Merve ALTIN ÇAPAN

Merve ALTIN ÇAPAN

[email protected]

Diyaneti Atatürk Kurdu, Diyanet İşleri Başkanlığı ne İş yapar?

25 Temmuz 2021 - 17:54 - Güncelleme: 25 Temmuz 2021 - 18:13


Diyanet İşleri Başkanlığı (DİP) 3 Mart 1924 yılında Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin yerine kurulan, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 429 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı olarak kuruldu.
9 Temmuz 2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır.
Bu kurumun asıl görevi dini konuda eğitim vermek halkı aydınlatan dini yayınlar yayınlamak halkı doğru yönlendirecek stratejiler geliştirmek, Hac ve Umre hizmetlerini düzenlemek, dini konularda insanları doğru, anlaşılır bir şekilde bilgilendirmek.

Peki atamız Diyanet işlerini neden kurdu?  Diyanet ne iş yapar?
Son 17 yıldır, Sağlık Bakanlığının iki katı bütçeye sahip kurum neler yapıyor, 120 bin personeli var. Böyle bir bütçeye ve personele sahip kurumdan çok şey beklersiniz dimi. Yok tek şey var saçma sapan fetvalar vermek, günde 2 saat çalışan imamlara para vermek. Olur olmaz yerde cami yapıp açılışlarda boy göstermek, oysa amacı yüzyıllardır dini duygularla sömüren sahtekar hocalara engel olmak.

İnsanlarımızı cahillik ve din istismarından kurtarmak olmalı. Oysa Atamız bu kurumu kurduktan kısa bir süre sonra Kur’anı anlamak ve dinin temellerini doğru anlamak için 20.000 TL bütçe ayrılıyor. O günün koşullarında büyük büyük para. Bu görevi Elmalı Hamdi’ye ve Mehmet Akif’e veriyor. 1935 yılında 10 yıllık bir çalışma sonunda Kuran’ın ve hadislerin tefsirleri yayınlanıyordu. 1923-1950 arası 352 000 halkı aydınlatma amaçlı dini kitap basılıyordu. Buhari hadisleri çocuklara din dersine, hutbelerden Kuran’ın akılcıl ve mantıklı yorumlarını hazırlıyordu.

5.7 milyar TL bütçeyle ve 120 bin personelle bu kurum son 17 yıldır halkına ne hizmet veriyor? Diyanet İşleri Başkanlığından bir hoca sakızın orucu bozup bozmayacağını, baldıza sarkıntılık yapmanın günah olduğunu, dört eş almanın farz olup olmadığı gibi abuk sabuk sorulara yanıt veriyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin başkenti Lefkoşe’de idi  Lefkoşe’de iki rekat namaz kılacağı sözü veren 5000 çocuğa bisiklet verdi. Allah’ım ne trajik komik çocuk bunlar yahu çocuğun günahı olur mu?

Ayasofya caminin açılışında acaba Atatürk’ün adı anılır mı diye ekranlara kilitlendik. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş şunları söyledi. “Fatih Han bu muhteşem mabeti kıymete kadar cami olmak kaydıyla vakfedip müminlere emanet etmiştir. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır- dokunanı yakar, vakfedenin şartı vazgeçilmezdir. Çiğneyen lanete uğrar” bu konuşmasında üstü kapalı olarak bir şekilde Atatürk’e hakaret etmiştir. Atatürk kendi kurduğu kurum içinde ve halkın gözünde eleştirilmiştir. Halkın hepimizin vergileri ile maaş alan siyasal İslamcı, Ayasofya’yı düşman işgalinden kurtaran, Yaşadığımız toprakları vatan yapan mükemmel bir insana söz söyleme hadsizliğine girmiştir. Dolaylı olarak lanetledikleri bu yüce insan olmasaydı, şu an İstanbul muhtemelen Yunanlılarındı.

Erbaş’ın konuşmasında söylediği vakıf malının kanunlardan üstün olduğu hangi ayette yazıyor. Bu son yılların en büyük skandalıdır. Diyanet işleri Başkanı, bu kurum Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur. Yine o yüce insanın kurduğu devlet ’in erkanı önünde devletin kurucusuna saçma sapan kelimeler ima ediyorsun. Diyanetin hutbesinde Atatürk nasıl görmezden gelinebilir. Diyanet işleri Başkanlığı son 17 yıldır kukla bir kurumdur. Bu kurum kadınlara uygulanan şiddete, toplum içinde oluşturulmaya çalışılan nefret söylemlerine, ayrıştırma çabalarına karşı tek bir söylemde bulunmamıştır. Mahkemelere yansıyan,; Dini vakıflarda ve Yurtlarda çocuklara tecavüz iddialarına bile sesleri çıkmadı. Sadece bir siyasi iktidarın maşası olmayı yeğlemiştir.
Atatürk’ün çok önem vererek kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı bu gün kuruluş amacından çok uzaklardadır.

Atatürk’ün kurmuş olduğu bu kurum da devlet memuru olma onurunu yaşaya, hatırı sayılır maaşlar alan bu imamlar, halkı karanlığa sürükleyen, dini anlatmaya çalışmaktan, beyinleri uyuşturmaktan başka görev yapmamaktadırlar.

Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığı günümüz şartlarına uygun sosyal meselelere eğilmeli herkesin her yaşın anlayabileceği konuşmalar hazırlamalı halkı aydınlatmalı. Bu kurumun kadroları derhal gözden geçirilmeli, bütçesi halkın dinini anlayacağı yayınlara, eğitim programlarına, burslara, sosyal sorumluluk projelerine aktarılmalı köy, köy, dolaşılarak halka dinni, yaşamın anlamını, ahlaklı olmayı, çalmanın günah olduğu anlatan eğitimin önemini vurgulayan imamlar yollamalıyız.

Halk olarak en büyük eksiğimiz eğitim ve dinimizi yanlış anlamamızdır. Bu iktidar gittiğinde ki hiçbir iktidar sonsuz değildir. Bu kurum yukarıdan aşağıya gözden geçirilmeli günün şartlarının da ötesinde toplumsal hedef olan çağdaş uluslar seviyesinin üstüne taşıyacak kadrolara yer verilmeli.
Atam huzur içinde yat bizler varız. Ülkenin her yanındaki camilerden ruhuna, ülkene yaptığın hizmetlere, bizlere bir vatan bırakmana dua edecek milyonlar var, daha fazlası da olacak.
Sen bu milletin başına gelmiş en büyük mucizesin, ölene dek sana minnettar olacağız.
Merve Çapan

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum