Prof. Dr. Türk:
“İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hâkimliği’nin Ekrem İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararında gerekçe olarak, şüphelinin ‘kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu’ gösteriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, önümüzdeki seçimde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Cumhur-başkanı adayı gösterilmesi beklenen; hayatı, makamında olmadığı zaman halkın içinde, herkesin gözü önünde geçen bir insandır. Böyle bir insanın kaçması, saklanması söz konusu olabilir mi?”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hâkimliği’nce verilen tutuklama kararının hüküm fıkrası şöyle:
“… Şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, atılı suçun katalog suçlardan olması dolayısıyla tutuklama sebeplerinin mevcut olduğunun varsayılması, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle adlî kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak şüphelinin tutuklanmasına karar verilmiştir.”
Bu konuda eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Ceza yargılaması sürecinde bir tedbir niteliğinde olan tutuklama kararı, insanın özgür yaşama hakkını ortadan kaldırdığı için koşulları doğrudan doğruya Anayasa’nın ‘Kişi hürriyeti ve güvenliği’ ile ilgili 19. maddesinin IV. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; ‘Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösteren diğer hâllerde hâkim kararıyla tutuklanabilir.’
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘Tutuklama nedenleri’ kenar başlıklı 100. maddesinin 2. fıkra (a) bendinde ‘Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular…‘, tutuklama nedeni var sayılabilecek hâllerin başında gösterilmiştir.
İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hâkimliği’nin Ekrem İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararının gerekçesinde şüphelinin üzerine atılı suçun ‘katalog suçlardan” olduğu yazılı. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin 3. fıkrasında ‘kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı hâlinde, tutuklama nedeni var’ sayılabilecek suçlar liste hâlinde sıralanmıştır. Bu listede yer alan suçlar, uygulamada ‘katalog suçlar’ olarak adlandırılır.
İmamoğlu hakkındaki dava, İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında açılmıştır. ‘Yolsuzluk’ genel bir terimdir. Kapsamına giren suçların hiçbirisi (ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, kamu kurumu dolandırıcılığı, rüşvet, zimmet, denetim görevinin ihmali, nüfuz ticareti, kamu görevlisinin ticareti) bu listede yer almıyor. Savunma için yolsuzluk iddiasının somutlaştırılması gerekir.
İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hâkimliği’nin Ekrem İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararında gerekçe olarak, şüphelinin ‘kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu’ gösteriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, önümüzdeki seçimde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi beklenen; hayatı, makamında olmadığı zaman halkın içinde, herkesin gözü önünde geçen bir insandır. Böyle bir insanın kaçması, saklanması söz konusu olabilir mi?
Tutuksuz devam etmesi gereken davaya esastan bakacak mahkemenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6., Anayasa’mızın 36. maddesinde öngörülen adil yargılanma hakkına uygun bir karar vermesi, Devletin temeli niteliğindeki adalete inanan halkımızın beklentisidir.”
(25.3.2023)
FACEBOOK YORUMLAR