Prof. Dr. Türk
“Kara Harp Okulu’nda 30 Ağustos 2024 günü yapılan Sancak Devir-Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırarak ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyerek içtikleri, daha önce de harp okullarında okunan Subay Andı’nda suç unsuru oluşturan, disiplin cezası verilmesini gerektiren tek bir sözcük yoktur. Teğmenlerin o gün bu Andı okumaları, içinde güçlü bir ifade ile vurgulanan değerlere sahip çıktıklarını göstermek içindir.
Sayın Cumhurbaşkanının bu Andı Hükümete karşı bir eylem olarak değerlendirmesi isabetli olmamıştır.”
30 Ağustos 2024 günü yapılan Millî Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Sancak Devir-Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırıp “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek Subay Andı içmesi nedeniyle başlatılan disiplin soruşturması, 5 teğmen ile 3 disiplin amirine “Silahlı Kuvvetlerden ayırma” cezası verilmesiyle sonuçlandı. Dün (31 Ocak 2025) Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklama şöyledir:
“… Mezuniyet Töreni sonrasında kamuoyuna yansıyan görüntülerin ardından başlatılan idarî ve disiplin soruşturmaları kapsamında; Millî Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından sıralı 3 disiplin amirine, Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu tarafından 5 teğmene Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği amir hükümleri … gereğince ‘Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası’ verilmiştir.”
Bu konuda eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Millî Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından sıralı 3 disiplin amirine, Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu tarafından 5 teğmene ‘Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası’ verilmesi, dayanak olarak gösterilen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’na aykırıdır. Kanun’un 3. maddesindeki tanımla ‘Disiplinsizlik, bu Kanuna göre disiplin cezası ile cezalandırılan fiil ve hâlleri … ifade eder.’ 11. maddede ‘Disiplin cezaları’, ‘a) Uyarma, b) Kınama, c) Hizmete kısmî süreli devam, ç) Aylıktan kesme, d) Hizmet yerini terk etmeme, e) Oda hapsi, f) Silahlı Kuvvetlerden ayırma’ olarak sıralanmıştır. Bu cezaların en ağırı sonuncusudur.
13. maddeye göre ‘Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası, personelin tâbi olduğu mevzuat hükümlerine göre Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi veya durumuna göre sözleşmesinin feshedilmesi sonucunu doğurur.’ 15-20. maddelerde cezayı gerektiren disiplinsizlikler hakkında ayrıntılı hükümler vardır.
20. maddede verilen ‘Silahlı kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler’ listesinin (f) bendinde yazılı ‘Disiplinsizliği alışkanlık hâline getirmek: Disiplin bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık hâline getirmek veya aldığı disiplin cezalarına rağmen ıslah olmamak’, olayda söz konusu değildir.
Disiplin cezası verme yetkisinin kullanımında ‘takdir hakkı’ ile ilgili temel hükümler, 6. maddede gösterilmiştir. İlk iki fıkraya göre ‘(1) Bu Kanunla disiplin cezası vermeye yetkilendirilmiş kişi veya kurullar, disiplin cezası uygulanması ile ilgili takdir haklarını ölçülü, adaletli ve hakkaniyetli bir şekilde kullanırlar. (2) Takdir hakkı mutlaka gerekçeli olarak kullanılır.’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olaydan bir hafta sonra 7 Eylül 2024 günü yaptığı bir konuşmada teğmenler hakkında söylediği ‘Siz o kılıçları kime çekiyorsunuz? Çalışmamızı yapıyoruz. Birkaç kendini bilmez temizlenecek’ sözü, soruşturmanın açılması ve sonucu hakkında takdire yer bırakmayan bir talimat olmuştur. Aslında o kılıçların düşmana çekileceğinden kimsenin şüphesi yoktur. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanının teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırarak içtiği andı Hükümete karşı bir eylem olarak değerlendirmesi isabetli olmamıştır. Anayasa’nın 117. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî varlığından ayrılmayan Başkomutanlığı temsil eden Cumhurbaşkanının böyle bir konuşma yapmaması gerekirdi.
O’nun talimatı doğrultusunda 5 teğmen ve 3 disiplin amiri hakkında verilen cezalar ‘ölçülü, adaletli ve hakkaniyetli’ değildir. Kaldı ki ortada suç sayılabilecek bir eylem de yoktur. Teğmenlerin resmî törenden sonra kılıçlarını havaya kaldırarak ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demeleri suç sayılabilir mi? Kurtuluş Savaşının muzaffer Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ olmak, yalnız kendilerine haksız bir ceza verilen teğmenlerin değil, bütün askerlerimizin, geniş anlamda hepimizin ortak gururudur.
Millî Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında olduğu gibi sadece ‘Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği amir hükümleri … gereğince ‘Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası’ verildiğini yazmak, 5 teğmen ve 3 disiplin amiri hakkındaki verilen en ağır cezanın gerekçesi olamaz.
30 Ağustos 2024 günü teğmenlerin içtikleri, daha önce harp okullarında okunan Subay Andı şöyledir:
‘Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır.
Bizler, Türk istikbalinin evlâtlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayaca-ğız, şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türküm diyene!’
Aynı gün Kara Harp Okulu ile diğer harp okullarında okunan ‘Askerlik Yemini’ şöyledir:
‘Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada, her zaman ve her yerde milletime ve Cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet, kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu, Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.’
Görüldüğü gibi, farklı sözcüklerle her iki antta askerlerin ortak değerler olarak vatan, millet ve Cumhuriyet uğruna canlarını vermeye hazır oldukları vurgulanmaktadır. Teğmenlerin içtikleri Subay Andı’nda Cumhuriyetin lâik, demokratik nitelikleri de belirtilmiştir. Dil bakımından Askerlik Yemini’nde eski sözcükler kullanılmasına karşılık, Subay Andı günümüz Türkçesiyle yazılmıştır. Teğmenler tarafından ayrıca okunmasında içeriği kadar dilinin de etkili olduğu anlaşılıyor.
Sonuç olarak 30 Ağustos 2024 günü Kara Harp Okulu’nda yapılan Sancak Devir-Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırarak ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyerek içtikleri, daha önce de harp okullarında okunan Subay Andı’nda suç unsuru oluşturan, disiplin cezası verilmesini gerektiren tek bir sözcük yoktur Teğmenlerin o gün ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyerek bu Andı okumaları, içinde güçlü bir ifade ile vurgulanan değerlere sahip çıktıklarını göstermek içindir. Bu durum, resmî törenden sonra okunmasını bir disiplin suçu saymayı engelleyecek niteliktedir.
(1.2.2025)
FACEBOOK YORUMLAR