İstismar Ve Ayrıcalıkta Farkındalık Sanatı

Bazen doğrudan maruz kaldığımız, bazen tanıklık ettiğimiz bazen de medya aracılığı ile öğrendiğimiz çeşitli istismar ve ayrıcalıklar insani değerlerimizi sorgulatmaktadır. Elbette bu sorgulama, farkındalıkları duyumsayabilen insan akıllarda gerçekleşir.
Bu farkındalıklarda ahlak, erdem, vicdan, adalet ve birikim doğru görme, doğru okuma ve doğru uygulamada önemli etkenlerdir.

Bireyler değerlendirme, ölçme, tartma ve muhakemede çoğunlukla kendilerine karşı acımasız olamazken bazen az bazen çokça torpil geçerler.

Çocuklu ailelerde anneler (fedakârlıkta ipi göğüsleyenlerdir) ve babalar çocuklarına öncelik tanırken ikinci olarak da kendi anne babalarına bu önceliği tanırlar.

Eğer birden fazla çocukları var ise aile içi ayrıcalık ve istisnalar pamuk ipliği kadar ince çizgide ve kırılganlıktadır. Çoğunlukla çocuklarının en büyüğü istisna tutulurken diğerleri İstismar edilir. Burada değinilen istismar cinsel anlamda değildir.

Eğer aklınıza cinsel istismar geldi ise (aile içi ensest ilişki) bu iğrenç yıkım ve faciaların ayrıca irdelenerek değinilmesi gerekir ki bu da ayrı bir yazı, sohbet konusudur.

Bireylerin donanımları, becerileri, yetenekleri, kişilikleri, yetileri, birikimleri gibi birçok unsur göz önünde bulundurulmadan ortaya konan bu istismar ve ayrıcalık ne yazık ki alışkanlık haline geldiğinden adeta kanıksanmıştır. Bu saptamalara cinsiyet ayrımcılığını eklemek de gerekir.
Örnek: Ama abin/ama ablan/ ama büyüğün/ ama kardeşin / ama annen / ama baban vs. o senin diye başlayan cümleler buradan köye yol olur.

Ailede başlayan istismar, istisna ve ayrıcalık en küçük topluluktan en büyük kitlelere, ilk adımdan yaşam yürüyüşüne, eğitimden öğretime, suskunluktan kısıtlamaya, maddi kolaylıklardan zorluklara, özgürlükten baskılara politik sahnelerden siyasi tercih ve icralara varıncaya kadar yelpazesi genişler.
Ailede örülen bu ilk tuğlaların üzerine çevre, toplum, siyaset, ahlak, eğitim, iş, aş, sevgi vs. gibi olabildiğince insana dair ne varsa eklendiğinde, üst üste yükselen tuğlalardan bir duvar oluşur.
Bu duvar aşılması en güç, ötesini görmenin en zor, değiştirilmesi on yıllar alan olanıdır.

Elbette buradaki kasıt bu duvar örgüsünde; Eşitliği savunan, özgürlüğü sağlayan, adaleti sağlamlaştıran, sevgiyi barındıran, vicdanı hatırda tutan, huzuru bağdaştıran, barışı daimi kılan, insanı ve insani değerleri önde tutarak farkındalığı uzlaştıran bir durumdur.

Hiç bir birey ilk nefesten son nefese ve hatta uyuduğu kabrinde, renk, dil, din, cinsiyet, siyasi inanç, politik tercih, şehir, etnik kimlik gibi durumundan dolayı ne öteki ne de beriki konuma maruz kalmak istemez.

Her birey yazılı (yasal) ve yazısız (ahlaki) kanunlar ışığında hür doğup, hür yaşamak ister.
Her birey istismarda, istisnada ve ayrıcalıkta aynaya bakıp önce kendini görmeli kendi farkındalığını duyumsamalıdır.

Önce kendini güzelliklerle donatmalı sonra aileden, çevreye bu güzellikleri yaygınlaştırmalıdır.
Unutmamalıdır ki bireyden topluma doğru uzanan domino taşları gibidir bu düstur.

İstismar ve ayrıcalıkta farkındalık sanatını geliştirmek, en doğruyu, en ahlaklısını, en adilini ilke edinmek, kişilik ve alışkanlıkları güzelleştirmek, sevgiyi yüceltmek, barışı özümsemek, sanatın evrensel dilini kavramak, maddi zenginlikleri bölüştürmek, manevi zenginlikleri çoğaltmak, doğayı doğal mecrasıyla içselleştirmek insanı insan kıldığı gibi yaşamı yaşanası kılar.

Değerli dostlarım; Yazılı sohbetimizin sonuna gelirken vurgusunu yaptığım kelimelerin anlamını içeren açıklamaları yazımın sonuna not olarak ekliyorum.
Her türlü istismardan uzak, ayrımcılıktan ırak, ayrıcalıktan arınmış, izahsız istisnadan ayıklanmış, farkındalıkların yaygınlaştığı, bilim örgülü, adaletle örülü, sanat görülü güzellikler ve sağlıklar diliyorum.

Sizlere bir yağlıboya resmimin görselini, bir şiirimi ve Youtube’da yayımladığım bir şarkımı ( Kaşı biraz öne eğsen https://www.youtube.com/watch?v=hGULYQ5BrfE) bırakıyor, bir sonraki yazılı sohbetimizde görüşmek üzere;
Umut ışığının açık kaldığı,
İnsanlığın yinelendiği,
Sevginin güncellendiği,
Barış ve hoşgörünün içselleştiği,
Kültür ve sanatın taçlandığı,
Ahlak ve söylemin güzelleştiği,
Güneşli günlerin habercisi olan iyi seneler diliyorum.

ÖĞRENDİM BEN DİYECEKSİN

İlk adımdan sonra yıllar geçecek
Ne zaman büyüdüm ben diyeceksin
Eğitim notundan karne alacak
Her şeyi öğrendim ben diyeceksin

Yalancı sözlerle aldanacaksın
Sahtekâr yüzlerle şaşıracaksın
Yabancı gözlerle ağlayacaksın
Çok şeyi öğrendim ben diyeceksin

Kalplerde güzellik de bulacaksın
Kirlenmiş Dünyayı da göreceksin
En baştan her şeyi düşüneceksin
Bir şeyi öğrendim ben diyeceksin

Verilen sözleri dil tutmayınca
Sabahtan akşama fikir cayınca
İhanet insanda baki kalınca
Az şeyi öğrendim ben diyeceksin

Perihan KOCA
İstismar: Birinin iyi niyetini kötüye kullanma. Sömürme
Ayrıcalık: Başkalarından ayrı ve üstün tutma durumu. Üstünlük. İmtiyaz
İstisna: Bir kimse veya bir şeyi benzerlerinden ayrı tutma. Kural dışılık.
Farkındalık: Farkında olma durumu. Vikipedi: Bir canlının çevresinde gelişen olayları bilme, algılama ve duyumsama becerisidir. ‘‘Bir şeyin bilincinde olma’’ anlamına gelmektedir. Göreceli bir kavram olan farkındalık, iç organlara ait bir duyu olabiliyorken duyu organları yoluyla alınan dış kaynaklı bir durumu da ifade edebilmektedir.
www.perihankoca.com
www.sanatinrenkleri.com
[email protected]
[email protected]
Instagram & Facebook & Twitter