Prof. Dr. Türk:
“4. Yargı Reformu Stratejisi kapsamında Adalet Bakanlığı’nca hazırlanacak kanun taslağı, 16.4.2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la gerçekleştirilen rejim değişikliği ile Bakanlar Kurulu ve kanun tasarısı usulü kaldırıldığı için; Anayasa’nın 88. maddesi gereğince milletvekillerinin imzalarıyla kanun teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunulacaktır. Bu vesile ile sayın Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı milletvekillerinin Cumhuriyetimizin ilk 94 yılında başarıyla işlemiş bir sistemin 6771 sayılı Kanun’la kaldırılmasıyla neleri kaybettiğimizi değerlendirmelerinde yarar vardır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün (23 Ocak 2025) Ankara’da Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir toplantıda 4. Yargı Reformu Stratejisi hakkında ayrıntılı açıklamalar yaptı. Bu toplantıda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, Cumhurbaşkanına üzerinde “Adalet mülkün temelidir” anlamında Arapça yazı bulunan bir tablo takdim etti1. Bu toplantı ve 4. Yargı Reformu Stratejisi hakkında eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni yargı reformu stratejisi ile ilgili açıklamayı hazırlık çalışmalarını yürüten, görevi dolayısıyla konu ile doğrudan ilgili Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a bırakmayıp bizzat kendisinin üstlenmesi, konuya verdiği önemi göstermektedir. Bu durumun Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yeni bir uygulaması olduğu da söylenebilir.
Cumhurbaşkanının açıklamalarına göre; özetle, yeni reformun temel amacı, yargı sisteminin daha hızlı ve etkili işlemesini sağlamaktır. Bu çerçeve içinde makul süre içinde yargılanma hakkı güvence altına alınacaktır. Hukuk ve idarî yargılama süreçlerinin etkinliği sağlanacaktır.
4. yargı reformunun temel amacı, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemidir. Yargılamaların daha kısa süre içinde tamamlanması için ilk derece ceza ve hukuk yargılamalarında hedef süreler kısaltılacak, duruşmaların iki aydan fazla ertelenmemesini ve bazı uyuşmazlıkların duruşma yapılmaksızın çözülmesini, istinaf ve temyiz incelemelerinin 6 ay içinde sonuçlandırılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.
Dava öncesi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kapsamı genişle-tilecek; aile arabuluculuğu sisteme entegre edilecek, anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden çözüme kavuşturulması, aile mahkemelerinin kuruluş ve yargılama usulleri, boşanma ve nafaka hükümleri, çocukların menfaatlerini de gözeten geniş bir yelpazede düzenlenecektir.
Adalete erişim kolaylaştırılacaktır. Özellikle şiddet mağduru kadınların adlî süreçlere erişimi en kısa yoldan sağlanacaktır.
Yargı bilişim sistemi, güncel teknolojiler doğrultusunda geliştirilecek, dijital çözüm platformları, çevrim içi uyuşmazlık ve elektronik çözüm yolları devreye alınacak, adalet hizmetlerinde yapay zekâdan yararlanılacaktır.
Meslekî niteliklerin artırılması için hâkim ve savcı yardımcılığı süreci yeniden yapılandırılacaktır. Hâkimlerimiz meslek hayatları boyunca hukuk ve ceza hâkimi olarak sınıflandırılacak; çevre, sağlık, sigorta ve iş kazalarından kaynaklanan dava türleri için ihtisas mahkemeleri kurulacaktır.
Avukatlık Kanunu güncellenecek, savunma kurumu güçlendirilecektir. ”
Görüldüğü gibi, 4. Yargı Reformu Strateji ile geniş kapsamlı yeni düzenlemeler yapılması amaçlanmaktadır. Bunların bir bölümü çağdaş teknolojik gelişmelerin sonucudur. Fakat öngörülen adalet sisteminde hâkimlerimizin meslek hayatları boyunca hukuk ve ceza hâkimi olarak sınıflandırılması, Türkiye koşullarında tartışılabilir niteliktedir. Hâkimlerimizin meslek yaşamlarında zaman içinde uzmanlaşmaları, çeşitli konularda uzmanlık mahkemeleri kurulması gerekli ve yararlı olmakla birlikte; hâkim ve savcılarımızın ufuklarını daraltacak, olaylara geniş açıdan bakmalarını sınırlayacak uygulamalardan kaçınmalıdır.
Yargı siteminin gecikmelere meydan vermeksizin makul süreler içinde işlemesi, zaten hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin 1. fıkrası ile Anayasa’mızın 19. maddesinin VII. fıkrasındaki ‘makul süre içinde yargılanma’ hakkının, hem 141. maddesinin IV. fıkrasındaki ‘Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir.’ hükmünün gereğidir.
4. Yargı Reformu Stratejisi kapsamında Adalet Bakanlığı’nca hazırlanacak kanun taslağı, 16.4.2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la gerçekleştirilen rejim değişikliği ile Bakanlar Kurulu ve kanun tasarısı usulü kaldırıldığı için; Anayasa’nın 88. maddesi gereğince milletvekillerinin imzalarıyla kanun teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunulacaktır. Bu vesile ile sayın Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı milletvekillerinin Cumhuriyetimizin ilk 94 yılında başarıyla işlemiş bir sistemin 6771 sayılı Kanun’la kaldırılmasıyla neleri kaybettiğimizi değerlendirmelerinde yarar vardır.
4. Yargı Reformu Stratejisi ile ilgili toplantıda Adalet Bakanı Tunç’un, Anayasa’mızın 3. maddesinde Türkiye Devletinin resmî ‘Dili Türkçedir.’ hükmü, 174. maddesinde inkılâp kanunu olarak yer alan ‘1 Teşrinisâni (Kasım) 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’, bütün mahkemelerimizin duruşma salonlarında bu harflerle yazılı ‘Adalet mülkün temelidir’ özdeyişi varken; Cumhur-başkanına üzerinde bu özdeyişin Arapçası yazılı bir tablo sunmanın anlamını açıklaması yerinde olacaktır.”
(25.1.2025).
______________________
1 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Cumhurbaşkanına üzerinde “Adalet mülkün temelidir” anlamında Arapça yazı bulunan tablo takdimi resmi için bk. Hürriyet, 24.1.2025, s. 1 “Mağdur odaklı adalet sistemi”, 12 “Erdoğan Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’ni açıkladı: Hızlı ve etkin adalet” – Selçuk Böke.
FACEBOOK YORUMLAR