldan uzak ve kafayı öteki dünyaya takmış mutsuz kitleler yetiştirir cihatçı kindar ve dindar eğitim ve öğretim sistemi. Ayrıca, günümüzde çok yaygın olan dinsel motifli teröristleri de bu öğreti üretir.
Takım Elbise ve Kravat Aldatmasın!
Atatürkçülük eşittir çağdaşlıktır, aydınlanmadır, akıldır ve bilimdir. Atatürkçü eğitim ve öğretim sistemi demek; akılcı ve bilimsel düşünce sistemine geçmiş, bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip nesillerin yetiştirilmesi demektir. Bugün dünya yüzünde ileri giden, zenginleşen, refah yaratan ve mutlu olan toplumların hepsinin formülü budur.
Bugün ülkemizi yöneten iktidar iradesi, çağdaş dünya görüşüne sahip değildir. Atatürk’e düşmanlıklarının arkasında çağdaşlığa olan düşmanlıkları vardır. Giydikleri takım elbise ve kravat sizi aldatmasın. Eğitim ve öğretim sistemi içinde bulunan Atatürk’ü çıkarmalarının da nedeni budur.
Düşmanlığın Arkasında Ne Var?
Tabii ki, Atatürk’ü herkes sevmek sorunda değil. Ama bu topraklarda yaşadığı halde birisi Atatürk’e düşmanlık yapıyorsa; benim gözümde adam bile değildir. Çünkü Atatürk’e düşmanlığın mutlaka bir gerekçesi vardır. Ya bölücüdür ve Türk ulusal kimliğine karşıdır, ya emperyalizmin işbirlikçisidir, ya aydınlanmaya karşıdır ve Ortaçağ düşünce sisteminden çıkamamıştır, ya Türk Devrimlerini anlamamış ve travmalı hale gelmiş bir ailenin zehirlenmiş çocuğudur, ya zır cahildir ya da ahlak, şeref ve haysiyet gibi kavramlardan bayağı uzaktır.
Geçen hafta, sınıf arkadaşım Ayhan Yıldızel yurtdışından getirtip okuduğu kitabın geniş bir özetini faydalanmam için bana göndermiş. İzninizle ben de bugün, konuyla ilgisi olduğu için özeti biraz daha özetleyerek sizinle paylaşmak istiyorum.
Çalışma 18 Yıl Sürmüş
Kitabın adı; “King of The Mountain: The Nature of Political Leadership” (Dağın Kralı: Siyasi Liderliğin Doğası). Kitabın yazarı; Amerikalı Psikiyatri Profesörü Arnold Ludwig. 20. Yüzyılda görev yapmış olan dünya liderlerini masaya yatırmış ve bilimsel olarak incelemiş. Ludwig’in liderler üzerinde yaptığı çalışma tam tamına 18 yıl sürmüş ve 2 bin kişi değerlendirme kapsamına alınmış.
Araştırma sonunda ise; öne çıkan 377 devlet adamı belli kıstaslar üzerinden değerlendirilmiş. Bu kıstaslar; “sıfırdan ülke yaratmak, toprakları genişletmek, iktidarda kalınan süre, askeri başarı, sosyal tasarım gücü, ekonomik başarı, devlet adamlığı, ideoloji ortaya koyma, ahlaken örnek olma, siyasi miras ve ülkenin nüfusu”dur.
İnsanlık Aleminin Parlayan Yıldızı
Dünya liderlerinin bilimsel kıstaslar üzerinden değerlendirildiği bu uzun soluklu akademik çalışma sonunda; “Vizyoner” sıfatı ile 20.Yüzyılın (1 Ocak 1900 - 31 Aralık 2000) gelmiş geçmiş en büyük liderinin ve devlet adamının Mustafa Kemal Atatürk olduğu sonucuna varılmış.
Yapılan bilimsel sıralamada Atatürk 31 puanla ilk sırada yer alırken, Çin’in kurucusu Mao ve ABD Başkanı Franklin Roosevelt 30 puan, Sovyetler Birliği Başkanları Stalin 29, Lenin 28, Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle 27, Hindistan’ın ilk Başbakanı Nehru 25, Tunus’un kurucusu ilk devlet başkanı Habib Burgiba 24, Küba lideri Fidel Castro ve İran’ın dini lideri Humeyni 23, İngiltere Başbakanı Churchill 22 puan almıştır. Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı II. Abdülhamit de 12 puan ile sıralamaya girmiştir.
Sonuç olarak söylemek gerekirse; Atatürk yalnız ülkemiz, bölgemiz ve tüm İslam alemi için değil, aynı zamanda tüm dünya ve insanlık için de vizyon sahibi büyük bir liderdir. Bu nedenle Atatürk’ü yok saymaya çalışmak, boşuna gayretkeşliktir. Bu gayret içinde olanların hepsi yok olacak ve yarın kimse hatırlamayacaktır. Ama O, tüm zamanların insanlık aleminin parlayan yıldızlarından biri olmaya devam edecektir.
FACEBOOK YORUMLAR