Değerli Dostlarım üretilen her ürün sanat eseri değildir. Sanatlı olması kalitesini belirler ancak sanat eseri olma kabiliyetini kazanmamış olabilir. Eğer Sanat ürünü niteliğini kazanmış ve taşımış ise aktarımlar başlar.
Bu aktarımlarda ilgili alanlarda yazı dili ile sözlü veya görsel araç ve aracılar vasıtası ile gerçekleşir. Sanat üreten kişilere sanatçı denir. Ne ben sanatçıyım demekle ne de sanatçı olacağım demekle sanatçı olunmaz. Sanatçı hususunu daha önce kısaca özetlemiştik.
Kısaca hatırlarsak; ‘’Görüneni, Görünmeyeni, Duyulanı, Duyulmayanı, Görerek/ Duyarak/ Hissederek/ Düşünerek/ Yorumlayarak, hayal gücünün devreye girmesiyle, yaratıcılığı yetenek ölçüsünde şekillendirip, ruh katarak, estetikle ortaya konan evrensel bir ifadededir. Bu ifadeyi ortaya koyan kişiye de Sanatçı denir. Sanatçı kendini eserine naklederdir ve eseri ile yaşayandır. Sanatçı eseri ile bağlantı kurar. Sanatçının ortaya koyduğu eser ile onu izleyen, okuyan, duyan, gören, hisseden kısaca algılayan kişiler arasında da duygusal bağ kurulur. ‘’Güzellik Sanattır. Sanatın güzelliğiyle güzelleşmek de ruhun sanatıdır’’ sözlerimle yazılı sohbetimize devam etmek istiyorum.
Gerçek Sanatçının dili/ izahı suskun kalır ama Eserleriyle konuşur. Bu eserler bazen yaşamdayken bazen de yaşama vedadan sonra değerini bulur ya da değeri ortaya çıkar.
Üretim ile tüketim arasındaki yaşamsal döngü gibi, Sanatta da üretim ve tüketim döngüsü vardır. Ürettiği sanat ürünlerini ortaya koyan sanatçı, eserinin tüketiminde öncelikle ruhsal güzellik arar. Sanat ürününün tüketimindeki kasıt parasal değer değil, manevi değerlerin korunarak güzelliklerle çoğalması, sanat ahlakı ile karşılık bularak algılanması, sunulması, paylaşılıp ağırlanmasıdır.
Görsel sanatta; interaktif ortam veya mekanlarda sergilenen sunumların, sanatçıyı, sanatı tüketerek değil, sanatı içselleştirerek algılanması gerekir. Bu bağlamda tüketim boyutunda kopyalanarak tüketim en istenmeyen olduğu gibi, esinlenişlerde üreten birinci kaynağına atıfta bulunmamak da istenmeyen bir tüketimdir.
Sanatın diğer dallarında da bu durum geçerlidir. Bir şiir, bir kitap, bir müzik gibi yazılı ve işitsel sanatlarda da, görsel sanatlarda olduğu gibi kaynaklar belirtilmeden alıntılar yapmak, üzerinde değişiklikler yaparak kendisine mal etmek, aslını bozarak (mini not: Müzikte aslına sadık kalıp yorumlamak elbette olağandır) kulakları, gözleri, sanatçıyı, sanatı yormak da sanat ahlakına, etiğine zarar veren ve istenmeyen kirliliklerdir.
Sanatı Tüketme Sanatını birlikte yaygınlaştırarak, güzelliklerle çoğalmak, ruhsal bağlantılar kurarak Empati ile yaklaşıp, sempati ile karşılayıp kabul etmek, kendimize yakın bulduğumuz ürünleri içselleştirirken uzak bulduklarımızı karalamadan kabul etmek, tüketirken yeni doğuşların üretimini sağlayacaktır.
Değerli dostlarım değerli vakitlerinizi, yazılı sohbetimizde benimle tüketerek çoğalttığınız için gönülden sevgi, saygı ve selamlarımla teşekkür ediyorum. Nice güzelliklerde sanatı tüketme sanatında birlikte üretip birlikte tüketeceğimiz dünler, bugünler, yarınlar diliyorum.
Perihan KOCA 16.11.16 Kadıköy
perihankoca.com, sanatinrekleri.com, [email protected], [email protected], Instagram, facebook ve diğer.
İSTEMEM Korkarım yüzüne uzun bakmaktan Dalgın gözlerinde esir kalmaktan Yorulur dizlerim sana koşmaktan Bir daha hasretle yanmak istemem Duyarım sesini sazın telinde Ararım sözlerde yerim nerede Konuşur dillerim cana her demde Bir daha özlemle kalmak istemem Sorarım kalbine hoş mu benimle Ellerin elimde dursa sevgiyle Kaybolur giderim An'a gizemle Bir daha sitemle doğmak istemem
Perihan KOCA 18.02.15 Kadıköy
FACEBOOK YORUMLAR