KENDİNİ BİLME SANATI

Adını, soyadını, doğduğun yeri, doyduğun şehri bilmek doğduğun günü, saati (herkesin tam olarak günü özellikle saatini bildiği söylenemez) bilmek

Aileni, anneni, babanı, akrabalarını, dostlarını yani nüfus kimliğini bilmek,

Gelirini, giderini, alışkanlıklarını,  zevklerini, hobilerini, faaliyetlerini… bilmek

Yapmayı arzu ettiklerini, yaptıklarını, yapamadıklarını bilmek

Mutluluklarını, acılarını, pişmanlıklarını bilmek

Hayallerini, umutlarını, umutsuzluklarını bilmek

Siyasi duruşunu, politik görüşünü, siyaset adamlığını, onayladığın siyasetçi/leri, sempati duyduklarını, öfkeyle karşıladıklarını, görmeye tahammül edemediklerini bilmek

Tuttuğun takımı, ilgilendiğin spor dallarını, gururlandığın, beğendiğin, imrendiğin, onayladığın spor insanlarını, sporcuları bilmek

Okuduğun kitapları, kitaplığını süslemek için aldığın kitapları, gazeteleri, dergileri, takip ettiğin yazarları, çizerleri, şairleri, edebiyat insanlarını, yaşayan/yaşamayan kalem insanlarını bilmek

İzlediğin dizileri, sinemaları, reklamları, tiyatroları, oyuncularını, emektarlarını, ürünü ortaya koyanlarını, sunulduğu mekanları bilmek

Dinlediğin müzikleri, bestekarlarını, söz yazarlarını, yorumcularını, konserlerini, şeflerini, saz heyetlerini, müzik aletlerini, şarkıcıları, türkücüleri vb. gibi bilmek

Görsel sanatları, resimleri, ressamları, heykelleri, süsleme sanatını, zanaatı, zanaatkarı, sanatı, sanatkarı, sanatçıyı, sergileri, mekanları… bilmek

Bunun gibi hayatın içinde olmazsa olmazların vardır mutlaka. Bunların hakkında iyi kötü, az çok, şuradan buradan, öyle böyle fikrin vardır muhakkak.

Bu saydıklarımıza ekledikçe uzar gider hayata, insana, yaşama dair olanlar. Bu saydığımız unsurlar kişisel duruşunuzu, tercihinizi, beğeninizi, ilginizi, yaşama geçirmişliğinizi, yeteneğinizi yani sizi bağlar ve bireyseldir. Kişiyi, ailesini ve yakın çevresini olumlu ya da olumsuz bağlamda etkiler ve/veya ilgilendirir.

Dikkat edilecek olur ise şimdiye kadar maddi boyutta değindik KENDİNİ BİLME SANATINA. Bunun bir de manevi boyutu var sizlerin de okurken başınızla onayladığınızı varsayıyorum.

Kendini bilme sanatını manevi boyutta uzun uzun değerlendirmeyeceğim.

Kişilerin kendini; Eğitme, öğrenme, algılama, konuşma,  susma,  aktif, pasif, gerçekçi, hayalperest, dışa vurumcu, zeki, akıllı, duygusal, kavramsal, yalancı, dürüst, sahtekar, dedikoducu, mütevazı, güzel, iyi, kötü, vasat, istikrarlı, çalışkan, kararlı, ahlaklı, ahlaksız, vefalı, vefasız, kayırıcı, iltifat sever, bencil, peşin hükümlü, edilgen, cahil, aydın, romantik, hovarda, çapkın, tutucu, tutumlu, cömert, mert, namert, edepli, edepsiz, sevimli, sevimsiz, yiğit, delikanlı, sevgili, neşeli, aşık, hüzünlü, yorgun, dinamik, adaletli, merhametli, acımasız, hırsız, demokrat, yenilikçi, üretici, tüketici, çağdaş, modern, ilkel vb. gibi saymaya ömür yetmeyecek nitelik/nicelik/hal ve kişiye özel, kişinin kişiliğini oluşturan, tamamlayan donanımlar da bireyseldir. Ancak bu manevi unsurlar kişiye özel olsa da sadece kişiyi, ailesini, yakın çevresini değil toplumun geniş kitlesini olumlu ya da olumsuz bağlamda etkiler ve/veya ilgilendirir.

O halde

‘’Kendini bilen haddini bilir. Haddini bilen had aşımlarında had bildirir’’

Değerli dostlarım; Bir sonraki yazılı sohbetimde görüşebilmek ümit ve gayretlerimle kendini bilen,  kendiyle barışık yüreklerinizi saygımla, sevgimle selamlıyor, hadsiziklerden uzak güzellikler diliyorum. Sanatla kalın

Perihan KOCA

NOT: ‘’Kabuklu domates, kabuksuz domates derken, kadını domatese benzeten zihniyetin beyni de domatesin çekirdeği olmalı.‘’

Perihan KOCA 05.09.17

perihankoca.com
sanatinrenkleri.com
[email protected]
[email protected]