2017’nin ilk gününün akşamı; iliklerine kadar yandaş bir kanalda, yine aynı gün meydana gelen “Ortaköy Terör Saldırısı” konuşuluyor. Kendisini stratejist olarak takdim eden bir bey; “Rus Büyükelçisini öldürenin hiç önemi yok. Ona tetiği çektiren el Atlantik ötesinde” dedi.
Rus Büyükelçisi Andrey Karlov’u öldüren Polis Memuru Mevlüt Mert Altıntaş’a tetiği çektiren iradenin arkasında, gerçekten okyanus ötesi olabilir mi? Sanırım burada okyanus ötesi ile ABD ve onun istihbarat örgütü CIA kastediliyor. Kesin bilmemekle beraber bu soruya; “olabilir” şeklinde yanıt vermek mümkün. Çünkü biliyoruz ki ABD; küresel hedeflerine ulaşabilmek için 4. Nesil Savaş yöntemlerini yaygın olarak uyguluyor ve terör bu savaşın en önemli enstrümanlarından biri.
Yandaş Beyefendi
Ne yazık ki; biz de bu yöntemi Suriye’de Beşar Esad’ı devirmek için, çok yaygın olarak kullandık. Bugün 911 km’lik Suriye sınırımızın 800 km’sine PKK hakimse ve bölgede Araplara ve Türkmenlere karşı etnik arındırma yapıldıysa; bunun müsebbibi ülkemizdeki iktidardır. Çünkü Suriye’deki vekalet savaşının ateşine 5,5 yıl odun taşıdılar. Hatta; 2012’de Suriye’de beş bakanın havaya uçurulduğu terör saldırısından sonra bile başsağlığı dilemediler, niçin? Çünkü Esad’ı yıkmaya çalışıyorlardı! Ama yanlış hesap; Şam’dan, Tahran’dan ve Moskova’dan döndü! Ülkemiz teröre boğulduktan sonra!
Ayrıca, yandaş kanalın yandaş beyefendisinin; “Rus Büyükelçisini öldürenin hiç önemi yok” sözüne de katılmak mümkün değil. Burada esas önemli sorun; Mevlüt Mert Altıntaş’ı tetiğine basıldığında ateşlenebilir bir silah hale getirenin kim, kimler ve hangi dünya görüşünün olduğudur.
Esas Suçlu Kim?
1994 Aydın-Söke doğumlu Mevlüt, AKP iktidara geldiğinde 8 yaşındaydı. Mevlüt’ü emperyalizmin terörizmde kullanılabilir silahı haline getiren iklimin baş sorumlusu; 14 yıldır ülkemizi yöneten AKP İktidarıdır.
Öğretimin tekliği ilkesinden fiili olarak vazgeçen, eleştirel akla sahip bilim egemen kafalı yerine, dindar ve kindar gençlik yetiştirilmesi hedefini ortaya koyan, Atatürk’e ve Cumhuriyetin kurucu ideolojisine düşmanlık eden, laikliği yok etmek üzere merhale merhale aşındıran bu iktidar döneminde büyüdü, terörizmin silahı oldu ve emperyalizm tarafından kullanıldı Mevlüt’ler. Esas suçlu, bu iklimi yaratan siyasi iktidardır.
Laiklik Yaşamsal Bir İhtiyaç
Doğrusunu söylemek gerekirse; İslam dünyasında laiklik yaşamsal bir ihtiyaç. Laiklik, iki büyük nedenle İslam’ın egemen olduğu topraklarda şart! Birincisi, güvenlik konsepti olması. Laikliğin olmadığı İslam coğrafyasında, din ve mezhep motifli kavga eksik olmaz, kan, kin ve gözyaşı asla dinmez ve kesilmez. İkinci neden ise, emperyalizme karşı koruyucu kalkan olmasıdır. Çünkü emperyalizm, toplumları en çok din ve mezhep üzerinden manipüle eder ve hedefleri için kullanır.
Laik eğitim ve öğretimin olduğu, aşındırılmadığı, eleştirel akla sahip, bilim egemen kafalı insanların yetiştirildiği sistem, Mevlüt’leri yetiştirmez! El-Kaide, El-Nusra ve IŞİD gibi radikal İslami örgütler; böyle bir iklimden terörist ve militan devşiremez.
Ortaçağ Düşünce Sisteminin Ürünü
Bugün; çağdaş dünya akılcı ve bilimsel düşünce döneminde. Bu nedenle her konuda ileride, fonksiyonel ve üretici. İslam dünyası ise hala bu geçişi yapamadı, Ortaçağ düşünce sistemi içinde çırpınıyor ve sadece birbirini öldürüyor.
Kâfirlik; Ortaçağ düşünce sisteminin bir ürünüdür. Karşı tarafı kâfir ilan eden din görünümü altında ama gerçekte çıkar odaklı olan savaşlar, böyle yapıldı. Haçlı Seferleri, böyle tetiklendi. İspanya’yı ele geçiren Emeviler de kâfirlerin üzerine sefer yapmıştı. İnsan öldüren kimse ve cani anlamına gelen katil affedilirdi. Hatta din adına ve cihat adına yapılıyorsa, katiller desteklenir ve teşvik edilirdi.
Türkiye Bir Vahaydı!
Aydınlanmayı içselleştirmiş, akılcı ve bilimsel düşünce sistemine geçmiş toplumlar için esas olan, çağdaş ve laik hukuktur. Buna göre; kâfirlik suç değildir, katillik, yani insan öldürmek suçtur. Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri ile Türkiye’de, çağdaş ve laik hukuk benimsenmiştir.
İşte bu nedenle ülkemiz, İslam dünyası içinde bir vahaydı. 14 yıldır iktidarda bulunan irade ile bu vaha çölleştirilmektedir. İşte Mevlüt’ler; din adına olursa katilin kutsandığı ama kâfirliğin mutlaka katledilmesi gerektiği öğretisini yücelten, bu iklimin çocuklarıdır.
Türker Ertürk
FACEBOOK YORUMLAR