Savaş AYKILIÇ

Savaş AYKILIÇ

[email protected]

TAMER KARADAĞLI'NI DT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE ATANMASINI NASIL DEĞERLENDİRMELİ

25 Ağustos 2023 - 07:26 - Güncelleme: 31 Ağustos 2023 - 01:36


T. Karadağlı'nın DT Gen. Müd. atanması üzerine gelen tepkiler  bize ne anlatıyor?

DEVLET- DT İLİŞKİSİ 

Devlet (hükümet) ile DT  arasında diğer Ödenekli Sanat Kurumları arasında kurulabilen  sağlıklı diyaloğun / iletişimin kurulamadığını.

Mesele devlet - sanat ilişkisi.

Sorun çok, çok büyük.

Karşılıklı görevler yetkiler sorumluluklar.Ve yükümlülükler....

ANAYASANIN 64. MADDESİ 

Anayadamızın 64.maddesi çok açık :

"Madde 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır."

Diyeceksiniz ki, "devlet 0zerine düşeni yapmış işte, Ödenekli pek çok sanat kurumu kurmuş, sanatçılarını on iki ay maaş garantisi sağlamış, daha ne" ?

ÖDENEKLİ SANAT KURUMLARI ÖDENEK  VE  ON İKİ AY  MAAŞ GARANTİSİ İLE   ÖZEL TİYATROLARI DESTEKLEME YETERSİZLİĞİ VE EŞİTSİZLİĞİ İLE SADECE SEZONLUK (SEKİZ AY DESTEKLEME

Peki ama ya Özel Tiyatro  ve Özel Tiyatro yapan sanatçılar ve çalışanları ?

Diyeceksiniz ki , " Evet onlar patronları dışında, Ödenekli Sanat Kurumları ile Sanatçıları ve Çalışanları kadar şanslı olmasalar da, devlet onları Ödenekli Sanat Kurumları ile Sanatçıları ve Çalışanları kadar (on iki ay maaş ve ödenek garantisi ile) destekleyemese  de, Özel Tiyatrolara Yardım Yönetmeliği ile hiç olmazsa Ekim-Mayıs arası yani sekiz ay - bir sezon boyunca (patronları daha çok, sanatçı ve çalışanların maaşlarını da patronların insafına bıraktığı için daha az olmak üzere) destekliyor işte "!

Peki ama bu destekler neden standart değil?

Neden Özel Tiyatrolar da sponsora, namerde muhtaç kalmadan sanat üretmiyor, ayakta kalamıyorlar ? Neden Özel Tiyatro Sanatçı ve Çalışanlarının on iki ay boyunca düzenli , yeterli , geçinecek bir maaş almaları için büyük ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler yapılmıyor?

Büyük sanatçılarımız vefat ettiklerinde ilk başsağlığı dileyen siyasiler , neden sanatçının ve sanat çalışanlarının  Sosyal Hakları, maaş ve emeklilik konuları ile neden ilgilenmezler? Neden bu konuda gerekli çalışmaları yapmazlar? Neden, işte 64.madde var diyerek onun, bu çerçeve yasanın altını dordurmazlar?

KARADAĞLI'NIN ATAMASI YASAL MI  DEĞİL Mİ ? 

Diyebilirsiniz ki  : " DT. Yasası/Yönetmeliği açık :   Kurum içi Sanatçıları arasından veya tiyatro alanında öteden beri eserleri ile kendini ülke çapında kanıtlamış akademisyen , yazar yada kurum dışı sanatçı - oyuncular DT. Genel Müdürü olabilir. ", " E, Tamer Karadağlı da ülke çapında tanınan, Konservatuvar Mezunu, dil bilen, tiyatro dizi ve sinema sanatçısı-oyuncusu olduğuna göre herşey yasal. "

KIRUM İÇİMDEN VEYA DIŞINDAN ATANMA

Ben de size derim ki , DT'den Turgut Özakman   dönemine kadar  genel müdürlerin kurum içinde sanatçı ve rejisör olmak, genel müdür yardımcılığı yapmak, hatta başrejisörlük yapmış olmak gibi kriterleri vardı.

YÖNETMELİK İHTİYACA GÖRE HER DÖNEMDE  GÜNCELLENİR

Ecevit - Ahmet Taner Kışlalı-Ergin Orbey Dönemindeyönetim ve dışından yeni sanatçılar alınması (yüze yakın Gökçer dönemi işten atılan eski DT oyuncuları ile  alaylı ve okullu  başka oyuncu alındı DT tarihinde ilk ve son defa) , bir Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Müdürlüğü kurulması vb. yenilikler yapılması adına, Yönetmelik güncellendi. 

SİYASAL İKTİDAR VE SANAT KURUMU İÇİŞLERİ İLİŞKİLERİ

Hükümetin Yetki sınırları tam olarak nerede başlar nerede biter  tam olarak ben var mı ?

Mesela hangi oyunların oynanacağına yada  oynanmayacağına (sansür) karar verebilir  mi? Ya da kimlerin işe  alınıp alınmayacağına yani iç işleyişe karışabilir mi ?

Emir komuta zincirinde olmasa bile direktif değilse de tavsiye bile verse karşısındaki "emir addederim, emredersiniz" derse ne olur ?

Özal da yasa bir kere delinmesiyle bir şey olmaz demişti. Sonra gördük ki  o yasayla  " kimler geldi kimler  geçti felekten, un eklerken deve geçti elekten", oluvermemiş mi ! 

BİR YASA VE YÖNETMELİK SİYASETTEN UZAK VE SİYASİ MÜDAHALELERE KAPALI  OLMALI

DT'de  iyi niyetlerle yapılan bir değişiklik sonraki siyasi yönetimlere  DT içişlerine karışma ve belki de dolaylı  müdahale etmenin önünü ve yolunu açacaktı.

ÖZAKMAN ÖRNEĞİ

Burada da Dramaturg sanatçı mıdır , değil midir tartışması devreye giriyor !

Çünkü Turgut Özakman 'ın Genel Müdürlüğü hemen 80 İhtilali' "ni izleyen yıllarda (1983) , henüz askerlerin döneminde gerçekleşmişti. Turgut Özakman bu sırada DT'de dramaturg idi çünkü. Yani kurum içindendi, hatta 78-80 Ergin Orbey döneminde  resmi Genel Müdür  Yardımcısı ve tanınmış bir yazar  idi ama sanatçı değildi ! Dolayısıyla Genel Müdürlük  Yönetmeliği  kriterlerine  tamamıyla uygun ve sahip değildi.

Askerler Dönemi diye anılan dönemde, bir gecede yasa/Yönetmelik  değişti, Genel Müdür kriterleri "öteden beri eserleri ile tanınmış  yazar  ve akademisyenler" olarak genişletildi de ( benim de  okuldan branş hocam) Turgut Özakman DT'ye Genel Müdür olarak atanabildi.

Çünkü burada da bir başka garabet vardı  ,  kurumda dramaturglar (adları  Turgut Özakman bile olsa genel müdür olamıyorlar) daha çok akademisyen ve bilim adamı sayılıyor kadroları da atölye şeflerine verilen B Katogorisinde idi (kadrolu oyuncular, yönetmenler ve tasarımcılar ise A Kategorisinde idi).

Oysa Turgut Özakman'dan sonra iki kadın dramaturgun sanat yönetmenliği/genel müdürlüğüne tanık olacaktık  : Gencay Gürün (kadrosu Ankara DT 'de dramaturg iken Şehir Tiyatroları' nın başına getirildi) ve Mine Acar (dramaturg kadrosunda iken sanatçı kadrosu alarak Genel Müdürlüğe atandı) 

Turgut Özakman dramaturg kadrosunda çalışırken  aynı zamanda ülkenin önde gelen oyun yazarlarından (sanatçı) idi oysa. Sonunda yeni yönetmeliğin yazar kontenjanından genel müdür olarak ataması yapıldı.

Genel Müdürlüğe atandığı sırada , kadrosu dramaturg olsa da, Ergin Orbey'in Gn. Md. 'lüğü sırasında resmi olarak  Genel Müdür Ergin Orbey'in Genel Müdür Yardımcısı  idi. O genel müdür olunca da takdim tehir yaparak yer değiştiler , Ergin Orbey bu kez onun yardımcısı oldu.

Bu yeni Yönetmelik ile siyasetin (hükümet-devlet), DT'yi kendi atadığı Genel Müdür üzerinden denetlemeye, kontrol etmeye ve dolayısı ile yönetmeye başlamasının önü/yolu açılıyordu.

Netekim bu  yeni (değiştirilen) yönetmelik ;  sonra sonra , devlet tiyatrosu "yeniçeriler" ile "yeniçeri ağaçlarını" zaptı rapt altına almak ve hükümete yakın kurum dışı sanatçılar üzerinden kurumu yönetmenin vesilesi oldu.

KARADAĞLI'NIN DURUMU

Şimdi atanan son genel müdür Tamer Karadağlı ise DT - Konservatuvar Geleneğinden geliyor olsa da (Kurucusu'nun Cüneyt Gökçe olduğu Bilkent Konservatuvarı mezunu) , yani yönetmeliğe uygun olsa da , daha önce kurum sınavına girerek sınavı kazanamadığı dolayısıyla DT. 'nin Gen. . Md.' lük makamına layık olup olmadığı tartışılıyor halk arasında olmasa da sosyal medya ve sanat camiasında.

Benim fikrime gelince...

Bilen bilir hem DT hem konservatuvarlar ve hatta aynı işi yapan farklı okullu ve kurumdan sanatçılar arasında korkunç bir rekabet vardır.

DT SINAVINI KAZANAMAYAN KARADAĞLI ,  O ZAMAN NASIL KARADAĞLI OLDU, BUNU NASIL AÇIKLAYACAĞIM, "YETENİKSİZLİKLE" ÖYLE Mİ? 

Dolayısıyla Tamer Karadağlı herhalde yeteneksizliği ve yetersizliği yüzünden kaybetmemiş olmalı o DT sınavını. Madem bu kadar yeteneksizdi  neden Tamer Karadağlı oldu ? Yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim.

GEZİ PROTESTOCUSU NE VAKİT SİYASETLE BU KADAR İÇİÇE OLDU 

Gezi Olayları sırasında protestolara destek veren bir sanatçı iken sonradan ne oldu da muhalif sanatçılara sağdan soldan esterabim  yapmaya  başladı ve sanat ve tiyatro dünyası için itici, iktidar için çekici oldu, bilmiyorum.

ZAMAN GERÇEKÇİ VE RASYONEL OLMAK ZAMANI VE BU NE YANDAŞ OLMAK NE DE KİMSEYİ YANDAŞ OLMAKLA SUÇLAMAK YERİNE DT'NİN BİRİKMİŞ BAŞTA KIT  MAAŞLARI VE YENİ DT YASASI BAŞTA OLMAK ÜZERE PEK ÇOK  ACİL SORUNU İÇİN HEP BERABER ÇALIŞIP SONUÇ ALMAK 

Ona gelene kadar nice ustalar , hocalar, abiler ablalar yok mu ? Var ! Hem de düzinelerce. Ama iktidar onu seçti. Ne diye rasyonel ve gerçekçi  davranıp bundan sonraya bakmak yerine  duygusal davranıp birbirimizi daha çok tepki vermeye  zorluyoruz ?

Ne bekliyoruz, istifa etmesini mi, bu tepkiler üzerine görevden alınmasını mı ? Yoksa  DT - Devlet (hükümet) ilişkisinin iyice  krize dönmesi ve kurum ve izleyicilerin bu krizler den olumsuz etkilenmelerini mi ?

Elbette burası özgür bir ülke.

DT'NİN ASIL ÖNCELİKLİ AXİL KONULARI

Şimdi gelelim asıl DT  sorunlarımıza ....

Bunları nasıl çözeceğiz, nasıl çözebiliriz , Tamer Karadağ 'a bu  konuda düşen görevler olabilir  mi ,  kurumun ve halkın daha kaliteli sanat üretimi ve tüketimi için neler yapılabilir  daha öncelikli konularımız olabilir. 

Öümüzde kim gelirse gelsin, DT'nin yapısal  sorun çok. Öncelikle maaşlar hem sanatçılar hem çalışanlar için çok düşük. Karadağlı, bu kadar yönetim ile arası iyi ise neden  bunun düzeltilmesine çalışmasın ?

Sonra eski yasa yenisi ile güncellenmeli.Bu  kurum bu aptal yasa nedeni ile  üniversite ve tiyatro bölümü mezunu olduğum halde,ben ve benzerlerim, kadrosuzluktan bahanesi ile yirmi beş yıl teknik kadrolarda çalıştık.

Kadromuz ne olursa olsun yine de yeteneklerimize göre oyuncu  yada dramaturg olarak daha verimli çalışabilirdik.

Ne kurum yöneticileri bir iki istisna  dışında  bunu duydu ve kabul etti ne de sanatçı okuldaş yada  meslektaşlarımız bizim çektiğimiz acıları fark etti.Kuruma küsüp giden, Emekli olan yada  Siyasal müdahaleye tepki verenler kurum içinde daima yalnız bırakıldı.

ESKİ YASALAR YENİLERİ İLE YENİ İHTİYAÇLARA  GÖRE  GÜNCELLENMELİ

Bu henüz Tatbikat Sahnesi kurulduğunda (1949)yılında  (1310 nolu yasa ) ve 1970 yılında yenilenen (1441 nolu yasa ) acilen güncellenmesi, yeni, çağdaş, ihtiyaçlara cevap veren bir yasaya ivedilikle ihtiyaç var.

YENİ YASA  TASARILARI VEALIŞMALARI  VE KURUM İÇİ  DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ GELİŞMİŞ ÖRNEK BİR BİRİKİMİ OLAN BİR SANAT KURUMU  OLARAK DT

Yeni Yasa  konusunda çok iyi bir birikim var, bunlardan yararlanılabilir.

Kurum içi seçimle yönetici belirleme ve  Demokratikleşme konularında Yücel Erten Dönemi - İstanbul Pilot Bölge - (Kurum Çalışanları arasında sadece) Sanatçıların Katılımı ile Sanat Yönetmeni Seçme ve Yerinden  Yönetim Denemesi ve Tamer Levent döneminde yapılan ve bütün çalışanların oy verdiği Sanat Yönetmeni seçimleri birikimlerinden de yararlanılmalıdır mutlaka.

Artık neredeyse tek elden yönetilemeyen bu dev fabrikanın daha verimli, standartlara uygun nasıl yönetilebileceği sorusuna bulunan cevaplar yeni yasa tasarıları VE Tamer Levent- Tobav Mersin Kurultayı Sonuçları Kitabında  bulunabilir.

SAHNE VE TEKNİK ARAÇ VE GEREÇLER İLE YENİ AÇILACAK SAHNELERDE NORM KADROLARIN  STANDARTİZASYON PROPLEMİ

Kronik sorunlar olan standartizasyon  eksikliğinün giderilmesi  , görevde yükselme kriterlerinin  yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

 Devletin standart memurları için verdiği eğitim tazminatı ve yetersiz maaşların yükseltilmesi ve yönetici kategorisinde bulunan (Tiyatro Bölümü mezunu sahne Amiri ve  benzer  teknik  kadroların  da statülerinin yükseltilmesi gerekiyor.

DT TİYATRO BİNALARININ VE  TEKNİK MALZEMELERİNİN  STANDART OLMAMASI NEDENİYLE YAŞANAN SORUNLAR VE  ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 

Sanatçılar standart olsa  da  tiyatro binaları ve teknik malzeme eşit standartlarda değil. Lemi Bilgin'in üzerinde  çalıştığı bir konu olan bu her tiyatro  sahnesinin özellikle bölgelerin ve turnelerde  oynanan sahnelerin ve sistemlerin en önemlisi de  yeni bir sahne açılırken norm  kadronun  standart hale  getirilmesi gerekiyor. 

Bölgelerin bütçeleri az ve kadrolar nedense hep eksik. Ankara DT. Ve Genel Müdürlük 'te fazla kadro varken bölgelerin kadro darlığı çekmesi saçma ve büyük haksızlık.

ÖYLE BİR SANAT KURUMU Kİ , TEKNİKTEN BİR İLKOKUL MEZUNU İLE ÜNİVERSİTE MEZUNU AYNI STATÜDEN AYNI MAAŞI ALIYOR YADA  DİĞER BİR DEĞİŞ İLE  DEVLETİN BÜTÜN MEMURLARINA TANIDIĞI YÜKSEK ÖĞRETİM TAZMİNATI DT'DE VERİLMİYOR

DT' de devletin resmi Meslek tanımları ve eğitimine göre maaş eşitlemesi yok. Yani Teknik Kadrodaki  bir üniversite mezunu, okumak cezası yada tazminatı - bedeli olarak bir ilkokul mezunu ile aynı ücrete mahkum ediliyor.

Bir devlet kurumu devletin meslek tanımlarını tanımıyor,normal bir memura  verilen yüksek öğrenim  Tazminatını yok sayıyor. Vermeye de yanaşmıyor. 

Diğer bazı sorunlar  :

BÖLGE VE MEGA KENT ARASINDAKİ  EŞİTLİKSİZCİ YERLERDE ISRARLA EŞİT MAAŞ ÖDENMESİ YADA BİR BAŞKA DEĞİŞLE MEGA KENTLERDE  ACİL "MEMUR METROPOL TAZMİNATI" ÇIKARILMASI 

Bölgelerde çoğunda  haftada iki üç oyun varken İstanbul ve Ankara'da pazartesi hariç hergün oyun var. Yani her gün iş var ve  bölge ile kira  fiyatının İstanbul ve Anlara'da fahiş olduğu mega kentlerde görev yapan aynı ücreti alıyor! Mega Kent  Tazminatı bütün memurlar için acilen çıkarılmalı.

LOJMAN

Adana ve Bursa için tanınan lojman hakkı standartlaştırılarak bütün bölgelere tanımalı.

Neyse işte yazarken ben bile sıkıldım. DT'nin derdi bitmez. Gerisini şimdi aktif çalışanlar adına Kültür ve Sanat Sendikası dile getirsin. 

Savaş Aykılıç 

NOT  : Bu yazıyı olabildiğince yansız  objektif, DT Kurumu yanından yazmaya çalıştım.

Sonuçta ben de  bir DT emeklisiyim ve emekli olsan da bağlılık devam ediyor.

Ancak edebiyat tarihçileri keşfetmeden hemen itiraf edeyim !

Ankara'da, AÜ. DTCF Tiyatro Bölümü 'nde okurken, Ankara DT' nin Ergun Uçucu yönetimindeki branş hocam Turgut Özakman'ın Bir Şehnaz Oyun adlı oyununda Osmanlı Erkekler'inden birini oynarken, bir önceki yönetmenim Ferdi Merter 'den TRT için yönettiği ve askerde geçen   bir  Sinema Filmi teklifi geldi.

DİKKAT : İTİRAF EDİYORUM Kİ  BU PAYLAŞIM OBJEKTİF OLMAYABİLİR  ÇÜNKÜ BEN DE  TAMER KARADAĞLI İLE TANIŞIYORUM 

Hemen kabul ettim. Başrolde Tamer Karadağlı vardı ben de  onun  yakın arkadaşını oynadım.(Hikaye ve sonu uzun bir gün anlatırım belki.)

 Dolayısı ile o yıldan beri (1990'lı yıllar) her ne kadar görüşemesek de , o rol arkadaşlığımın hatırına yeterince objektif olamayabilirim.

 Okuyanların dikkatine.

Kaldı ki objektiflik adına insanlık değerlerine kim ihanet edebilir ki ?

Bir zamanlar da olsa  göz göze baktığın, dertleştiğin, meslektaşın , emsalin bir kişi hakkında kötü değil konuşmak, yazmak, düşünmek bile istemiyorsun.

Böyle işte...

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum