HAFIZALARI KORUMA SANATI

İnsan eliyle güzelleşen yaşamlar yine insan eliyle, kirleniyor.

İnsan aklıyla, alışkanlıklarıyla şekillenen hayatlar yine insan ilmiyle hayat bulup, derinleşiyor.

İnsan zevkiyle tüketilen doğa, insan zekâsı ürünü önlemlerle zenginleşiyor.

‘‘İnsan doğaya muhtaçken, doğa doğal kalmaya muhtaçtır.’’

İnsan ve doğa döngüsünde insanın beslendiği doğaya olan ihaneti asırlardır süregelmektedir. Duyarlı ve bilinçli insanlarca, bilim insanlarınca önlenmeye çalışılan bu bilinçsiz tüketiş ne yazık ki yeter sayıda ve seviyede değildir.

Doğanın dengesini bozan keyfiyetlere, uygulamalara, bilimin feryatlarına, kapitalizmin dayatmalarına. Dünden bugüne ne ders çıkarılmış ne de yeter önlem alınmamıştır.

Kendisini iyi okuyup, iyi gözlemleyip, hissederek, anlayarak, deneyerek, dinleyerek vücut bulan yaklaşımlarda, doğa doğurganlığını göstererek hem kendini, hem canlı nesillerini besler.

Bilimin ve doğanın rehberliğini önde tutmak doğaya muhtaç olan insanın yarar ve kazancınadır. Aksi takdirde günümüzde yaşadığımız örnekler gibi doğa kendini korumak için gereğini yapacaktır.

Ayrı dilleri konuşan, ayrı kültürlerle gelişen, ayrı mezheplerle, inançlarla iman eden, ayrı renklerle teni bezenen, ayrı ırklarla yaşam süren dünya insanlarının, sanatta olduğu gibi sağlıkta aynı evrensel çatıda buluşturan salgınlar da doğanın tepkisidir. Bu tepkime neticesinde düşünebilme yetisine sahip insanın düşüncesizde halleri ne yazık ki nice yaşamların sonlanmasına yol açmıştır.

‘‘Doğanın hafızası unutmaz’’

Geçmişten günümüze çıkarımlarda bulunmadan tüketen insan ne yazık ki unutarak hafızasını canlı tutmayandır.

İnsan denen varlık da hem yaşadıkları ülkelerde, kentlerde, mahallelerde gerek yapısal örgü, gerek sanatsal doku, gerek kültürel miras, gerek tarihsel akış, gerek çoğrafik konum ile belleklerine geçen kayıtlarla hafızalarını oluştururlar.

O nedenledir ki geçmişimize sahip çıkarak bugünü yaşarken yarınlarımızı inşa etmek gayretlerine gireriz.

Bu vesile ile saygı, sevgi ve minnetle andığım Mustafa Kemal ATATÜRK’ün "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmağa hakkı yoktur." Sözlerini bir kez daha hatırlatmak isterim.

Bu hafızaların bir başka örneği de yaş almış insanların bireysel aktarımlarıdır. İnsan ömrü ne kadar uzarsa hafızası o kadar biriktirir ve bu birikim tecrübeler, anılar veya diğer aktarımlar ile tazelenir.

İnsan hangi anneden, hangi babadan, nerede, hangi dilde, hangi dinde doğacağını seçemez ama nasıl yönetileceğini, nasıl eğitileceğini, nasıl yaşayacağını seçebilir.

 ‘‘İnsanların yaşamlarını alt üst eden Virüsler gibidir, bazı fikirler, bazı eylemler.’’

Mikroskop ile görülebilen bir görünmeyen (virüs), görünen canlı türlerinden olan insanları bloke edip yaşamlarını şekillendirebildiği gibi, ne yazık ki bazı yaşamları da sonlandırabiliyor.

Değerli dostlarım hafızalarınızın hep canlı kalması dileklerimle, günümüzde sağlığımızı tehdit eden salgına karşı, bilimin ışığında durmak, dışarı çıkma mecbruriyetinde sosyal mesafeleri korumak, evde kalmak ve hijyene her zamankinden daha fazla özen göstermek son derece önemlidir.

Mini bir ironi de yapmak isterim: Elleri yıkamak yaşamı hijyen ve sağlıklı hale getirdiği gibi kurtarabiliyor. Bu yıkama türü hem kendi hayatını hem de temas ettiği hayatları koruyucu olacaktır. Bu yıkama bazılarının menfaatleri için yıkamasına benzemez, bazılarının da beyin yıkamasına benzemez.

Yazılı sohbetimi burada sonlandırırken, güzel gönüllerinize Yağlıboya resmimin bir görselini, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi ve Youtube’da yer alan bir ( Güzel gözlerini aç ne olursun https://www.youtube.com/watch?v=UlZGIQ4ih_4 ) şarkımı bırakıyor, sağlıklı günler diliyorum. #evdekal

Perihan KOCA