CADILAR

Geçen hafta sonu Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında yapılan etkinliklere katılmak için Almanya’daydım. Bu maksatla Bielefeld ve Hannover şehirlerinde “Cumhuriyetin ülkemiz için ne anlama geldiği ve halen kötüye giden süreci durdurmak için ne yapılması gerektiği” konusunda konuşmalar yaptım.

Şunu net olarak söyleyebilirim; Dincilikle uyutulanlar ve kandırılanlar hariç Avrupa’da yaşayan insanlarımızın Türkiye’de olup bitenlere karşı duyarlılığı ve farkındalığı çok yüksek. Endişe ve korku içindeler!

Konferanslara katılım, ilgi ve heyecan yüksekti. Pazar günkü Hannover konuşmama Berlin, Bremen, Delmenhorst, Flensburg, Duisburg, Peine, Hildesheim, Salzgitter ve Osnabrück şehirlerinden okurlarım ve beni takip edenler katıldı. Hele Berlin’den Hannover’e 294 km’yi tam tamına 43 saatte bisiklet ile gelen okurum Nejat Kabakçı’yı karşımda görünce koşuşturma yorgunluklarımı biranda unuttum.

Herkes yeni bir siyasi harekete, daha doğru bir ifade ile yıpranmamış ve geçmişinin hesabını verebilir birleştirici isimlerin bir araya geldiği yeni bir partiye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Operasyonla YCHP haline gelen, kurucu ideolojisinden, 6 Ok ilkelerinden vazgeçen ve HDP ile aynı çizgide buluşan Ana Muhalefet Partisi’nden artık herkes ümidi kesmiş durumda.

Özel görevliler!

Aldığımız bilgilere göre en son yaptırılan kamuoyu yoklamasında CHP’nin oyu yüzde 17’ler civarında ve düşüş eğiliminde. Siz CHP’nin lideri veya yöneticisi olsanız doğru yolda olmadığınızı anlar ve yanlış politikalardan vazgeçersiniz değil mi? Ama hala ısrar ediyorlar. Bunun tek bir anlamı var; Kılıçdaroğlu ve arkadaşları özel görevliler!

Almanya’ya cuma günü gittim. O gün tarih 31 Ekim’di. Her yıl kutlanan Cadılar Bayramı idi. Bu bayramın pagan ve Hristiyan kökleri olmasına rağmen günümüzde seküler bir kutlama haline gelmiş. Çocuklar ve gençler bugünde korkunç kostümler içine giriyorlar, yüzlerini boyuyorlar, adeta hortlaklar ve cadılar gibi oluyorlar. Akşam gittiğimiz restoranın etrafı kızlı erkekli bu gençlerle doluydu. Esasında bu insanlar Avrupa’nın Ortaçağ döneminde geçirdiği kanlı ve korku dolu dönemi bir şekilde alaya alıyorlardı.

Gerçekte dünyada hiçbir zaman, cinler, periler, hortlaklar ve cadılar olmadı. Ama toplumu baskı altına alabilmek, idare edebilmek ve sömürebilmek için onlara her zaman ihtiyaç duyuldu. Çağdaş ve medeni dünya uzun ve kanlı mücadeleden sonra bunları yaşamından çıkardı aklı ve bilimi esas alan toplumu kurmayı başardı. Fakat İslam dünyasının büyük çoğunluğunda bugün Ortaçağ karanlığı ve onun hortlakları, cadıları, büyücüleri, perileri, cinleri, elverenleri, muskacıları ve üfürükçüleri egemen.

Rol talep ediyorlar!

Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri ile kurulan Cumhuriyet, Ortaçağın bu kalıntılarını yok etme ve aklı egemen kılma girişimiydi. Bu konuda çok mesafe kat edildi ama bugün iktidarda bulunan AKP ve onun sağladığı gerici iklim ile bu kazanımlar bir bir yok ediliyor ve Ortaçağ’a doğru tekrar dönüyoruz.

Almanya’da “Türkiye’deki kötü gidiş hakkında herkes bir şeyler yazıyor ve söylüyor, hangisi doğru nasıl anlayabiliriz?“ diye sordular. Sevgili okurlar bugün Türkiye, hiç şüphe yok ki adım adım felakete doğru sürükleniyor, bölünme, parçalanma, iç savaş ve Ortaçağ karanlığı rotasında tam yol ilerliyor.

Eğer bir siyasetçi, gazeteci, aydın veya konuşmacı yaşadığımız bu sürecin arka planını, büyük resmi, emperyalizmi, ABD’yi, F Tipi Örgütü, bölgemiz ve ülkemiz için yapılan planları anlatmıyorsa, “Açılımlar” ile Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonları resim içinde yerli yerine koymuyorsa, sadece AKP, hırsızlıklar ve Aksaray ile uğraşıyorsa bilin ki, gözünden gerçekleri kaçırıyordur ve amacı AKP’nin yerine emperyalizmden rol ve menfaat talebidir.

Yarın ADD’nin davetlisi olarak Gelibolu’da olacağım saat 1730’da Atatürk Kız Meslek Lisesi Konferans Salonu’nda “Atatürk ve Cumhuriyet” konusunu anlatacağım.

Saygılar sunarım.