Baharın gelişiyle birlikte üşüten kışın hükmünden sıyrılıp, atkıları, bereleri dinlenmeye alıp, keyifle soluklandık. Üstelik salgınlardan dolayı maskeli ağızlarla boğularak tuttuğumuz nefesimizi özgürlüğe doğru bıraktık.
Kimi yüzü maskeli, kimi ağzı maskeli, kimi ruhu maskeli, kimi de fikri maskeli durumlar açığa çıkmaya başlayarak görüneni görünür kılmaya, ağız kokularını fark etmeye, söylenenleri duymaya, yaşanan ve yaşatılanları anlamaya başladık.
Dünü, bugünü ve yarını farkındalıklarla hissetme aklına erişirken gerçeklerle yüzleşip baharın coşkulu renkleriyle şenlendik, keyiflendik.
Bahardan sonrası yaz olacak ancak, yazın yaz sonrası kışın getireceklerine de ne ekonomik, ne sosyolojik ne de yaşamsal sistemin tam olarak oturmadığı bir düzende nefeslerimizi henüz doğal ritmine bırakıp soluklanabildik.
Yeryüzünde yaşayan her canlı bir değerken, değerini değeri ile tartanlara değil de ne ederiyle, değer biçenlere tanıklık ettik.
Baharda doğanın uyanışı gibi uyandık, dalında yeşeren yapraklar gibi umutlandık, rengârenk açan çiçekler gibi yüzümüzü güneşe dönüp soluklandık.
Nisan yağmurlarıyla arındık, doğayla birlikte canlandık.
Biliyorduk ki nefes almak değildi yaşamak. Tüm insani değerleri olabildiğince taşımak, hissetmek, hissettirilmek, uygulamak, talep etmek, görmek, duymak, anlamak, anlatmak yani yaşam siyasetimizin yaşatılan yeterli ve /veya yetersiz siyasetle karşılanıp/karşılanmadığına karşılık uygulanabilirliğini görerek, göstererek, ifade etmeyi öğrenmekle nefes almaya başladık.
Kimimiz hayatımızın baharında, kimimiz umutlarımızın baharındayız. Yüzümüzde tebessüm, aklımızda anlar ve anılar, gönlümüzde sevdalar, ruhumuzda aşklarla yaşam sahnesinde nefes nefese yaşamı soluduk, soluyacağız.
Sanatı, Sporu ve Eğitimi olmazsa olmazımız diyebilirsek, Atatürk’ün, Bayrağın, vatanın varlıklarıyla varlığımızı kavrar ve bilirsek, İnsani değerlerin farkındalığını öncelersek, doğanın bütünlüğünü koruyabilirsek ve insan olup insan kalarak birey olmanın keyfiyle ilk nefesten son nefese yol alırsak yaşam yaşamaya değer.
Soluklama sanatında bize bahşedilen yaşamı hakkıyla yaşar, ömre güzelliklerle ömür katarız.
Değerli dostlarım, sizlerle iki ayrı Duyuru/ Davetimi paylaşmak isterim.
- 22 Nisan 2024, Saat 13:00 ile 18:00 arası, Barış Manço Kültür Merkezi’nde, Sunumunu ben Perihan Koca ve Ertuğrul Kalafat beyin yapacağı, birçok şair, aşık, ozan, yorumcu ve ses sanatçısının yer alacağı, TURAN Şiar ve Ozanlar Platformu çatısında ‘‘SAZIN TELİNDEN SÖZÜN DİLİNDEN’’ Etkinliğimizde gerçekleştireceğiz. Adres: Caferağa Mahallesi, Nailbey sokak, Kadıköy/Moda – İstanbul
- 20 Nisan 2024, Saat: 13:00 - 16:00 Tarihinde benim de (Perihan Koca) şiirimle yer alacağım, Salih & Rabia Ece Aydoğdu Çiftinin hazırlayıp sunacağı, ölümünün 76. Yıldönümünde İKSED Tarafından düzenlenen, Şiirleriyle Sabahattin Ali’yi anma etkinliği Adres: Perpa Ticaret Merkezi B - Blok, Kat: 13 Mithat Yümlü Konferans Salonu ŞİŞLİ – İstanbul
Yazılı sohbetimizi sonlandırırken, yaşam sahnenizde nice güzellikler diliyor, güzel gönüllerinize Yağlıboya resmimin bir görselini, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi ve Youtube’da yayımladığım bir ( Güzel gözlerini aç ne olursun https://www.youtube.com/watch?v=UlZGIQ4ih_4 ) şarkımı bırakıyorum. Sanatla kalın, sporla sağlıklanın, eğitimle taçlanın, kültürle harmanlanın, baharın umutlarıyla soluklanın.
YAŞAM SAHNEM
Nice güzel günler geçti sizinle
Mutluluk içinde ışıdı sahnem
Bu aşkı sevdayı tattım sizinle
Bir ömür sürecek bu yaşam sahnem
Sahnenin tozunu yutarak geldim
Sevgimi kalbimde tutarak geldim
Öykümde sizleri bularak geldim
Bir ömür sürecek bu yaşam sahnem
Siz nefes oldunuz bana her zaman
Coşkular içinde yaşadım her an
Dostlukla çağladım susmadım bir an
Bir ömür sürecek bu yaşam sahnem
Sayısız eserle köprüler kurdum
Alkışla yaşattı bu güzel yurdum
Sordum ben kendime bu aşkı sordum
Bir ömür sürecek bu yaşam sahnem
Perihan KOCA
www.perihankoca.com
[email protected]
[email protected]
Twitter & Facebook & Instagram & Pinterest
FACEBOOK YORUMLAR