Kıymayın bu güzel çiçeklere

2020 yılında açıklanan rapora göre 300 kadın öldürülmüştür.

171 kadının ölümü ise şaibelidir.

Boşanma, tecavüzüz, aile içi aldatma, erkeklerin sarsılmaz namus içinde namussuzluk barındıran sapkın düşünceleri, geçimsizlik, ekonomik nedenler ki bunların hiçbiri asla bir kadının yaşamını elinden almak için bir gerekçe olamaz. Bu en büyük insanlık suçudur.

Söz de bu gerekçeler kadın cinayetlerinin arka planında yatan nedenlerdir. Kadın başlı başına özenli davranılması gereken bir varlıktır. Asıl sorun sevgisizlikten, eğitimsizlikten ve çarpık ahlak anlayışından kaynaklanmaktadır.  Öldürülüyorlar, canlar, gidiyor. Ana kız kardeş, sevgili, nişanlı yaşamın kaynağı olan kadınlar acımasızca öldürüyor. Kadın cinayetlerine sesiz kalamayız. Etkin, yaptırım gücü yüksek yasalar çkarmalı ve bu yasaları uygulamalıyız. Son 10 yılda 2337 kadın şiddet görerek yaşamını kaybetmiştir. Yazık ki kadınlar en çok boşanma, namus, kendi hayatlarını özgürce yaşama isteği nedeniyle öldürülmektedirler. Oysaki ne masum istektir bu.

Çoktan unuttunuz dimi? Eskişehir' de ekim ayında Yalçın Özalpay işyerinden evine giderken, boşandığı eşi Tuba Aslan'ı vücudunun çeşitli yerlerinden satırla yaralayarak, kırk dört gün içinde ölmesine neden olmuştur. Ya Ceren Özdemir pırıl pırıl dünya güzeli, Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları öğrencisi , on  iki ayrı suçtan sabıkası bulunan firari Özgür Arduç tarafından öldürülmüştür. Taptaze umutla dolu yaşamına son verilen kadınlardan ikisiydi sadece bu kadınlar.

Kadın erkekle eşit değildir. Kadın erkekten on bin adım öndedir. Yaşamın kaynağıdır, anadır, üretendir, pişirendir, giydirendir, doğuran yaşam verendir. Kadın hayattır.  Bu ülkede erkek şiddeti neden bitmiyor? En son  Aylin Sözer katil zanlısının ifadesi, tartıştık boğazını kestim sonra da doğalgaz borusuyla evi ateşe verdim.  Tanırdım ben Aylin'i sevgi dolu kocaman bir gülümsemesi sımsıcak bir kalbi vardı. Öğrencilerinin her biri adeta onun çocuğuydu her alanda onlara yardım eden mütiş bi akademisyendi. İlmek İlmek kariyerini planlayan bu kadın lisansını, doktorasını yaparak Türkiyenin en seçkin ünivesitelerinin birinde akademisyen olmuştu. Yüzü kalbi umutları , insanlara, öğrencilerine dağıtacağı milyonlarca bilgi bir o kadarda sevgi barındırıyordu. Boğazı kesildi bu kadının, sonra diri diri yakıldı. Dehşet verici, akıl almayan bir ölüm onun kaderiymiş ne yazık ki.

Yapmayın artık çekin ellerinizi kadınların yaşamlarının üzerinden. Egolarınız için, o aşağılık namus anlayışlarınız için, kıskançlık için, para için öldürmeyin bu anneleri, genç tazecik fidanları. Kıymayın bu güzel çiçeklere. Bırakın nefes alsınlar . Çocuklarınızın annelerini  çocuklarınızın meleklerini öldürmeyin. Aynı tastan çorba içtiğiniz, aynı yatakta uyuduğunuz kardeşlerinizi, töreymiş namusmuş diyerek katletmeyin.

Kıymayın bu güzel çiçeklere, koparmayın dallarından . Bırakında dallarında kalsınlar bir sürü rengarenk çiçek versinler. Yaşamı güzel kılacak yegane varlık kadındır. Unutmayalım, unutturmayalım.