Tarih, 2 Temmuz 1993… Yer; Sivas, Madımak Oteli…
Ateşe verildi canlar…
Hepsi pırıl pırıl… Her biri ayrı bir dost, her biri ayrı bir can…
Hepsi, birbirinin canı, yoldaşı…
O canlar, o dostlar yakıldı, diri diri; Pir Sultan’ın memleketinde…
***
O Pir Sultan ki, zulme karşı başkaldırının sembolü olmuştu…
O Pir Sultan ki, “Sizde Şah diyeni öldürürlerse/ Ben de bu yayladan Şah’a giderim” diyerek isyan etmişti…
O Pir Sultan ki, “Kul olayım kalem tutan ellere/ Kâtip ahvalimini Şah’a böyle yaz” diye seslenmişti…
O Pir Sultan ki, fermanlara, fetvalara pes etmemiş; “Üçüncü ölmem bu hain/ Pir Sultan ölür dirilir” diyerek direnmişti…
***
1993’de Sivas’ta yakılan canlar da, kendilerine, Pir Sultan’ın yolunu rehber edinmişlerdi…
O gün, orada, O’nu anmak için toplanmışlardı…
Sanatçı, aydın, genç-yaşlı; “aydınlık” yüzlü cümle “can” oradaydı…
Adına, “Madımak” denilen otelde kıstırılmışlardı…
Alev alevdi, duman dumandı ortalık…
Yakanlar, sanki çalı çırpı tutuşturmuş gibiydiler!
Vicdansızdılar! İnsafsızdılar! Ahlâksızdılar!
Kan ve kin soluyorlardı; orada, o ateşi yakanlar!
Yananlarsa “can”ımızdı, “can”larımızdı…
***
Bir lider vardı ki, adı Bülent Ecevit; o da, onların ardından, o “can”ların yakılışını, –1995 yılında yazdığı- “Madımak” şiiriyle destanlaştırmıştı…
Bugün söz, o katliamı dile getiren Şair Ecevit’in…
Şöyle demişti, Ecevit:
Pir Sultan ölür dirilir” PİR SULTAN eylemleri sözdü
silahları sazdı
ozan olmaktı kiminin de
ozanlar ilinde günahısuçları Pir Sultanı anmak
cezaları yanmaktı
toplu mezar oldu onlara
alev alev Madımakorman gibi yanan
otuz yedi can
can verirken o gün
Pir Sultan uğrunabüzülüverdi devlet
devlet beşiği Sivasda
uykunun kovuğuna
korkudanuyanır elbette bir sabah
ashab-ı kehf uykudan
ölür ölür dirilir yine
yüreklerde Pir SultanBülent Ecevit, 1995
———————-
“Madımak” : 2 Temmuz 1993 günü Sivas’da Pir Sultan “Şenlik”lerinde içindeki insanlarla birlikte yakılan otel.
“Ashab-ı kehf” : Toplumdaki kargaşadan ürküp bir mağaraya saklanarak yıllarca uyuyan söylence kişileri.//
———————–
(Not: Ecevit’in şiirinde, Madımak’ta ölenlerin sayısı “37” olarak geçiyor… Sonuç itibariyle ölenlerin sayısı 37’dir ama, bunun 2’si otel görevlisi, diğer 2’si de göstericidir.
Dolayısıyla olayda, canlarına doğrudan kastedilerek ödürülenlerin sayısı, aslında 33’tür.
Ancak, olayın meydana geldiğinde ilk akılda kalan 37 rakamı olduğu için, Ecevit de şiirini yazarken; 33 veya 35 yerine, 37 sayısını kullanmıştır.)
http://suleymanyagiz.net/index.php/2019/07/02/sizde-sah-diyeni-oldururlerse/
FACEBOOK YORUMLAR