T. Karadağlı'nın DT Gen. Müd. atanması üzerine gelen tepkiler bize ne anlatıyor?
DEVLET- DT İLİŞKİSİ
Devlet (hükümet) ile DT arasında diğer Ödenekli Sanat Kurumları arasında kurulabilen sağlıklı diyaloğun / iletişimin kurulamadığını.
Mesele devlet - sanat ilişkisi.
Sorun çok, çok büyük.
Karşılıklı görevler yetkiler sorumluluklar.Ve yükümlülükler....
ANAYASANIN 64. MADDESİ
Anayadamızın 64.maddesi çok açık :
"Madde 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır."
Diyeceksiniz ki, "devlet 0zerine düşeni yapmış işte, Ödenekli pek çok sanat kurumu kurmuş, sanatçılarını on iki ay maaş garantisi sağlamış, daha ne" ?
ÖDENEKLİ SANAT KURUMLARI ÖDENEK VE ON İKİ AY MAAŞ GARANTİSİ İLE ÖZEL TİYATROLARI DESTEKLEME YETERSİZLİĞİ VE EŞİTSİZLİĞİ İLE SADECE SEZONLUK (SEKİZ AY DESTEKLEME
Peki ama ya Özel Tiyatro ve Özel Tiyatro yapan sanatçılar ve çalışanları ?
Diyeceksiniz ki , " Evet onlar patronları dışında, Ödenekli Sanat Kurumları ile Sanatçıları ve Çalışanları kadar şanslı olmasalar da, devlet onları Ödenekli Sanat Kurumları ile Sanatçıları ve Çalışanları kadar (on iki ay maaş ve ödenek garantisi ile) destekleyemese de, Özel Tiyatrolara Yardım Yönetmeliği ile hiç olmazsa Ekim-Mayıs arası yani sekiz ay - bir sezon boyunca (patronları daha çok, sanatçı ve çalışanların maaşlarını da patronların insafına bıraktığı için daha az olmak üzere) destekliyor işte "!
Peki ama bu destekler neden standart değil?
Neden Özel Tiyatrolar da sponsora, namerde muhtaç kalmadan sanat üretmiyor, ayakta kalamıyorlar ? Neden Özel Tiyatro Sanatçı ve Çalışanlarının on iki ay boyunca düzenli , yeterli , geçinecek bir maaş almaları için büyük ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler yapılmıyor?
Büyük sanatçılarımız vefat ettiklerinde ilk başsağlığı dileyen siyasiler , neden sanatçının ve sanat çalışanlarının Sosyal Hakları, maaş ve emeklilik konuları ile neden ilgilenmezler? Neden bu konuda gerekli çalışmaları yapmazlar? Neden, işte 64.madde var diyerek onun, bu çerçeve yasanın altını dordurmazlar?
KARADAĞLI'NIN ATAMASI YASAL MI DEĞİL Mİ ?
Diyebilirsiniz ki : " DT. Yasası/Yönetmeliği açık : Kurum içi Sanatçıları arasından veya tiyatro alanında öteden beri eserleri ile kendini ülke çapında kanıtlamış akademisyen , yazar yada kurum dışı sanatçı - oyuncular DT. Genel Müdürü olabilir. ", " E, Tamer Karadağlı da ülke çapında tanınan, Konservatuvar Mezunu, dil bilen, tiyatro dizi ve sinema sanatçısı-oyuncusu olduğuna göre herşey yasal. "
KIRUM İÇİMDEN VEYA DIŞINDAN ATANMA
Ben de size derim ki , DT'den Turgut Özakman dönemine kadar genel müdürlerin kurum içinde sanatçı ve rejisör olmak, genel müdür yardımcılığı yapmak, hatta başrejisörlük yapmış olmak gibi kriterleri vardı.
YÖNETMELİK İHTİYACA GÖRE HER DÖNEMDE GÜNCELLENİR
Ecevit - Ahmet Taner Kışlalı-Ergin Orbey Dönemindeyönetim ve dışından yeni sanatçılar alınması (yüze yakın Gökçer dönemi işten atılan eski DT oyuncuları ile alaylı ve okullu başka oyuncu alındı DT tarihinde ilk ve son defa) , bir Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Müdürlüğü kurulması vb. yenilikler yapılması adına, Yönetmelik güncellendi.
SİYASAL İKTİDAR VE SANAT KURUMU İÇİŞLERİ İLİŞKİLERİ
Hükümetin Yetki sınırları tam olarak nerede başlar nerede biter tam olarak ben var mı ?
Mesela hangi oyunların oynanacağına yada oynanmayacağına (sansür) karar verebilir mi? Ya da kimlerin işe alınıp alınmayacağına yani iç işleyişe karışabilir mi ?
Emir komuta zincirinde olmasa bile direktif değilse de tavsiye bile verse karşısındaki "emir addederim, emredersiniz" derse ne olur ?
Özal da yasa bir kere delinmesiyle bir şey olmaz demişti. Sonra gördük ki o yasayla " kimler geldi kimler geçti felekten, un eklerken deve geçti elekten", oluvermemiş mi !
BİR YASA VE YÖNETMELİK SİYASETTEN UZAK VE SİYASİ MÜDAHALELERE KAPALI OLMALI
DT'de iyi niyetlerle yapılan bir değişiklik sonraki siyasi yönetimlere DT içişlerine karışma ve belki de dolaylı müdahale etmenin önünü ve yolunu açacaktı.
ÖZAKMAN ÖRNEĞİ
Burada da Dramaturg sanatçı mıdır , değil midir tartışması devreye giriyor !
Çünkü Turgut Özakman 'ın Genel Müdürlüğü hemen 80 İhtilali' "ni izleyen yıllarda (1983) , henüz askerlerin döneminde gerçekleşmişti. Turgut Özakman bu sırada DT'de dramaturg idi çünkü. Yani kurum içindendi, hatta 78-80 Ergin Orbey döneminde resmi Genel Müdür Yardımcısı ve tanınmış bir yazar idi ama sanatçı değildi ! Dolayısıyla Genel Müdürlük Yönetmeliği kriterlerine tamamıyla uygun ve sahip değildi.
Askerler Dönemi diye anılan dönemde, bir gecede yasa/Yönetmelik değişti, Genel Müdür kriterleri "öteden beri eserleri ile tanınmış yazar ve akademisyenler" olarak genişletildi de ( benim de okuldan branş hocam) Turgut Özakman DT'ye Genel Müdür olarak atanabildi.
Çünkü burada da bir başka garabet vardı , kurumda dramaturglar (adları Turgut Özakman bile olsa genel müdür olamıyorlar) daha çok akademisyen ve bilim adamı sayılıyor kadroları da atölye şeflerine verilen B Katogorisinde idi (kadrolu oyuncular, yönetmenler ve tasarımcılar ise A Kategorisinde idi).
Oysa Turgut Özakman'dan sonra iki kadın dramaturgun sanat yönetmenliği/genel müdürlüğüne tanık olacaktık : Gencay Gürün (kadrosu Ankara DT 'de dramaturg iken Şehir Tiyatroları' nın başına getirildi) ve Mine Acar (dramaturg kadrosunda iken sanatçı kadrosu alarak Genel Müdürlüğe atandı)
Turgut Özakman dramaturg kadrosunda çalışırken aynı zamanda ülkenin önde gelen oyun yazarlarından (sanatçı) idi oysa. Sonunda yeni yönetmeliğin yazar kontenjanından genel müdür olarak ataması yapıldı.
Genel Müdürlüğe atandığı sırada , kadrosu dramaturg olsa da, Ergin Orbey'in Gn. Md. 'lüğü sırasında resmi olarak Genel Müdür Ergin Orbey'in Genel Müdür Yardımcısı idi. O genel müdür olunca da takdim tehir yaparak yer değiştiler , Ergin Orbey bu kez onun yardımcısı oldu.
Bu yeni Yönetmelik ile siyasetin (hükümet-devlet), DT'yi kendi atadığı Genel Müdür üzerinden denetlemeye, kontrol etmeye ve dolayısı ile yönetmeye başlamasının önü/yolu açılıyordu.
Netekim bu yeni (değiştirilen) yönetmelik ; sonra sonra , devlet tiyatrosu "yeniçeriler" ile "yeniçeri ağaçlarını" zaptı rapt altına almak ve hükümete yakın kurum dışı sanatçılar üzerinden kurumu yönetmenin vesilesi oldu.
KARADAĞLI'NIN DURUMU
Şimdi atanan son genel müdür Tamer Karadağlı ise DT - Konservatuvar Geleneğinden geliyor olsa da (Kurucusu'nun Cüneyt Gökçe olduğu Bilkent Konservatuvarı mezunu) , yani yönetmeliğe uygun olsa da , daha önce kurum sınavına girerek sınavı kazanamadığı dolayısıyla DT. 'nin Gen. . Md.' lük makamına layık olup olmadığı tartışılıyor halk arasında olmasa da sosyal medya ve sanat camiasında.
Benim fikrime gelince...
Bilen bilir hem DT hem konservatuvarlar ve hatta aynı işi yapan farklı okullu ve kurumdan sanatçılar arasında korkunç bir rekabet vardır.
DT SINAVINI KAZANAMAYAN KARADAĞLI , O ZAMAN NASIL KARADAĞLI OLDU, BUNU NASIL AÇIKLAYACAĞIM, "YETENİKSİZLİKLE" ÖYLE Mİ?
Dolayısıyla Tamer Karadağlı herhalde yeteneksizliği ve yetersizliği yüzünden kaybetmemiş olmalı o DT sınavını. Madem bu kadar yeteneksizdi neden Tamer Karadağlı oldu ? Yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim.
GEZİ PROTESTOCUSU NE VAKİT SİYASETLE BU KADAR İÇİÇE OLDU
Gezi Olayları sırasında protestolara destek veren bir sanatçı iken sonradan ne oldu da muhalif sanatçılara sağdan soldan esterabim yapmaya başladı ve sanat ve tiyatro dünyası için itici, iktidar için çekici oldu, bilmiyorum.
ZAMAN GERÇEKÇİ VE RASYONEL OLMAK ZAMANI VE BU NE YANDAŞ OLMAK NE DE KİMSEYİ YANDAŞ OLMAKLA SUÇLAMAK YERİNE DT'NİN BİRİKMİŞ BAŞTA KIT MAAŞLARI VE YENİ DT YASASI BAŞTA OLMAK ÜZERE PEK ÇOK ACİL SORUNU İÇİN HEP BERABER ÇALIŞIP SONUÇ ALMAK
Ona gelene kadar nice ustalar , hocalar, abiler ablalar yok mu ? Var ! Hem de düzinelerce. Ama iktidar onu seçti. Ne diye rasyonel ve gerçekçi davranıp bundan sonraya bakmak yerine duygusal davranıp birbirimizi daha çok tepki vermeye zorluyoruz ?
Ne bekliyoruz, istifa etmesini mi, bu tepkiler üzerine görevden alınmasını mı ? Yoksa DT - Devlet (hükümet) ilişkisinin iyice krize dönmesi ve kurum ve izleyicilerin bu krizler den olumsuz etkilenmelerini mi ?
Elbette burası özgür bir ülke.
DT'NİN ASIL ÖNCELİKLİ AXİL KONULARI
Şimdi gelelim asıl DT sorunlarımıza ....
Bunları nasıl çözeceğiz, nasıl çözebiliriz , Tamer Karadağ 'a bu konuda düşen görevler olabilir mi , kurumun ve halkın daha kaliteli sanat üretimi ve tüketimi için neler yapılabilir daha öncelikli konularımız olabilir.
Öümüzde kim gelirse gelsin, DT'nin yapısal sorun çok. Öncelikle maaşlar hem sanatçılar hem çalışanlar için çok düşük. Karadağlı, bu kadar yönetim ile arası iyi ise neden bunun düzeltilmesine çalışmasın ?
Sonra eski yasa yenisi ile güncellenmeli.Bu kurum bu aptal yasa nedeni ile üniversite ve tiyatro bölümü mezunu olduğum halde,ben ve benzerlerim, kadrosuzluktan bahanesi ile yirmi beş yıl teknik kadrolarda çalıştık.
Kadromuz ne olursa olsun yine de yeteneklerimize göre oyuncu yada dramaturg olarak daha verimli çalışabilirdik.
Ne kurum yöneticileri bir iki istisna dışında bunu duydu ve kabul etti ne de sanatçı okuldaş yada meslektaşlarımız bizim çektiğimiz acıları fark etti.Kuruma küsüp giden, Emekli olan yada Siyasal müdahaleye tepki verenler kurum içinde daima yalnız bırakıldı.
ESKİ YASALAR YENİLERİ İLE YENİ İHTİYAÇLARA GÖRE GÜNCELLENMELİ
Bu henüz Tatbikat Sahnesi kurulduğunda (1949)yılında (1310 nolu yasa ) ve 1970 yılında yenilenen (1441 nolu yasa ) acilen güncellenmesi, yeni, çağdaş, ihtiyaçlara cevap veren bir yasaya ivedilikle ihtiyaç var.
YENİ YASA TASARILARI VEALIŞMALARI VE KURUM İÇİ DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ GELİŞMİŞ ÖRNEK BİR BİRİKİMİ OLAN BİR SANAT KURUMU OLARAK DT
Yeni Yasa konusunda çok iyi bir birikim var, bunlardan yararlanılabilir.
Kurum içi seçimle yönetici belirleme ve Demokratikleşme konularında Yücel Erten Dönemi - İstanbul Pilot Bölge - (Kurum Çalışanları arasında sadece) Sanatçıların Katılımı ile Sanat Yönetmeni Seçme ve Yerinden Yönetim Denemesi ve Tamer Levent döneminde yapılan ve bütün çalışanların oy verdiği Sanat Yönetmeni seçimleri birikimlerinden de yararlanılmalıdır mutlaka.
Artık neredeyse tek elden yönetilemeyen bu dev fabrikanın daha verimli, standartlara uygun nasıl yönetilebileceği sorusuna bulunan cevaplar yeni yasa tasarıları VE Tamer Levent- Tobav Mersin Kurultayı Sonuçları Kitabında bulunabilir.
SAHNE VE TEKNİK ARAÇ VE GEREÇLER İLE YENİ AÇILACAK SAHNELERDE NORM KADROLARIN STANDARTİZASYON PROPLEMİ
Kronik sorunlar olan standartizasyon eksikliğinün giderilmesi , görevde yükselme kriterlerinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Devletin standart memurları için verdiği eğitim tazminatı ve yetersiz maaşların yükseltilmesi ve yönetici kategorisinde bulunan (Tiyatro Bölümü mezunu sahne Amiri ve benzer teknik kadroların da statülerinin yükseltilmesi gerekiyor.
DT TİYATRO BİNALARININ VE TEKNİK MALZEMELERİNİN STANDART OLMAMASI NEDENİYLE YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Sanatçılar standart olsa da tiyatro binaları ve teknik malzeme eşit standartlarda değil. Lemi Bilgin'in üzerinde çalıştığı bir konu olan bu her tiyatro sahnesinin özellikle bölgelerin ve turnelerde oynanan sahnelerin ve sistemlerin en önemlisi de yeni bir sahne açılırken norm kadronun standart hale getirilmesi gerekiyor.
Bölgelerin bütçeleri az ve kadrolar nedense hep eksik. Ankara DT. Ve Genel Müdürlük 'te fazla kadro varken bölgelerin kadro darlığı çekmesi saçma ve büyük haksızlık.
ÖYLE BİR SANAT KURUMU Kİ , TEKNİKTEN BİR İLKOKUL MEZUNU İLE ÜNİVERSİTE MEZUNU AYNI STATÜDEN AYNI MAAŞI ALIYOR YADA DİĞER BİR DEĞİŞ İLE DEVLETİN BÜTÜN MEMURLARINA TANIDIĞI YÜKSEK ÖĞRETİM TAZMİNATI DT'DE VERİLMİYOR
DT' de devletin resmi Meslek tanımları ve eğitimine göre maaş eşitlemesi yok. Yani Teknik Kadrodaki bir üniversite mezunu, okumak cezası yada tazminatı - bedeli olarak bir ilkokul mezunu ile aynı ücrete mahkum ediliyor.
Bir devlet kurumu devletin meslek tanımlarını tanımıyor,normal bir memura verilen yüksek öğrenim Tazminatını yok sayıyor. Vermeye de yanaşmıyor.
Diğer bazı sorunlar :
BÖLGE VE MEGA KENT ARASINDAKİ EŞİTLİKSİZCİ YERLERDE ISRARLA EŞİT MAAŞ ÖDENMESİ YADA BİR BAŞKA DEĞİŞLE MEGA KENTLERDE ACİL "MEMUR METROPOL TAZMİNATI" ÇIKARILMASI
Bölgelerde çoğunda haftada iki üç oyun varken İstanbul ve Ankara'da pazartesi hariç hergün oyun var. Yani her gün iş var ve bölge ile kira fiyatının İstanbul ve Anlara'da fahiş olduğu mega kentlerde görev yapan aynı ücreti alıyor! Mega Kent Tazminatı bütün memurlar için acilen çıkarılmalı.
LOJMAN
Adana ve Bursa için tanınan lojman hakkı standartlaştırılarak bütün bölgelere tanımalı.
Neyse işte yazarken ben bile sıkıldım. DT'nin derdi bitmez. Gerisini şimdi aktif çalışanlar adına Kültür ve Sanat Sendikası dile getirsin.
Savaş Aykılıç
NOT : Bu yazıyı olabildiğince yansız objektif, DT Kurumu yanından yazmaya çalıştım.
Sonuçta ben de bir DT emeklisiyim ve emekli olsan da bağlılık devam ediyor.
Ancak edebiyat tarihçileri keşfetmeden hemen itiraf edeyim !
Ankara'da, AÜ. DTCF Tiyatro Bölümü 'nde okurken, Ankara DT' nin Ergun Uçucu yönetimindeki branş hocam Turgut Özakman'ın Bir Şehnaz Oyun adlı oyununda Osmanlı Erkekler'inden birini oynarken, bir önceki yönetmenim Ferdi Merter 'den TRT için yönettiği ve askerde geçen bir Sinema Filmi teklifi geldi.
DİKKAT : İTİRAF EDİYORUM Kİ BU PAYLAŞIM OBJEKTİF OLMAYABİLİR ÇÜNKÜ BEN DE TAMER KARADAĞLI İLE TANIŞIYORUM
Hemen kabul ettim. Başrolde Tamer Karadağlı vardı ben de onun yakın arkadaşını oynadım.(Hikaye ve sonu uzun bir gün anlatırım belki.)
Dolayısı ile o yıldan beri (1990'lı yıllar) her ne kadar görüşemesek de , o rol arkadaşlığımın hatırına yeterince objektif olamayabilirim.
Okuyanların dikkatine.
Kaldı ki objektiflik adına insanlık değerlerine kim ihanet edebilir ki ?
Bir zamanlar da olsa göz göze baktığın, dertleştiğin, meslektaşın , emsalin bir kişi hakkında kötü değil konuşmak, yazmak, düşünmek bile istemiyorsun.
Böyle işte...
FACEBOOK YORUMLAR