Aylarca süren seçim maratonunda, özgür irademizle oyumuzu kullandık.
Büyük sahneden inerek sandığımıza gülümseyip, seçmen rolümüzü oynamanın rahatlığıyla izleyici koltuğumuza oturduk. Ve, nihayet seçimi gündemimizden düşürerek yaşam sahnelerimize geri döndük.
Döndük de ekonominin zil takıp oynattırdığı sahnede, elimizi kıvıracak, adımımızı sektirecek, yüzümüzü güldürecek telden çalmıyor oyun havası.
Küstüm ben oynamıyorum da denmez. Denmez çünkü perde ancak musalla taşından, toprağa inince kapanır.
O halde yaşam sahnesinde her bir birey rolünü oynamak zorunda.
Artık rol keserek mi, rol çalarak mı, rol dağıtarak mı, figüran kalarak mı, yoksa kendi sahnesinde baş rol oynayarak mı sahnede kalır bireyler bilemem.
Şu var sahne değitireyim de denebilir. Bu da midenin sırtına yapıştığı gibi bir ceble, cüzdanla olmaz.
‘’Yaşam denen bu sahnede, herkes rol çalma peşinde, kimse kendi rolünü oynamıyor.’’
Kimi usta oyuncu, ne acı çektiğini belli ediyor, ne de gözyaşını gösteriyor.
Kimi figüran oyuncular kendilerine biçilen rollerin ya salatanatını sürüyor, yada ele etek öperek rolünü sahneliyor.
Kimi usta oyuncular da, dilinin söylediği ile örtüşmeyen icralarını iyi gizliyor.
Kimi oyuncular ise sadece kendi olup, kendi gibi kalarak sahneyi aydınlatıyor. İşte bu oyuncular rol modellikleriyle sahnelerde çoğalırlar umarım.
Zira; ''Yüreğin ve düşüncelerin bakışı güzel olunca, baktığı yüzlerde
güzellikleri görebiliyor. Bu aynı zamanda aynadaki yansıma gibidir de.
Her gün aynı yüzde binlerce yüz görmek gibi''
Herkes kendi rolünün hakkını verse, muhtelif çalmalar gibi rol çalmasa yaşam sahnesi de şenlenir. İzleyicisi de yüreğiyle alkışlar, figüranı da keyif alır.
Diğer taraftan hergün ekranda, mikrofonda, sahnede siyasetçi rolü oynayanları, politikacı rolüne girenleri, sanatçı rolü oynayanlar ya da diğer yüzleri sık sık görüyor, duyuyoruz.
Her biri kendi rolünü samimiyetle, ahlakla oynadığı kadar gönlümüze giriyor, katlanılır değerler sıfatını kazanıyor.
Uzun süredir böyle yüreği güzel yüzleri sahnelerde pek sık göremez olmuştuk. Umarım güzelliklerin çoğalacağı bir sahneye dönüşür ülkem. Bizler de Büyük sanatçı yaratanın bahşettiği bu yaşamda biçili rollerimizi huzur içinde oynarız.
Ekonominin aldırdığı nefes ne kadar özgür ve refah ise o kadar farkındalığımızı artırarak sahnede kalırız. Ahlakın, adaletin, hukukun, ilimin, bilimin, eğitimin, sanatın, sevginin, barışın, dostluğun yani insana ve insanlığa dair en kıymetli vasıfların önde tutulup, ışıklandırışdığı bir sahne ne güzeli en arzu edilenidir.
Yoksa Söndürür sahnenin ışıklarını karanlıkta gölge oyunu oynamaya devam ederiz, taki karanlık aydınlanana kadar.
Bu arada affınıza sığınarak Sanat ruhum ile bir kez daha ‘‘Sanatın büyülü dokunuşları ile aydınlanır, aydınlatırız.’’ demek istiyorum.
Değerli dostlarım şu an burada olup bu yazılı sohbetimi okuyarak sahnenizi sahnemle paylaştığınız için teşekkür ediyorum.
Bir sonraki yazılı sohbetimde buluşmak üzere,Yağlıboya resmimin görselini, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi ve Youtube’da yer alan bir (Seni gördüm büyülendim – ES GEÇ https://www.youtube.com/watch?v=6-N90mRebUE ) şarkımı güzel gönüllerinize bırakıyor, yaşam sahnesindeki rolünüzde başarılar diliyorum.
Perihan KOCA 27.06.19
HAYAT DENEN SINAVHayat denen zor sınavaBeyaz sayfa ile geldimYaşadığım bu sınavdaBoş kağıdı veremedim Küstüm artık oynayamamBu diyarda hiç duramamSınav neymiş ben anlamamDeyip sırtım dönemedim Biri bitmez biri başlarSırtımdaki ağır taşlarDinmiyor ki gözde yaşlarBıktım artık diyemedim Aylar yılı kovalarkenGeçer diye oyalarkenBunca yüklü soru varkenCevap bulup geçemedim Toprak beni çağırıncaGece gündüz bir oluncaKefen bezi ten oluncaSınav bitti bilemedim.Perihan KOCA 05.08.2017perihankoca.com , sanatinrenkleri.com [email protected] [email protected] , İnstagram, twitter ve diğer
FACEBOOK YORUMLAR