Persler Ve Greklerın Sanatı

Persler, Hint-Avrupa kavimlerindendir. Asurlular Elamları ortadan kaldırınca, Persler de Güney İrana yerleşmiş,  Yerleşince de oraya kendi adlarını vermişler. Başkentleri Persepolisi yani başkentlerini kurmuşlar. Pers kralı sonsuz hak sahibiymiş ve sanatta kral tanrılaştırılmış, yani merkez konumuna geçmiş kral ama kral halkına karşı da hoşgörülüymüş. Perslerin diğer bir özelliği ise Babil sanatının hareketli öğelerini almaları olmuş, sanatı askeri ve politik düzenin hizmetinde kullanırlarmış.

Hayata, mimariyle bir kültürleştirme olanağı hazırlarlar. Hayvan motifleri yerlerini asker motiflerine bıraktığı görülür. Rölyeflerinde insani bir yumuşaklık vardır, buda ilgi çeker. Mesela rölyeflerde uygun adım giden askerler bile yumuşak bir anlatımdaymış ve bir akıcılık bulunmaktaymış.
Eğer mezarlara gelecek olursak; Perslerde, Mezopotamya’da tanımadığımız bir mezar tipi ortaya çıkmış. Bu mezar etrafı sütunlu ve bir avluyla çevrili kademeli bir kaide üzerinde dikdörtgen bir prizma ve üzerinde bir beşik çatıdan oluşurmuş. Bazı sanat tarihçileri ise bunu Grek sanatına bağlarmış. Perslerle Grekler zaten bu zaten yapı olmadan önce bir bağlantıları varmış. Grek sanatı Avrupa’da yani Rönesansta da biliniyordu, batı dünyasının sanat ve kültürüne temel olarak kabul edilmiş.
Grek sanatında mimarlık hiçbir zaman Mısır ve Mezopotamya’da olduğu gibi görkemli olamamış. İnsancıl ölçülerde, kendi anlayışında kalmış. Mimari içinde de heykel yerini almıştı. Mimari de bunun yanında yer almış (aralarında bir bağlantı vardı.) Grek sanatı efsaneler sanatıymış. Grek sanatında sportif bir görünüm vardır heykellerde, yani amaç halkı eğitmekmiş ve bu sanatta karakteristiğin bir önemi de yokmuş. Yani iç niyet ve enerjiyi belli etmek ve vücut formlarının tümünün düzgünce dağıtılması. Grek heykelinde sanatçının cinselliğe vurgu yaptığı görülmüyor. Heykele bakıldığında vücut formu belli ediliyor fakat vücut gözükmüyor. Yani amaçları hem gizlemek hem de hissettirmek.

Persler ve Greklerden esintiler….