Yıllardan beri bu sayfada, özellikle mesleğimle, meslektaşlarımla, eğitim sistemimiz ve üniversite politikalarımız ile ilgili olarak genelde eleştirel ve çözüm yollarını gösteren makaleler paylaşmaktayım.
Bu makalemde ise, evvelki yazılarımın aksine, tesadüfen muttali olduğum takdire şayan bir hususu dile getirmek istiyorum. Her zaman aksaklıkları dile getirecek değiliz ya... Zira, “Bilim ve san’at, takdir edilmediği yerden göç eder” düsturunu akıldan çıkarmamak gerekir. Nitekim, takdir anlamaktır da...
Bu yıl(2018) Kurban Bayramı münasebeti ile, mensubiyetinden gurur duyduğum memleketim Trabzon’da, mutat vechi ile, bulunuyordum. Herkesin malümü olduğu üzere, hekim olduğumuzdan dolayı, branşım “Beyin Cerrahisi” ile ilgili olsun olmasın, her şikayeti olan, filmini, tetkiklerini ve hastalarını alanların kapımıza gelmeleri, dertlerine çare aramaları, hemen her yerde meslektaşlarımızın da karşılaştığı konudur.
İşte bu hadiselerden biri olarak, şerefe günü (Pazar Günü), bir tanıdık hasta, acilen Spontan Subaraknoid Kanama ön tanısı ile, KTÜ Tıp Fakültesi Acil Departmanına müracaatla müşahade ve tetkik gayesi ile yatırılır. Ertesi gün (Arafe Günü, tatil) hasta sahiplerince benden ısrarla hastayı ziyaret etmem rica edilir. Ben de, hiç kendimi tanıtmadan, sadece bir hasta yakını olarak, gidip Acil Müşahadede hastayı gördüm ve geçmiş olsun dedim. Ancak, beni ismen ve medyadan tanıdığını ifade eden, Acil Servis Nöbetçi Sorumlusu Hekim, hemen fırlayıp yanıma gelerek, istemediğim halde, çok saygılı ve deontolojik kurallar çerçevesinde hasta hakkında tafsilatlı malümat sundu, CT, MR Anjio işlemlerinin, Nöroşirurji konsültasyonlarının yapıldığını, MCA Anevrizması düşünüldüğünü, DSA için programlandığını ve hastanın yakın takibe alındığını anlattı. Bir anda bölümdeki diğer hekimler de toplanıp geldiler, Nöroşirurji Anabilim Dalının da haberi olması üzerine, sadece nöbetçiler değil, öğretim üyesi arkadaşlar da evlerinden kalkıp gelmiş ve beni mahçup etmişlerdir. Nöroşirurji Anabilim Dalının da, çok hızlı bir şekilde hastayı gerekli tedavi programına almaları da, branştaşlarım olarak, beni ileri derecede mütehassis kılmıştır.
KTÜ Tıp Fakültesi Acil Anabilim Dalının ve Nöroşirurji Kliniğinin çok mükemmel bir şekilde organize olduğunu, hastaların aciliyetlerine göre yönlendirilip müdahale edildiğini, hekimlerin muntazam giyimli, donanımlı, çok saygılı ve Deontolojiye ileri derecede riayet ettiklerini müşahade ettim ve gururlandım.
Bu vesile ile, başta KTÜ Rektörü Sevgili Kardeşim Prof. Dr. Süleyman Baykal olmak üzere, Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı, Öğretim Üyeleri ve Araştırma Görevlilerini, ve Nöroşiruri Anabilim Dalı Başkanı, Öğretim Üyeleri ve Araştırma Görevlilerini yürekten tebrikle, takdirlerimi sunarak, ülkemde hala bir umut olduğunu ifade etmek istiyorum.
Meslektaşlarımızın hedef gösterildiği, her yerde “günah keçisi” sayıldığı ve bu vesilelerle, umutsuz makaleler kaleme aldığım bu son zamanlarda, böyle heyecan ve gurur verici bir hususu siz kaarilerimle paylaşmak istedim.
Takdir de bizim görevimizdir...
İşte rubaimiz...
İLK AKŞAM
— — • / • — — • / • — — • / • —
(Mef’ûlü, Mefâîlü, Mefâîlü, Feûl)
Ey Sevgili! Gel! Şimdi bizim bayramımız,
Allar ile, tüller ile, güller damımız,
Yıllar yılı, mâzîdeki ilk günkü gibi,
Gir koynuma, bekletme, bu ilk akşamımız!
İsmâil Hakkı AYDIN
FACEBOOK YORUMLAR