Prof.Dr.Ahmet Vefik ALP

Prof.Dr.Ahmet Vefik ALP

KENT
[email protected]

'Deprem, Sel, Salgın gibi Afetler 'Ekokent'e Tesirsiz....!'

18 Kasım 2020 - 13:32 - Güncelleme: 18 Kasım 2020 - 13:34

Emeritus Prof. Dr. Ahmet Vefık Alp
Mimar Kentbilimci    TMMOB(TR), AIA(USA), RIBA(UK)

Teknolojik ilerleme ve büyükşehirlerde plansız yoğunlaşma doğa-insan dengesinin giderek bozulmasına neden olan iki ana gelişmedir. Kentsel dokudae evlerimiz, mahallelerimiz ve şehirlerimiz genelde bizleri artık mutlu ve güvenli kılamamaktadır.

İleri toplumlarda kentbilimciler ve mimarların insanları güvenli, sağlıklı, mutlu ve rahat kılacak yeni şehir kurguları ve yapı teknolojileri arayışında olduğunu görüyoruz. Çevre, doğa ve insan ile barışık yeni yaşam sistemleri artık güncel ve gerçekleşebilir duruma gelmişlerdir.“Ekokent” (Ecocity) bu süreç içerisinde dogmuştur.

Fikir babası meslektaşım Japon Kiyonori Kikutake dir. IAA Uluslararasi Mimarlik Akademisi çatısı altında kendisiyle üstünde beraber çalışma imkanı bulduğum “Ekokent”, diğer adıyla ekolojiye ahenkli şehir bugünkü kent sistemlerimizden farklıdır. Özet olarak, zemine amortisörlü dev ayaklar vasıtasiyle oturan Ekokent te konutlar çelik kafes üçgen bir süperstrüktürün teraslarında kademelenmekte, dışta doğal çevreye ve manzaraya, içte ise klimatize kentsel atrium’a doğrudan açılmaktadır. Kentsel atrium olarak adlandırdığımız bu iç mekanda ise,iş yerleri, eğitim, rekreasyon ve sağlık tesislerı ve yönetim control merkezleri gibi diğer genel fonksiyonlar yer almaktadır.

Burada mevsim her zaman bahardır. Iklim değişimleri ve küresel ısınma etkisizdir. Ekokent te hiçbir anlamda kirlilik yoktur, çöp yoktur, duman yoktur. tüm materyeller dönüşebilir (recycyable) cinstendir. Kendi enerjisini kendisi üretmektedir. Yangınla savaşım ozon gazlı sistemler ile tamamen otomatik hale getirilmiştir.

         Merkezi ısıtma, klima, arıtma gibi tesisat ve santraller ile diger hizmet üniteleri alt seviyede gizlenmiştir. Sistemi zemine bağlayan ayakların içerisinden zemine ve zeminaltı depolar ve nükleer sığınaklara inilebilmektedir. Çatı seviyesinde yine spor ve rekreasyon alanlarına ilaveten rüzgar değirmenleri, güneş kollektörleri ve ileri savunma sistemleri gizlenmiştir. Bu nedenlerle Ekokent ler depremden, tsunamiden, selden, kasırgadan, nükleer radyasyondan ve diğer doğal felaketlerden sıfıra yakın etkilenmektedir. Sisteme giriş çıkış kontrollu olduğundan terör ve virütik salgınların sisteme nüfus etmesi fevkalade zordur.

Topoğrafya üzerinde eğrisel olarak uzayan veya daireler, ellipsler çizebilen bu üçgen sistem ormanların, kıyıların ve nehirlerin üzerine bir viyadük gibi konuşlanabilmektedir. Zemine doğrudan oturmadığından doğayı çok az bozmaktadır. Ekokentler arasında iletişim yükseltilmiş manyetik motorlu ve pilotsuz monoraylar vasitasiyla olabilmektedir.
Ekokent doğanın güzelliklerinden sonuna kadar faydalanırken ona çok az zarar veren bir kentsel kurgudur. Deprem öncesi ve sonrası henüz sonucsuz şehirleşme ve yapılaşma çabalarımız çerçevesinde yenilikçi yaklaşımlar ve ekonomik, hızlı, güvenli ‘süperprefabrikasyon’ sistemleri Ülkemiz gündemine artık getirilmelidir. Kültürümüze, milli ve yerel mimarimize uyumlu Ekokent ve benzeri yeni şehirsel kurgular gelecek yılların yerleşim felsefesidir. Geç kalınmamalıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar