Prof. Dr. Türk:
“Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘Daha turpların büyükleri heybede …’ sözü, görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan CHP’li ilçe belediye başkanlarından sonra şimdi hedefte aynı Parti’nin büyükşehir belediye başkanlarının olduğunu, günü gelince onların da hesaplarının görüleceğini ifade eden bir tehdittir. Bu, demokratik hukuk devleti adına son derece kaygı verici bir gelişmedir. Sayın Erdoğan, bunca yıllık siyasî deneyimiyle yanlış uygulamalarla girilen bu yolun çıkmaz sokak olduğunu bilebilecek konumdadır. Her durumda Türk halkı, seçimlerde verdiği oylara, uğruna bunca mücadeleler yaptığı demokratik rejime sahip çıkmasını bilecek olgunluktadır.”
31 Mart 2024 yerel yönetimler seçimlerinde İstanbul’da CHP adayı olarak Beşiktaş Belediye Başkanı seçilen Rıza Akpolat’ın ihaleye fesat karıştırma suçlamasıyla 17 Ocak 2025 günü tutuklanması nedeniyle ertesi gün İçişleri Bakanlığı’nca “geçici bir tedbir” olarak görevinden uzaklaştırılmasından sonra, aynı gün konu hakkında görüşünü açıklayan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Daha turpların büyükleri heybede. Bunların birkaç yıl çıkıp milletin yüzüne bakacak hâlleri kalmayacak” dedi. Bu konuda eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Daha önce yine 31 Mart 2024 yerel yönetimler seçimlerinde İstanbul’da CHP adayı olarak Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer de silâhlı terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla tutuklanmış ve yerine bir kayyım atanmıştı. Önceki gün tutuklanan ve dün İçişleri Bakanlığı’nca görevinden uzaklaştırılan Rıza Akpolat, bu dönem, hakkında böyle bir uygulama yapılan ikinci CHP’li belediye başkanı oldu.
Ahmet Özer gibi Rıza Akpolat hakkında verilen tutuklama kararı da haksızdır. Anayasa’nın 19. maddesinin IV. fıkrası uyarınca ‘Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla … hâkim kararıyla tutuklanabilir.’ Ceza Muhakemesi Kanunu’-nun 100 ve 101. maddelerinde ‘Tutuklama nedenleri’ ve ‘Tutuklama kararı’ ile ilgili ayrıntılı hükümlere yer verilmiştir. Tutuklama kararlarının bu maddelerde öngörülen koşullara uygun olarak verilmesi gerekir. Özer ve Akpolat’ın görevlerini bırakarak kaçacağı, kanıtları yok edeceği veya değiştireceği düşünülebilir mi?
Anayasa’mızın 138. maddesine göre ‘Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.’ Hâkimlerimiz, kişinin özgür yaşama hakkını ortadan kaldıran tutuklama kararlarını da bu maddeyi göz önünde tutarak vermelidirler. Tutuksuz yargılama asıldır.
Tutuklu belediye CHP’li belediye başkanları, Anayasa’nın 67 ve 127. maddeleri ile 2972 sayılı Mahallî İdareler Seçimi Hakkında Kanun hükümlerine göre seçilmiş insanlardır. Görevlerinden uzaklaştırılmalarıyla onları seçen halkın iradesi de yok sayılıyor. Gerçi Anayasa’nın 127. maddesi, ‘görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahallî idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.’ hükmüne yer veriyor. Ancak bu yetkinin Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesi kapsamına girecek biçimde kötüye kullanılmaması gerekir. Çünkü uygulama, ‘geçici’ olarak nitelenen bu tedbirin kalıcı nitelik kazandığını göstermektedir.
CHP’li ilçe belediye başkanlarına karşı başlatılan uygulamalar, CHP’nin 31 Mart 2024 yerel yönetimler seçimlerinden 1. parti olarak çıkmasının iktidar partisi tarafından hâlâ içlerine sindirilemediğini göstermektedir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘Daha turpların büyükleri heybede …’ sözü, görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan CHP’li ilçe belediye başkanlarından sonra şimdi hedefte aynı Parti’nin büyükşehir belediye başkanlarının olduğunu, günü gelince onların da hesaplarının görüleceğini ifade eden bir tehdittir. Bu, demokratik hukuk devleti adına son derece kaygı verici bir gelişmedir. Sayın Erdoğan, bunca yıllık siyasî deneyimiyle yanlış uygulamalarla girilen bu yolun çıkmaz sokak olduğunu bilebilecek konumdadır. Her durumda Türk halkı, seçimlerde verdiği oylara, uğruna bunca mücadeleler yaptığı demokratik rejime sahip çıkmasını bilecek olgunluktadır.
(19.1.2025)
FACEBOOK YORUMLAR