Türker ERTÜRK

Türker ERTÜRK

[email protected]

Kapatma Davasının Anlamı Ve Arka Planı

20 Mart 2021 - 11:09 - Güncelleme: 20 Mart 2021 - 11:14


HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliği düşürüldü, HDP hakkında kapatma davası açıldı, HDP'li milletvekillerinin fezlekeleri Meclis'e sevk ediliyor. “Oh be! Nihayet Türkiye’ye çok büyük zararlar veren HDP’den kurtuluyoruz” diyebilir miyiz? HDP’nin demokrasimize, güvenliğimize, milli birliğimize ve bütünlüğümüze zarar verdiğini düşünüyorsak kendimize sormamız gereken soru şu: Mecliste bulunan ve siyaset yapan bir HDP mi, yoksa kapatılmış bir HDP mi ülkemize çok daha zararlı olur?

Mücadeleler duygusallıktan uzak, sorgulayıcı akılla, bilimsel bilgiyle, sorunu doğru tespit ve analiz ederek, geçmişin sorunla ilgili deneyimlerini içselleştirerek kazanılabilir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyetimiz, Aydınlanma Devrimleri, akıl ve bilim üzerine inşa edildi. Ortaçağ kafasıyla ve hukuksuzluk yaparak sorunlarımızı çözemeyiz.

Demokrasi Tramvayı

İktidarın ne olduğunu, neler yapıp neler yapmadığını çok iyi biliyoruz, Türkiye’nin güvenliği, çıkarları, demokrasisi ve hukuku peşinde olmadığını da! Ayrıca; demokrasiyi istediği durakta inebileceği bir tramvay olarak gören bu zihniyetin demokrasi adına bugüne kadar iyi şeyler yapmadığını ve bundan sonra da yapamayacağını görebiliyoruz. Bugün Türkiye, demokrasiyle yönetilen ülkeler sınıflandırmasında değil. Bunun müsebbibi bizatihi iktidardır. Türkiye’de hukuku, insan hak ve özgürlüklerini, adaleti bu iktidar katletmiş ve yargıyı muhalifleri susturup içeri atmak için bir operasyon silahı haline getirmiştir. Açılan paketler ve açıklanan eylem planları bile bunun çok açık bir delilidir.

İktidar saray mücadelesi yapıyor! Vatan, demokrasi, hukuk ve insan hakları mücadelesi yapmadı, yapmıyor! Ahmet Davutoğlu “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan içine çıkamaz” dedi. İktidarın içini dışını iyi bilen Davutoğlu, hedefe iktidarı koydu ama yine de kontrollü konuştu. Çünkü sorun utanç değil, yargı önünde hesap vermeyi gerektiren icraatlar meselesiydi. İktidar, emperyalizm tarafından önüne konan çözüm sürecini uyguladı, terörle mücadele değil, müzakere etti ve bu kapsamda terör örgütü PKK ile Oslo’da masaya oturuldu. Çağdaş bir devlet için bir sorunu çözmek adına tabii ki bu da yapılabilirdi ama Meclis’ten yetki alınmadan değil!

İktidarın Türkiye Endişesi Yok!

O dönemde askere ve polise “teröristlerle mücadele edilmemesi” için emir verildi. Yasal olmayan ve suç işleten emirler vermek ve bu emirleri uygulamak suçtur, biliyor musunuz? PKK’nın istemediği valileri, komutanları ve polis şeflerini de görevden aldılar. Hendekler sağlanan bu imkânlar nedeniyle kazıldı! Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’a güzellemeler yapan, Abdullah Öcalan’dan mektup taşınmasını normalleştiren ve kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkaran bu iktidar değil miydi?
Demem o ki; iktidarın Türkiye endişesi yok, iktidar kendi kaybettiği, HDP’nin oylarına göz diktiği ve en azından bu oyların muhalif cephede daha açık bir ifade ile Millet İttifakının arkasında kümelenmesini engellemek istediği için HDP’ye yönelik bir operasyon yapıyor.
Kapatmak BOP Amaç ve Hedeflerine Hizmet Eder
Bu operasyon Büyük Ortadoğu Projesi’nin  (BOP) amaç ve hedeflerine hizmet eder. Bu girişim -ama bilinçli ama bilinçsiz- Türkiye'yi bölmeye ve parçalamaya yöneliktir. HDP’yi kapatma girişimi Kürt kökenli yurttaşlarımıza “ne yaparsanız yapın size meşru zeminlerde siyaset yaptırmayacağız” demektir, onları yasal olmayan yollara itmek ve PKK’nın kucağına atmaktır.

Hiçbir sosyal yapı, siyasi parti veya kitle örgütü homojen yani yekpare değildir. HDP de o partiye oy veren 6 milyonu aşkın seçmen de değil! Ama hukuk ve demokrasi dışı, toptancı davranışlarla HDP’yi kapatır ve seçmenini cezalandırırsanız radikalleşmeye neden olursunuz, ılımlıları, Türkiye’nin birliğinden ve bütünlüğünden yana olanları kaybeder ve yekpare hale getirirsiniz.

Hepinizin Kapısına Dayanacaklar!

2013’de, Maltepe’de Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde Uğur Mumcu’yu anmak için düzenlenen etkinlikte bir konuşma yapmıştım. Ağzına kadar dolu salonda yaptığım konuşmada; ülke olarak yaşadığımız zorlukları, nedenlerini, AKP’nin ne anlama geldiğini ve bizi bekleyen tehlikeleri anlatmaya çalışmıştım.
Konuşmamda; “Hepinizin kapısına dayanacaklar! Bunlar; Cumhuriyetimize, Türk Devrimlerine, Atatürk’e ve tüm değerlerimize düşmandır! Sadece sıranız gelmediği ve öncelikli hedef olmadığınız için size gelmediler!” demiştim. Yani bugünlerin geleceğini o günden görmüştüm.
Başta CHP Olmak Üzere Tüm Muhalefet Partilerine de Sıra Gelecek!
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması çok büyük bir hataydı. Niçin hata olduğunu zamanında da yazmış ve ekranlarda anlatmıştım. İktidar için dokunulmazlıkların kaldırılması; otoriter bir yönetim kurmak, hiç gitmemek, halkın temsilcilerini iktidar gücünün saldırılarına karşı korunmasız hale getirmek için elzem operasyonlardan biriydi!

“Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim. Benim için geldiklerinde ise sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” diyor, Alman teolog Martin Niemöller.

Hiç şüpheniz olmasın; HDP’ye yapılan operasyon zamanı gelince başta CHP olmak üzere diğer muhalefet partilerine de yapılacak. Susmayın! Susarsanız, partisel, örgütsel ve kişisel olarak sesinizi çıkarmazsanız, sıra size de gelecek. Herkesin ama herkesin kapısına dayanacaklar! Demokrasiye, özgürlüklere susarak, sessiz kalınarak sahip çıkılamaz! İfade özgürlüğüne sahip çıkmak demek; sizin fikirlerinizin dışında olan ve hatta sizin fikirlerinizin karşısında olanlar için de ifade özgürlüğüne sahip çıkmak demektir.  

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum