Prof.Dr.Ahmet Vefik ALP

Prof.Dr.Ahmet Vefik ALP

KENT
[email protected]

‘İslam’ın kutsal emaneti İstanbul’a Müslümanlar ihanet etmiştir.…!

03 Aralık 2018 - 14:27

            İmparator Justinianos (527-565) tarafından Miletli mimar İsidoros ile Aydınlı Anthemios’a çizdirlen. Hırisityanlığın başmabedi Ayasofya’nın açılış günü İmparator’un, mabedin içine girip, “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun, Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim…!” diye bağırdığı yazılır.

Fatih Sultan Mehmed Han 1453 yılında Hıristiyan Kostantiniye yi nihayet fethetmiş ve Islam Alemi’ne bahşetmiştir. Tarihte Orta Çağ dan Yeni Çağ’a geçişi getiren olaylardan biridir. Osmanlı bu şehr-i muhteşem’i Islam mimarisiyle işlemiş ve süslemiş, Büyük Usta Mimar Sinan’ın ve öğrencilerinin Aya Sofya yı aşan muazzam tasarımlarıyla Islam’ın en ihtişamlı odağı haline getirmiştir.

 

Istanbul’u önce Gecekondular, sonra Gündüzkondular bitirdi…

Cumhuriyet ten itibaren Istanbul korunmuş, yeni eserlerle bezenmiş ve zarafet içinde varlığını sürdürmüştür.

Gecekondular 1960 larda Istanbul çeperlerini işgal etmeye başlamıştır. Gerçi bu yıllarda global ölçekte de ’kırdan kente göç’ başladıysa da Istanbul bu süreçte en büyük yarayı alan yerleşimdir. Yönetimler oy kaygısıyla sessiz kalmış, fabrikatör fabrikasının hemen yanında illegal konuşlanan işgücünden memnun olmuştur. Istanbul’un %70 i kaçak yapılaşma noktasına gelmiştir.

Istanbul’a ölümcül darbe ise yerel ve merkezi yönetimlerin rantsal betonlaşmaya ve gökdelenlere yol vermesi ve her boş alan ve kıyılara ayrıcalıklı imar hakkı tahsis etmesiyle gelmiş, son akciğerler kuzey ormanlarına girilmesiyle de gidişat ihanete dönüşmüştür. 3. Köprü ve 3. Havalimanı gibi güzel projeler yanlış yer seçimleri nedeniyle ekolojik dengeye zarar vereceklerdir. Kanal Istanbul iddialı ve cesur bir projedir, ancak Istanbul için akıllara zarar bir girişimdir. Deprem riski altında kıvranan Kent artık bir insanı daha taşıyamayacak, bir aracı dahi alamayacak durumda iken çevresel etkileri tartışmalı, kıyısında 30 devasa yerleşim ve onlarca köprü ile bezenecek bu proje ile yeni nüfus çekilmeyecek midir.?

Ege kıyılarındaki turistik beldelerimizde de durum aynıdır. Şimdi ise Mavi Yolculuk koylarına göz dikilmiştir.

Güney kıyısını Gebze’den Tekirdağ’a betonladığımız, TEM Çevre Otoyolu ile gelen yapılaşma ile ortasını doldurduğumuz bu Şehrin en azından kuzeyi yeşil kalmalıydı ki çocuklarımız torunlarımız susuzluktan, havasızlıktan kavrulmasın, başlarına taş dolular yağmasın, yağmur yağınca yollarda boğulmasınlar.

 

Sn. Cumhurbaşkan’ımız ‘Istanbul’a ihanet ettik’ derlerken haklıdırlar. Suudlular İslam ın diğer emaneti Mekke de Osmanlı kalesi Ecyad ı zengin hacılara

rezidanslar yapmak için yıkarken horozlanan bizler Müslümanlığın odağı muhteşem Istanbul’ u tahrip ediyoruz. Acı olan şudur ki Islam’ın ve insanlığın kutsal emaneti olarak titizlikle muhafaza etmemiz gereken Istanbul’a ihaneti Müslümanlar

yapmıştır ve yapmaya devam etmektedirler. Islam Alemi’nin medar-ı iftiharı, tarih ve doğayla bezenmiş Istanbul artık kimliğini yitirmekte, özelliğini kaybetmektedir.

Ulaşım zaten bitik, caddeler haydut sürücüler, silahlı magandalar ve dilenciler ile dolu, yola çıkmak için sinir ve cesaret hapları almak lazım. Benzin fiyatına hiç girmeyelim, ancak lüks arabalar ibadullah. Ülke ekonomisi kent ve inşaat rantı ile dönüyor, ancak bu durum sürdürülebilir değildir.

 

Nerede o 3 imparatorluğa başkentlik etmiş Istanbul, nerede o Sinan ın muhteşem eserlerinin süslediği 7 tepe, nerede o Boğaziçi ni bezeyen güzelim korular, köşkler, kasırlar, o nefes kesen siluet ?…Hepsi bir bir ezildi, yok edildi gözümüzün önünde. Istanbul ‘un sıradan bir şehirden ne farkı kaldı ey Dostlar ?

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘Yanlış yaptık, depremde faturayı ödeyeceğiz’ demektedir: Ancak en sakat plan ve projeler aynı Bakanlık onaylanmaya devam etmektedir. Tüm boş alanlar ve sahiller dolmuş, temiz su ve yeşil tükenmektedir.

Yıllardır Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ana işlevi binlerce ayrıcalıklı imar planı onamak oldu ve bu durum aynı hızla devam ediyor.

 

Yönetimler Istanbul’u katletti, bizlerde alkışladık, oy verdik, seçtik. Suçun yarısından fazlası bizim. Halbuki, bu şehir Dünya kültürünün bir parçasıdır, Nasıl çarpık ve çirkin yapılaşmanın faturası bugün deprem nedeniyle önümüze geliyorsa, bu rantsal betonlaşma ve kentsel yağmanın faturası da gelecek nesillerimizin önüne acı bir bicimde çıkacaktır.

Şehirler toplumların aynasıdır. Hırsızın çaldığı elektriği dürüst insana ödeten bir toplumdan Istanbul’un kıymetini bilmesini beklemek abesle iştigaldir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar