Nesrin GÖKPINAR

Nesrin GÖKPINAR

[email protected]

Yalnızlığım Hevessiz, Kalabalıklarım ise Tekinsiz

09 Şubat 2025 - 23:35

Yalnızlığım Hevessiz, Kalabalıklarım ise Tekinsiz

Bana bir şey oldu. Yaşamıyorum sanki, gün sayıyorum. Umut etmeyi bıraktım, oyalanıyorum. Tadım tuzum pek yok. Nefes almaya devam ediyorum tabii, ama iç çeker gibi. Boşluklarıma düşmemek için kaynaklarıma gömülüyorum. Kendimi unutmak için içime dalıyorum. Hissetmeyeyim diye makineleşiyorum. Artık şaşırmıyorum, utanmıyorum, pek kaygılanmıyorum.

Bana bir şey oldu, yaşıyorum ama kendi hayatımı yaşamıyormuşum gibi yaşıyorum. Böyle bir dünyada güçsüz olmak canımı yakar diye kırılganlığımı kaybettim. Böyle bir ülkede ayakta kalmak zor malum, gücümü de kaybettim. Umut sözcüğünü dişlerimi sıkarak kullanıyorum artık. Hayalimi sorduklarında korkudan titriyorum. Yalnızlığım hevessiz, kalabalıklarım ise tekinsiz.

Ne kendimden kaçabiliyorum ne bu saatten sonra kendime dönebiliyorum. Belki de hatırlamaya ihtiyacım var. İnsan unutursa değil de, hatırlarsa iyileşiyor. Omuzuma yükler binmeden önce nasıldım? Hangi anımı kim kirletti? Laftan anlamayana döktüğüm diller, canımı yaksa da uzattığım eller, sonunu bile bile harcadığım günler hak edildi mi? Kendimden vazgeçmeyi ne zaman öğrendim? Sıradanlaştırdığım hayatımın anlamında unuttuğum cesaretim var. Geleceğimde göremediğim kapının anahtarı geçmişimde saklanıyor belki. Geçmiş de kalayım diye değil şimdiyi anlayayım diye yazıyorum.

İnsanı insanlıktan da çıkarsalar insan kendi ile buluşma eğiliminde. Ve ‘’hatırlamak bir buluşma biçimi’’. Bana bir şey oldu ama tüm olanlarla yeniden var olmaya ve yaşamaya ihtiyacım var.

Oysa şuan ben size yaşarken cenazemden sesleniyorum. Ölmüşüm bitmiş! Bitmez dediğim ölümsüzmüşüm gibi harcayıp tükettiğim başkalarına feda ettiğim hayatım elimden kayıp gitmiş. O gün gelmiş ölmüşüm bitmiş. Cenazemde buluşmuşuz cümbür cemaat. Herkesin acısı büyükmüş. Kalabalıkta feryat figan bir uğultu baş etmeye çalışıyorlarmış ölüm fikriyle.

Ben tabutumda çok yorgunmuşum yine. Değmemiş, görülmemiş, takdir görmemiş ölümüne çabalarım. Mesai çoktan bitmiş. Yarına işler bırakmışım ama şimdi fark etmişim ki yarın yok artık. Geleceğime sipariş verilmiş hayallere tutunmuşum ama şimdi tutunacak bir dal kalmamış. Ellerini açmışlar gökyüzüne. Elimi uzattığımda el vermeyenler de uzatmış. Tek tek hepsi dokunmuş tabuta beni taşırken. Göğsüme bastırıp sarılmak istediklerim oradaymış.

Şöyle ağız dolusu ‘’seni seviyorum’’ diyemediklerim oradaymış. Hepsi dokunmuş. Kimin eli değmiş fark edememişim. Ne fark eder, ellerimden kayıp gitmiş yarın yokmuşçasına yaşadığım bu hayat. Konuşabilseydim keşke. Beni duysalardı bağırırdım. Derdim ki; Güzel Kardeşlerim, gözünüzü kapattığınızda canlandırdığınız hayallere gitmenin bir yolunu bulun.

Yaşayın be yaşayın! Gömmeyin kafanızı korkularınızın toprağına. Asmayın hayallerinizi sizi korkutanların duvarına. Kendini yaşamadan ölmek kendi ölümünü yaşamaktan daha zor. Ah bir yaşasam yazılmış senaryoları bırakıp kendi filmimi çekerdim. Zincirlerimden kurtulup yeni yollara çıkardım. Bana, beni ben yapanlara, bana iyi gelen her şeye daha çok zaman ayırırdım. Ama şimdi bana ayrılan sürenin sonuna gelinmiş artık. Ölmüşüm bitmiş!

Hiç niyetim yok kendimi yaşamadan ölmeye, ya siz?

Nesrin Gökpınar

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum