Türker ERTÜRK

Türker ERTÜRK

[email protected]

AMERİKA ZİYARETİ

18 Mayıs 2017 - 20:41

Amerika; Gazi Mustafa Kemal Atatürk hariç olmak üzere, siyasetçilerimizin iktidarı ve muhalefeti ile çok sık ziyaret ettikleri ve destek aradıkları bir ülke. Bu konuda rekor, rakipsiz bir biçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait. Başı sıkıştıkça soluğu Amerika’da alıyor. Almadan vermek Tanrı’ya mahsus olduğu için, Amerika da verdiği desteğin karşılığını fazlasıyla alıyor. Amerika kişisel destek veriyor, karşılığını Türkiye ve Türk Halkı ödüyor!

Geçen gün yapılan Amerika ziyareti ise; Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından, bugüne kadar yaptığı Amerika ziyaretleri içinde en başarısız olanıydı denebilir. Benzetmek gibi olmasın ama; Menderes’in son Amerika gezisiyle benzerlikler çok!

Başarısız Geçti

Görünen o ki; Amerika Erdoğan’ı silmiş. Ama silmiş olması, Erdoğan’ı terminal safhasına kadar kullanmayacağı anlamına gelmiyor. Erdoğan ve yakın çevresi de durumun farkında. Erdoğan’ın duruşundan, yüz hatlarından ve vücut dilinden, Amerika ziyaretinin başarılı geçmediği çok rahat belli oluyor.

Zaten, Erdoğan’ın Amerika ziyareti başlamadan bitmişti! Amerika; en yetkili ağızlardan IŞİD’e karşı savaşta NATO müttefiki olan Türkiye yerine PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG güçleri ile müttefiklik yapacağını açıklayarak ve ziyarete ramak kala PYD/YPG güçlerine “ağır silahlar” gönderilmesi talimatını Başkan Donald Trump imzası ile vererek; Erdoğan’ın ziyaretini kasti olarak dinamitlemişti.

Tıpış Tıpış Gitmek Zorundaydı!

Bu gelişme üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılması gereken, ziyaretin iptaliydi. Ama yapamazdı. Yapamayacağını, tıpış tıpış ABD’ye gelmek zorunda olduğunu, Başkan Trump yönetimi biliyordu!

Trump’ın konuşmasında IŞİD’e karşı yapılan ve 70’i aşkın şehit verdiğimiz Fırat Kalkanı Operasyonu’ndan bahsetmemesi, daha önce ifade edilen “PYD’nin Menbiç’ten çekileceği ve Fırat’ın batısına geçmeyeceği” sözlerinin hatırlanmaması, PKK ve PYD ilişkisi aşikar olmasına rağmen görmezden gelinmeye devam edilmesi, Erdoğan’ın önem vermesine rağmen Gülen’in iadesinden söz edilmemesi, ziyaretin başarısızlığının ispatı niteliğindedir. Hatta; tam ziyaret günü Amerika’nın en önemli politik gazetesi olan, Pentagon, CIA ve NSA’e yakınlığı ile bilinen Washington Post’ta Gülen’in Türkiye’yi suçlayıcı bir makalesinin yayınlanmasını tesadüf olarak görmek gerçekten saflık olur.

Yalandan Ölünmüyor

Trump yönetimi; Erdoğan’ın hiçbir pazarlık gücünün kalmadığını, hareket serbestisinin olmadığını, Çin, İran ve Rusya’nın bulunduğu tarafa bile geçemeyeceğini biliyor ve gördü. Yani Erdoğan’ın kozu yok, Amerika Erdoğan’ın elini biliyor, hatta Amerika’nın Erdoğan’ın başını belaya bile sokabilecek, yargılanmasına yol açabilecek ciddi kozları var.

Erdoğan’ın tek yapabileceği; bu başarısızlığı, çıkmazı ve felakete sürüklenme sürecini, elinde bulunan medya ve devlet gücüyle Türk Halkı’na bir başarı olarak takdim etmesi. Erdoğan’ın Trump ile Beyaz Saray’da basına yaptığı açıklamanın tercümesinde gördüğümüz skandal, bu nedenle yaşandı. Amerika’ya “süt dökmüş kedi” gibi davran ama Türk Halkı’na yalan söyleyerek kandır ve Türkiye’ye gelince Amerika’ya dayılan. Çünkü 15 yıldır gördüler; yalandan ölünmüyor, hatta kazanılıyor!

Alıp Misketlerini Gidemezsin

Sorun; Irak, Suriye, IŞİD, PKK ve PYD sorunu değil. Bölgede yeni bir harita çiziliyor ve bölge yeniden tasarlanıyor. Türkiye de bu işin ve bölgenin içinde. Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu Projesi, bunun adı! Yani Türkiye’nin de dahil olduğu bölgeye, emperyalizm tarafından tecavüz edilmesi planı! Siz eğer bu tecavüz planında görev aldıysanız, sıra da size geldiyse; “Ben oynamıyorum, alıp misketlerimi gidiyorum” diyemezsiniz, dedirtmezler.

Çok yanlışlar yapıldı, geriye dönülebilecek eşik bu iktidar iradesi için geçildi. Efendim neymiş; “Türkiye-Amerika Savaşı” varmış, “Amerika Suriye’de yenilmiş”, “Saray savaşı değil, vatan savaşı yapılıyormuş”. Bunlar gibi daha bir sürü ayağı yere basmayan boş laflar, belli maksada matuf olarak ülke gündemini meşgul ediyor.

Ancak İç Kamuoyu Yer!

Erdoğan’ın tüm sözleri, açıklamaları, meydan okumaları, Fırat Kalkanı, Şengal ve Karaçok Operasyonları ile yaptıkları; Amerika’ya karşı savaş değil, pazarlıkta elini güçlendirme ve iç kamuoyuna yönelik saygınlık ve oy arttırma faaliyetiydi. Bunu iç kamuoyu kısmen yese de Amerika’nın yemediğini en son ziyarette gördük.

Amerika’ya meydan okuyabilmek ve bir pazarlık gücü elde edebilmek için Türkiye’nin müttefiklere ihtiyacı var. Ama yapılan fahiş hatalar sonucunda, Türkiye’ye kimse güvenmiyor. Rusya, İran, Bağdat, Şam, Bulgaristan güvenmiyor! Çin de güvenmiyor. Bu güvensizliğin esas nedeni; iktidarın “Siyasal İslamcı” ideolojisi, “Yeni Osmanlıcı” hayali ve mezhepsel bakış açısı ile akılcı olmayan, oradan oraya savrulan niteliksiz dış politikasıdır.

Siyasal İslam Radikal İklimi Besliyor

Artık dünya kamuoyu anladı ki Siyasal İslam; IŞİD ve El Kaide gibi radikal İslami hareketleri ve terör örgütlerini besleyen iklimi yaratıyor. Muhtemelen ABD çok yakında Müslüman Kardeşleri terör örgütleri listesine alacak. Rusya ve Çin, radikal İslami örgütleri kendi güvenliği için tehdit olarak görüyor.

Suriye’nin, eski Suriye olmayacağı belli! Federatif Suriye konusunda Rusya ve ABD’nin anlaştığı da kesin. Suriye’nin bu duruma gelmesinde, halen ülkemizi yöneten iktidar iradesinin suçları, günahları ve yanlış politikaları affedilemez. Suriye sorunu çözüldüğünde, bu konular gündeme gelecek.

Siz İhtiyacın Neresindesiniz?

16 Nisan Halk Oylamasının hangi koşullarda gerçekleştiğini ve sonucun gayrimeşru olduğunu tüm dünya biliyor. Hindistan’la başlayan, Rusya ve Çin’le devam eden, geçtiğimiz gün Amerika’da gerçekleşen yurtdışı temasları ve ay sonunda Brüksel’de yapılacak NATO ve mini AB zirvesine katılım ile hedeflenen; gerekirse ülkemizin çıkarlarından ödün vererek bu sonuca destek sağlamak ve meşruiyet kazandırmaktı. Şimdilik, iktidar iradesi açısından işler iyi gitmiyor. Önümüzde AGİT’in nihai raporu ve AİHM kararı var. Bunlar, önümüzdeki günlerde bayağı belirleyici olacak!

Sonuç olarak söylemek istiyorum ki; halen ülkemizi fiili olarak yöneten iktidar iradesi ile esenliğe ulaşabilmek mümkün değil! Birleştirici, bütünleştirici, dindarımızı da kucaklayabilen, bu toprakların sesi olan yeni bir iktidar iradesine ihtiyacımızın olduğu apaçık ortadadır. Önemli olan; sizin bu ihtiyacın neresinde olduğunuz, destek verip vermediğiniz ve bu mücadelede taşın altına elinizi sokup sokmadığınızdır.

Yarın, İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (İADD) 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ve İADD’nin 20. Yıl Kutlaması etkinliklerine katılmak için Londra’da olacağım.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum