MİTOLOJİNİN FELSEFESİ ‘NE BİR ÖRNEK OLARAK BİZANSTAN ATAMAN (OTTOMAN-OSMANLI) HANEDAN DEĞİŞİMİNİN BEŞ MİTOLOJİK ÖYKÜDE (1.)ALTIN ELMA-2.)KANDEULES VE GYGES-3.)GÜZEL HELENA-4.)LUXRETİA’NIN TECAVÜZÜ-5.)AMELASUNTİA’NIN KATLİ ) AYNALANMASI (YANSIMASI) :
“Geçmişi kontrol edebilen geleceği, bugünü kontrol
edebilen geçmişi kontrol eder.” (Georg Orwell-1984)
FOMENKO VE YENİ KRONOLOJİ
“ –İyi ama bu önermede bir kronolojik/zaman dizimsel bir hata yok mu ?” , diyen itirazları duyar gibiyim.
Diğer bir deyişle : “ – Osmanlı nire , Yunan ve Roma Mitolojisi nire ?” , de denilebilir .
Bu sorulara cevabım Fomenco’nun “Yeni Kroloji” Teorisi/Önermesi.
Fomenco’nun Yeni Kronoloji Kuramı’na göre , Batı Tarihi’nin Rönesans’ta kendine temel aldığı “Yunan Mucizesi” ; tarihi yeniden yazan ve formatlayan Ortaçağ Skalingier Papazlar Ekolü Tarihi’nin tarihi geriye doğru bin yıl genleştirerek (Ortaçağ’da geçen olayları ve tarihi “olmayan”/”uydurulmuş” ve “kurgu” bir Antik Yunan ve Roma Tarihine yansıtarak ) kurguladığı sahte bir tarihtir.
Konuya uzak okuyucunun öncelikle googl’dan Fomenco ve Yeni Kronoloji konusunda özet bir bilgiye sahip olması başlıkta anılan tezimizin anlaşılabilmesi için yararlı ve belki de zorunludur denilebilir.
O zaman görülecektir ki, başlıktaki tezimizin Osmanlı (Ottoman-Ataman) bölümü ve yorumu bizim özgün önermemizdir. Bizans’tan Osmanlı’ya hanedan değişiminin beş Yunan ve Roma Mitoloji ve Sözde Tarik’ne Yansıma Öykü ve Örnekleri ise Fomenco’ya aittir.
MİTOLOJİ FELSEFESİ
Sanırım bu deyim özgündür ve bize aittir.
Mitoloji bir soyutlama ve genelleme bilimi ve sanatıdır denilebilir.
Örnek vermek gerekirse; Ortaçağ’da geçen Haçlı Savaşları; Troya Savaşları olarak ortaçağda yeniden Mitoloji’nin Felsefesi yardımı ile “yeniden” kurgulanmıştır, denilebilir.
Tarihi gerçek olayların, savaşların , fetihlerin , büyük felaketlerin (Kutsal Kitaplardaki Sodom ve Gomorra’nın aslında Vezüv Yanardağı’nın patladığı Pompei olması gibi ) Mitoloji Felsefesi ile güncellenmesi sadece Batı’da değil Doğu’da vardır. Örneğin Oğuz Han -Oğuznameler ve İskendernameler.
Mitoloji Felsefesi’ne bir başka örnek de Sonradan Yazılan Kehanetlerdir.”Sonradan Yazılan” , diyoruz çünkü en sağlam , en iyi , en mükemmel kehanetler sonradan yazılanlardır da ondan. Sonradan Yazılan Kehanetler’in “çıkmama” olasılığı yoktur.
Kutsal Kitaplarda geçen kehanetler hep böyle sonradan yazılmış sözde öngürülerdir. Örneğin Davit’in (Davut) Kehanetleri.
BİZANSTAN OSMANLI’YA HANEDAN DEĞİŞİMİ
Siyasal nedenlerle ve amaçlarla hanedan evlilikleri tarihte çok sık karşımıza çıkan bir olgudur. Osmanlılar’ın da Fatih dahil Fatih’e kadar hemen her Osmanlı Padişahı’nın Bizans Prensesleri ile siyasal evlilikler yaptığına tanık oluyoruz.
Bu evlilikler sayesinde Osmanlı , adım adım Bizans ‘a ve Bizans Sarayı’na ve hanedanlarına akraba olmuştur , denilebilir. Bizanslı Prenseslerden doğan ve padişah olanların Bizans Tahtında hak iddaa etmesi kadar doğal bir şey olabilir mi ?
Sultan Orhan’dan başlayarak Fatih’e kadar başa geçen Osmanlı padişahları adım adım daha fazla Bizans Tahtı’nda hak iddaa etmeye başladılar. Fatih ile bu iddaalar doruğa ulaştı ve Doğu Roma (Bizans) hanedanı el değiştirerek hanedan aynı ailenin Müslüman kolunun eline geçti.
Bin üçyüzlü yıllardan (Osmanlı’nın Kuruluşu) itibaren Bizans’ta hanedanlar Alexsioslar ,Kommenoslar ve Kantakuzenoslar arasında el değiştirip dururken Osmanlı’da tek bir hanedan devam etti.Özellikle Kantekuzenos zamanında Osmanlı’dan istenen ordu ve asker yardımı karşılığında Çanakkale-Biga Yöresi’nin Osmanlılar’a verilmesi ile başlayan süreçte Osmanlı Batı’ya –Trakya ve Balkanlar’a doğru gelişmeye başladı. Başkent Söğüt’ten önce Bursa’ya sonra’da Trakya’da Edirne’ye taşındı.
Fatih , İstanbul’u alır almaz yaptığı ilk iş kendisini doğunun ve batının , ostadox hiristiyanların ve Müslümanların ortak padişahı ve Doğu Roma’nın Yeni İmparatoru ilan etmek oldu. O tarihlerde İstanbul’a da Yeni Roma dendiği için Fatih , şimdi de Eski Roma yani İtalyan Roma’sı ve Katolik Dünya’nın da veliahtı olduğu iddaasında idi.
İstanbul’un Fethi Dünya Tarihi’ni değiştiren çok büyük bir olaydı. Efes ve İskenderiye Kütüphaneleri ile zenginleşen İstanbul Kütüphanesi o zamanlar dünyanın en büyük kütüphanesine sahipti. Fetih sırasında bu zengin kütüphane Batı Roma’ya kaçırıldı/taşındı.O dönemde olur yazarlık , entelektüel .edebi ve sanatsal birikim papazların tekelinde idi. İşte bu sanatçı aydın papazlar ekolü İstanbul’daki bu hanedan değişimini edebi bir dille anlatan mitolojik öyküler kaleme aldılar.
Fomenko’ya göre sözde Antik Yunanlı Homeros ve Heredot başta olmak üzere bütün Antik Yunan ve Roma Klasikleri Yazarları aslında bu papazlar okulu üretimleri ve bu isimler de onların mahlasları/nickname’leri idi.
Bu Papazlar Okulu , Sözde Antik Dönemde Geçen koca bir Antik Yunan ve Roma Mitolojisi Külliyatı yarattılar. Böylece de Rönesansın ve Aydınlanma Dönemleri’nin temellerini attılar.
Antik Yunan ve Roma Panteonu Olimpos aslında Göklerdeki Hiristiyan-Musevi Dini’nin bir aynalaması , benzeri ve meteforu idi. Zeus aslında Hiristiyan Tanrı’sı , Olimpos Tanrıları ve Tanrıçaları ise Hiristiyan Teolojisi’nin Melekleri ve Azizleri’nin yansımaları idi.
Antik Kudüs ve Antik Troya aslında Konstantinepolis yani İstanbul idi.
Fomenko’ya göre aslında ilk -1.ci Dünya Savaşı , 1000-1300 yılları arasında yaşanan Doğu ile Batı’nın Savaşı yani günümüzde Haçlı Savaşları diye anılan savaşlar idi.
Papazlar Okulu , Turani ve Tengrici ile Hiristiyan Batı Türklerin Vizigotlar ve Ostrogotlar diye anılan göçleri ve özellikle de Göktürk-Hun İmparatoru Atllla (Hiristiyan ve Antik Kaynaklar ona Gothilla diyor) +nın Avrupa İstilası ve Savaşları ‘nı mitolojide tersine bir istila ile Haçlı Savaşları külliyatı ile birleştirerek Troya ve Güzel Helena Efsaneleri ile masal dünyasına taşıdılar.
Ayrıca sözde Antik Yunan Yazarı ve Tarihçisi (aslında bir papazdı) Heredot’un sözde Lidya’da geçen Lidya Kralı Kandekules ile Gyges Öyküsü işte bu yukarıdaki pragrafta anılan olayların ve efsanelerin bir başka versiyonudur.
Fomenko’nun bu teşhisi ve kuramı genel olarak doğru olmakla birlikte bize göre eksik ve yarımdır.
Bizim özgün yorumumuza göre , Fatih ikinci Atilla’dır. Atilla ile açılan parantez Haçlı Savaşları ve Latin İstilası ile devam etmiş ve nihayet Bizans Hanedanının Osmanlı-Ataman Hanedanı ile yer değiştirmesi ile tamamlanmış ve bütünlenmiştir.
HEREDOT VE KANDAULES İLE GYGES HİKAYESİ’NİN ASIL KAYNAĞI’NIN BİZANS-OSMANLI HANEDAN DEVAMLILIĞI OLMASI TEZİMİZ
Femenko’ya göre Skalinger Okulu Papazları ve Tarihi , başlıktaki konumuz olan beş sözde Antik Yunan ve Roma Mitolojik Öyküsü ile bize demektedirler ki ; “ – Atilla’yı (Gotlar/Etrüxler) Avrupa’ya kendi iç savaşlarımızı durdurmak için bizzat biz (Avrupa) davet ettik. Tıpkı Lidya Kralı Kandeules’in Komutan Gyges’i (Gyges; Gök’ler/Göktürkler/Atilla) saraya davet etmesi ve karısı kraliçeyi “Benim karım dünyanın en güzel kadınıdır , inanmıyorsan gel yatak odamızdan bizi seyret , onu bir de çıplakken gör” , diyerek bizzat yatak odasına davet etmesi gibi.”
Heredot’a göre , Kral Kandaules’in karısı kraliçe , kocasının bu şerefsizliğini affetmez ve intikam olarak Komutan Gyges (Atilla) ile anlaşarak bir saray darbesi ile kocasını Gyges’e öldürtür ve hanedan Gyges’e geçer ve hanedan Gyges’ten devam eder. (Bu hikayede Kandeules’in karısının ismi verilmez. Bu isim Güzel Helena olabilir pekala.)
GÜZEL HELENA
Güzel Helena da Gyses Hikayesinin bir başka versiyonudur. Gyges benzeri Alexsandros (Paris) de Güzel Helena’yı kaçırır ve Troya Savaşları ( Haçlı Savaşları ve Latin İstilası) başlar.
ÜÇ GÜZELLER/ALTIN ELMA ÖYKÜSÜ
“Üç Güzeller” Hikayesi de Güzel Helena ve Gyges Hikayesi’nin paralel ve benzer bir versiyonudur. Zeus bir altın elmanın üzerine “Dünyanın En Güzeline” yazar ve Olimposta ortaya atar. Olimpos Tanrıçaları olan Zeus’un eşi Hera , Zeus’un Kızı Athena ve Yunan-Anadolu-Suriye Tanrıçası Afrodit saç saça baş başa bir kavgaya tutuşur.
Kavgayı ayıran Zeus hakem olarak İda (Olimpos-Kaz) Dağında çobanlık yapan ve aslında Troya Prensi olduğunu bilmeyen çoban (bir çeşit Oidipus Hikayesi) Alexsandros (Paris)’u hakem tayin eder. Kaz Dağları’nda yapılan dünyanın ilk güzellik yarışmasında bu tanrıçalar çeşitli taht ve taç ile Afrodit de Dünyanın En güzel Kadını’nın Aşk’ını vaad eder.
Bizim güzele ve güzelliğe aşık Anadolu genci Paris de ne tahtı ne tacı , Güzel Helana’nın aşkını seçer . Athena ve Hera bu seçime çok bozulur ve intikam olarak Helena’nın kocası Mykenlilere Troya’nın İstilasını organize ederler.
HELENA –ALTIN ELMA VE ÜÇ GÜZELLER İLE KANDAULE VE GYGES VARYANTI OLARAK ROMA MİTOLOJİSİ’NDEN İKİ ÖRNEK OLARAK LUXRESİA VE AMALESUNTİA ADAPTASYONLARI
Diğer iki Roma Mitolojik ve sözde tarihi hikayeler de yine bu yukarıda anılan hikayelerin bir başka varyantıdır.
Roma’da Etrüxs ve Gotlar (Gök Oğuzlar/Göktürkler/Atilla/Gothilla) Döneminde geçen Lükreksia ve onun başka bir versiyonu olan Amalasuntia Hikayeleri yukarıda anılan hikayelerin bir başka adaptasyonu ve uyarlamasıdır.
Zalim Tiran Peisistratos Hanedanı yıkılır ve Batı Roma’da Luxreksia ve Amalasuntia’nın Tecavüz ve Katli’nden sonra intikam olarak hanedan değişir .
FOMENKO ELEŞTİRİSİ VE SÖZÜ GEÇEN BEŞ ÖYKÜNÜN ASLINDA BİZANS-OSMANLI HANEDAN DEĞİŞİMİ OLMASI TEZİMİZ
Bize göre Fomenko asıl en büyük hanedan dönüşümü hikayesi olan Bizanstan Osmanlı’ya hanedan değişimini ne yazıkki görememiş ve pas geçmiştir.
Rol çalmak gibi olmasın ama Fomenko’nun sözünü ettiği bu beş sözde antik ve mitolojik hikayenin asıl kaynağı Batı Roma değil Doğu Roma yani bügünkü adı ile İstanbul’dur.
ÖZET
Özetle , Fomenko Batı’nın kendi öz tarihini inkar için Antik Dönem olaylarını Ortaçağ Olayları ile birleştirerek mitleştirdiği hikayeler ile Ortaçağ’da geçen olayları Antik Çağ’a genleştirerek ve uyarlayarak yarattığı sahte ve yapay bir paralel tarihi bilimsel veriler ve argümanlar ile deşifre etmiştir , denilebilir.
Oysa gerçek , Batı ve Doğu Tarihi’nin diyalektik karşılıklı etki tepki iletişiminden ve sentezinden doğmuştur , denilebilir.
Gerçeklerin ortaya çıkmasında Batı’nın bu tutumu kadar bizim resmi tarih tutumumuzun da Batı’nın çizdiği bu tarih felsefesi ve sınırları içinde kalma basiretsizliğinin de çok payı olduğu söylenebilir.
Fomenko’nun açtığı yoldan giderek ve onun kuramını ve önermesini biz de kendimizce geliştirerek Fomenko’dan ayrı ve farklı olarak sözü geçen beş antik öykünün asıl kaynağının Bizans’tan Osmanlı’ya Hanedan Değişimi’nin olduğu tezini ortaya atmış bulunuyoruz.
Bu tezimizin bir son mu yoksa bir başlangıç mı olduğu sorusunun cevabını zaman verecek.
Savaş Aykılıç. 20.01.2023
FACEBOOK YORUMLAR