Prof.Dr. Nurhan TEKEREK

Prof.Dr. Nurhan TEKEREK

[email protected]

1982 yılından bu yana yazarım.

27 Aralık 2023 - 22:11

Bazen bir öykü, bazen bir deneme, bazen bir tümce öbeği, zaman zaman film ve oyun eleştirisi, bazen anı, bazen gezi yazısı.

Severim yazmayı, tüm zorluğuna rağmen. Sene 1995...

12 yıllık bir araştırma sonucunda y. lisans tezimi tamamladım. Danışmanım Prof. Dr. Sevda Şener'di. Sonra bu araştırmayı kitaba dönüştürdüm, adı da "Cumhuriyet Döneminde Adana'da Batı Tarzı Tiyatro Yaşamı (1923-1990)" oldu ve Kültür Bakanlığına baş vurdum. 3 bakan eskittim 2 senede. 4.ncü bakanda basıldı. Az da olsa telif aldım.

Telif almak muhteşem bir duygu. Sonra bir makale yazdım Erdem Dergisi'ne. Küçük de olsa bir miktar telif gönderdi. Çok sevindim.

2.kitabım yine Kültür Bakanlığı'ndan basılan "Popüler Halk Tiyatrosu Geleneğimizden Çağdaş Oyunlarımıza Yansımalar" idi. Ondan da az da olsa, emeğimin tam olarak değeri olmasa da telif aldım.

Sonra 2004'de Mitos Boyut'tan bir çevirimiz çıktı Fatma Pınarbaşı'yla: Arnold Wesker'ın Toplu Oyunları 1. Wesker az bir miktarda olsa da telif istedi doğal olarak. Biz çevirmen olarak bir şey talep etmedik, yeter ki Wesker'ın bu iki güzel oyunu (Boylam ve İnkâr) basılsin diye.

Ama istediğimiz zaman kitap alabildik yayınevinden. Ardından 2008'de Mitos Boyuttan "Köy Seyirlik Oyunları Törenler ve Yansımalar" yayımlandı, bazı baskı hatalarıyla. Telif almadım. Ama yerine bir miktar kitap aldım. Ama o kitapları satmadım.

Meslektaşlara gönderdim. Ardından Behçet Çelik'in hazırladığı Adana derlemesi "Adana'ya Kar Yağmış" adlı kitaba bir makaleyle katkıda bulundum. İletişim yayımladı. Yine makale başına sembolik de olsa bir telif ücreti aldım. Sonra "Geçmişten Geleceğe Oyundan Seyirci" ye diye bir kitabım çıktı 2010'da. U.Ü. GSF, Sahne Sanatları Bl. Yayını adıyla basıldı ve tarafıma bir miktar kitap verildi.

O arada Prof. Dr. Hasan Erkekli organizasyonuyla Anadolu Ü., Açık Öğretim Fakültesi Türk Tiyatrosu kitabına 2 Ünite yazdım ve az bir miktar telif aldım yine.

En son 2021'de Lethe Yayınlarıyla anlaştım: "Bilim Etik Süreç ve Tiyatroya Yansımalar" kitabım çıktı. Pandemi koşulları yaşanıyordu, telif, sözleşme gereği almam gerekirken, alamadım. Olabilir, yayınevi zor durumda kalmıştır diye fazla üzerinde durmadım. Genç ve amatörler diye.

Ama hâlâ alacağım var, onu da belirteyim. Bu arada pek çok dergiye telifsiz yüzlerce makale de yazdım. Destek olmak adına. Son olarak da, makalelerimden seçerek derlediğim "Tiyatroda Bir Kavşak" adlı kitabım İstanbul Topkapı Üniversitesi Yayınları olarak basıldı.

Amacım makalelerimi bir araya getirerek öğrencilerimin okumasını sağlamaktı. İçlerinden bir kaçını pdf dosyası olarak zaman zaman da öğrencilerimle paylaştım.

Makalelerin bir kısmı da hakemli-hakemsiz olarak araştırma dergilerinde yayımlanan makalelerdi. Üniversite şimdilik 250 adet bastı. Umarım şu anda görev yaptığım bölümüme ve üniversiteme katkısı olur.

Bütün bunları neden yazdım? Şimdiye dek basılan kitaplarıma basım ve yayın için para ödemediğim gibi, sembolik de olsa hemen hepsinden telif aldım sayılır. Lethe Yayınları hariç. Ama onlara da katkı olsun diye kendi arzumla kitabımı verdim. Üzerine para verilerek, özellikle akademik alanlarda ve diğer alanda yazar tarafından para verilerek kitap bastırıldığını duyuyor ve biliyorum.

Ben aynı zamanda Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği-OYÇED'in kurucu üyelerinden ve ilk üç dönem yönetim kurulu üyelerinden biriydim. Sonuna dek telif haklarını savunanlardanım.

İnanın kendine yazar diyenler benim kadar savunmamıştır telif haklarını. Hem araştırıp, hem yazıp, hem de basılması için üstüne para vermek çok absürt bir durum. Bu konuyu özellikle bir kez daha belirtmek istiyorum.

Yazmak zaten yeterince yaratıcı, yorucu ve emek gerektiren bir iş değil midir ki, bir de yayımlanmak için üstüne para verelim. Özellikle akademik alanda, puan meselesi yüzünden bu telif sorunu çok kullanılır hale geldi.

Artık makaleler bile yazanı tarafından ücret ödenmek suretiyle yayımlanıyor maalesef. Bu hem yayın piyasasında, hem de akademik yayın alanında ciddi bir sorun. Yazanlar, yani emek verenler ne yazık ki büyük bir hak kaybına uğruyor.

Bu sorun üzerinde mutlaka düşünmek ve özellikle yazım alanında, yazarlar arasında ciddi biçimde tartışmak gerekiyor. Çünkü ortada ciddi bir yaratıcılık, araştırma, uygulama ve emek var. Hem de görmemezlikten gelinen.

Piyasada o kadar çok kitap basılıyor ki. Kuşkusuz her birimizin bir hikayesi var ve herkes yazmak istiyor. Ama mesleği yazarlık olmayanların, üstüne para vererek kitap bastırması gerçekten yazarlık ve telif konusuna çok zarar veriyor.

Bu durumu piyasa öyle bir kullanıyor ki, böyle giderse memlekette, belli bir lobinin dışında, araştırma, yazma eyleminden hayatını sürdürebilen kişi kalmayacak.

Oysa yazma eylemi de tıpkı diğer alanlar gibi bir iş ve bir meslektir.

Ve çok ciddi bir kafa ve kol emeği gerektirir. Bu kadar kolay ve ucuz olmamalı.

İnsanlar yazarak da hayatını sürdürebilmeli, tıpkı tiyatro yapanlar gibi...

Tıpkı müzisyenler gibi...

Ressamlar gibi. Vs. vs. vs.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum