Değerli sanat dostlarım yüreklerimizi dağlayan, ekonomimizi çökerten, ruhumuzu daraltıp, sabırlarımızı zorlayan bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde, ruhumuzun gıdası, gönlümüzün tınısı olan sanat ile nefes almak, alabilmek bizleri bir arada tutan en önemli etkenlerden biridir.
Elbetteki milli irade, şuur, vatan, Atatürk, bayrak Allah, evlat ve aile aşkı ile dolup taşan ruhumuzda Sanat aşkını da barındırırız. Bu aşklarımızda bizleri farklılaştıran sevdalarımız, hobilerimiz, zevklerimiz, renklerimiz, renkliliklerimiz var.
Diğer hususları yadsımadan sanat aşkıyla nefes alan ruhumun bazı çığlıklarını sizlerin çığlığıyla buluışturarak, çok sesli çağlamak isterim bugün.
Elbette bu başkıkla yer alan içerikte; Sanatla ve kültürle evrilme sanatı’nda vurgulamak istediğim elbette sanatın estetik tavrının penceresinden bakarak hitaptır.
Sizlerin de bildiği gibi sanat ve kültürü birbirinden ayrı tutmak, birini diğerinden ileri/geri görmek, ya da birini diğerinden muaf sanısına kapılıp uzaklaştırmak sanatın tabiatına, doğanın ve insanın doğasına aykırıdır.
‘‘ Bilgiyle donatılan Beynin süzgecinden geçip, yüreğin imbiğinden süzülerek dilden dökülenler en duyulmak istenendir.’’
Sanat ile kültürde ana kurallar ve ana yolların tali yolları, yazılı olan ve yazılı olmayan sözlü ve ruhsal kuralları, hafızalar vardır.
Bo kuralların içinde özellikle üretirken kendi kuralımızı koyarak farklılığımızı, farkındalığımızı, özgünlüğümüzü ortaya koyarız. Esinlenmelerde, esin kaynağımızı mutlaka açıklayıp sanat ahlakı gereğini yerine getiririz. Ancak kopya yaparak, kaşını, gözünü, giyisisini, değiştirerek, yer değiştirerek, biraz orasından, biraz burasından eklemeler yaparak yani dilim söylerken asabileşiyor, elim yazarken ruhum daralıyor ama çalma, bezeme, aşırma yöntemlerle ortaya çıkan Hırsızlık ürünleri de sanatın yüz karası halleridir. Bu hallerle evrilme olmaz olsa olsa devrilme, tökezleme, mutasyon olur.
‘‘Kökeni ahlaksızlığa dayanan, alanında diploma verilmeyen, Hukukun (şu veya bu nedenle bazen atlatılsa da), gönüllerin ve gören gözlerin onayladığı, resmi statüsü olmayan meslek hangisidir? Sorusunun cevaplarından biri HIRSIZLIK’tır. Bunları yolsuzluk, kültürsüzlük, kalpazanlık, ahlaksızlık, yalancılık gibi meslekler ile çoğaltabiliriz.’’
Değerli dostlarım tanıklık ettiğimiz, maruz kaldığımız bu durumlardan bahsederken bile kimyam bozuldu. Affınza sığınarak başlıklandırdığım yazılı sohbetimizde konumuzu detaylandırırken yaygınlaşan bu hıçkırığa dönüşmüş çığlıklardan dolayı sohbetimizi burada sonlandırıyorum.
Daime iyiye, güzele, ahlaka, sevgiye doğru aşkla evrildiğimiz yarınlar diliyor, bir sonraki yazılı sohbetimizde sanatın ışığında buluşmak/buluşabilmek umudumla ‘’Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiir ile birlikte (Muhayyer Makamında
FOTO YA TIKLAYARAK VİDEOYU İZLEYEBİLİRSİNİZ.
https://www.youtube.com/watch?v=m1wxUpkrqAk ) bir şiirimi yüce gönüllerinize bırakıyor, sanatın ışığında güzellikler diliyorum.
Perihan KOCA 09.12.2018
HAPUR HUPUR YEDİN CANIM
Kaşık ile verdin ama!
Kepçe ile aldın canım
Tutmaz iken maaş yama
Hapur hupur yedin canım
Tencerenin dibi kara
Mutfaklarda gezen fare
Cepten cebe çalıp para
Hapur hupur yedin canım
Salya sümük ağlar ordan
Hiç bir iz yok yüzde nurdan
Biraz ordan biraz burdan
Hapur hupur yedin canım
Saçsız başa şimşir tarak
Apır sapır konuşarak
Ayak üstü uyutarak
Hapur hupur yedin canım
Perihan KOCA 22.08.17
Perihan KOCA 15.08.15 Kadıköy
perihankoca.com , sanatinrenkleri.com
, [email protected] ,
[email protected] ,
İnstagram, twitter ve diğer
FACEBOOK YORUMLAR