Gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde, her alandaki 2019 yılı bilimsel kongreleri ülkemizde birbirini takip etmektedirler. Türk Nöroşirurji Derneği Bilimsel Kongresi, grup ve branş sempozyumları, panelleri, kursları ve akademi toplantısı peşi sıra, nihayet Sinir Sistemi Cerrahisi Derneği (SSCD) 2019 Bilimsel Kongresi de 21-24 Kasım 2019 tarihleri arasında, serhad şehrimiz Edirne’de gerçekleştirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’na payitahtlık yapmış, Sinan’ın ustalık eseri Selimiye’ye ev sahipliği ile Darüşşifası’nı bağrında barındıran çok önemli ve tarihi bir şehrimiz olan Edirne, ilmi toplantılara ev sahipliği açısından gerekli altyapı ve donanım kifayetsizliği düşünce ve zehabı ile olsa gerek, pek tercih edilmemektedir. Oysaki SSCD Kongremizi gerçekleştirdiğimiz Edirne ve Margi Otel, butik ve sıcak atmosferi ile bu düşünce ve zehabın doğru olmadığını, uluslararası düzeyde olmasa bile milli kongrelerin rahatlıkla yapılabileceği bir şehir ve tarihi mekân olduğunun imtihanını başarı ile vermiştir. Şüphesiz bu sınavda, SSCD Başkanı Sevgili Prof. Dr. Serdar Özgen ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanlarının fevkalade ve fedakârane gayretleri asla yadsınamaz! Hepsine, tüm beyin cerrahları adına teşekkürlerimizi sunarım.
Bu Nöroşirurji Kongremiz, yıllar boyu her türlü cerrahi-dahili hastalığın tedavilerinin yapıldığı, hatta dünyada akıl hastalarının “şeytan” olarak kabul edilip yakıldığı bir dönemde, musiki ile birçok ruh hastalığına çareler bulunduğu, hastalıklara yönelik spesifik makamların icra edildiği “Edirne Daruşşifası”nın tarih ve medeniyet kokan, huzurlu ve sihirli atmosferinde başladı.
Edirne; kendi tarihine düşman, dedelerinden utanan, aslını ve neslini objektif değerlendirmekten uzak, geçmişini inkâr eden, dâhili hain ve bedhahlara inat, kongre üyelerine toplantılar süresince, geçmişin ihtişamlı izlerini sergiliyor ve ihanete intizarını ve itirazını hayretle haykırıyordu.
Bu yılın SSCD Bilimsel Kongresi’ni diğer toplantılardan farklı kılan, Sevgili Serdar Özgen’in Kars Sempozyumunda da olduğu gibi, sıra dışı bir bilimsel program hazırlamış olmasıydı. Bu sıra dışı programlardan birisi de Türkiye’nin en kıdemli duayen beyin cerrahisi hocalarından müteşekkil bir panel organize etmesi oldu. Beş duayen hocanın katıldığı bu panelde, yaşadıklarımızın ışığı altında “Neden beyin cerrahı olduk, ne umduk, ne bulduk, ne yaptık, ne yapamadık?” sorularını cevaplandırdık. Bu vesile ile de genç beyin cerrahı meslektaşlarımıza bir ışık olmaya, istikballerine bir mum yakmaya çalıştık.
Uzun yıllardır hemen her alanda televizyon programları yapmış, makaleler ve kitaplar yazmış, konferanslar ve dersler vermiş, kalem oynatmış ve hatta ilmi-edebi alanda (!) “Burnundan kıl aldırmayan” bir “Ukalâ Bilim Adamı (!)” olarak, Edirne’nin hafızasını, tarihi mekânların ihtişamını, Selimiye’nin hem hüznünü hem de gururunu ifade edebilmekten aciz olduğumu itirafla beyan ederek, muhteşem tarihin önünde eğiliyorum!
Sıra güncel aforizmalarımızda...
*Virane gönlümün mahzun meltemi, saçlarını tarasın!
*Çare olduğun yerde, çare aramak...
*Merak, bilimin, bilim de medeniyetin arkasındaki sihirli ve itici güçtür!
*İhdas edilen yeni unvanlar; e-Prof, e-Doç...
*Muvaffakiyet; takdir edilmek değil, taklit edilmektir!
*Her şey illüzyon, gölge, yalan... Sadece ölümdür hakikat olan!
*Beni, bilime doyurma rabbim!
Ne hicranda vuslat var, ne de bilimde “tamam”!
Hicran ömür törpüsü, bilim törpüye “aman”!
*Tıbbın olağanüstü bir dalı olan “nöroşirurji”nin,
Beyin cerrahlarını mahkûm ettiği “müebbet meslekî iptilâ”, asla tedavisi olmayan ve hiçbir “madde bağımlılığı” ile rekabet kabul etmeyen bir iptilâdır!
*Bu kadar cehalete rağmen, nefes alabildiğimize şükrediyorum!
*Adalet, meşveret, maslahat, ehliyet ve emanetten yoksun bir demokrasiyi, ne Eflatun’a ne Farabi’ye ne Nizam’ul Mülk’e ne İbn-i Haldun’a ne de Thomas More’a anlatabiliriz!
*Elinden gelirse gayret, gelmezse dua gerek!
*Hakiki cerrahlar ve hekimler, peygamberlerle birlikte haşr olacaklar!
*Ya Rab! Canımı, bilim yolunda terim kurumadan ve ayakta al!
*Mürekkebin akmadığı yerde, ensest sömürü ekonomisi doğar, gözyaşı ve kan akar!
*Müteşeyyihler hayatsız bir din, dinsizler de dinsiz bir hayat peşinde!
*Sanat, ehline teslim edilmesi gereken bir emanettir!
*Bana “unut” diyorsun! Ruhumdaki parmak izini silebilirsen, unutabilirim seni...
*Bilim, deney ve matematiktir! Demokrasi değil...
*Ulûfe payelere, ulûfe makamlar...
*Ucuz akademisyenlik, akademik kapitalizmi besler!
*Ucuz profesörler (!) çoğalınca, akademik kapitalizmin borazancıları da ucuzladı!
*Sanatın gıdası, ruhi erginlik ve enginliktir!
Merakla beklediğinizi bildiğim, bir yeni eserimizle nefeslenelim!
Güfte; İsmail Hakkı Aydın
Beste; Mehmed Kemiksiz
Makam; Sûzidil
Usül; Düyek
Gün be gün çevrinle arttırdın benim efgânımı!
Böyle hicranlarda yaktın Cânımı, Cânân’ımı!
Bir an olsun gülmedim hiç, sen bana düşman mısın?
Söyle Allah aşkına, duymaz mısın feryâdımı!
FACEBOOK YORUMLAR