Merve ALTIN ÇAPAN

Merve ALTIN ÇAPAN

[email protected]

Büyülü Şehir MARDİN

29 Aralık 2022 - 19:27 - Güncelleme: 29 Aralık 2022 - 22:52

Kendimce gezdim gördüm ama Eski Mardin, Midyat, Artuklu kadar beni etkileyen yerler olmadı. Havalimanına giderken, yaklaşık 25 km zaten, hadi dönelim dememek için zor tuttum kendimi. Bir hafta zamansız kalmak istedim. Havalimanına giderken, özlediğim şehir Mardin.

Aşık oldum ben bu şehre, dar sokakları, sarı taşları, tarihin içinden gelen evleri, her sokak başından burnunuza gelen buram buram kahve ve baharat kokusu. Büyülü mistik havası, tarihi Mezopotamya’ya uzanan o ruh size tarihin içinde geziyormuşsunuz hissi yaratıyor.

Mardin’in dar sokaklarında gezmek tarihin içinde geziyormuşsunuz, o dönemlerde yaşıyormuş gibi hissetmenizi sağlıyor. Dingin, huzurlu, sessiz ama içinizde sizi bir o kadar da  konuşturan bir şehir. Her gezgin Mardin’e mutlaka uğramalı, havasını koklamalı, merdivenlerine oturup sarı taşlarına hissederek dokunmalı.


Süryani, Arap,Türk,Kürt gibi farklı etnik kökenlerin, Hristiyan, Müslüman, Yezidi gibi farklı dinlere inananların barış ve hoşgörü içinde yaşadığı muhteşem yerler Artuklu ve Midyat.Saygı, sevgi ,ilgi , hoşgörü sınırsız.

Mardin Türkiye’nin gelir düzeyi en düşük dördüncü şehri. Benim gezdiğim eski Mardin, Artuklu ve Midyat için diyebilirim ki en zengin şehri.


Burada insanlara sınırsız sevgi ve hoşgörü var. Herkesin yüzü  gülüyor, çocuklar size neşeyle günaydın diyor, yaşlılar başlarıyla sizi selamlıyor, hoş geldiniz şehrimize diyor. Bu şehirde insanların yüzü gülüyor her şeye rağmen mutlular. Bu şehirdeki sevgi, sıcaklık size geçiyor, insanlar size meraklı ama bir o kadarda sevecen bakıyor. Sohbet etmek istiyorlar.

Artuklu, Midyat’ta insanlar size hocam diyor. Ben hoca değilim neden bana hocam diyorsunuz diye bir taksi şoförüne sorduğumda, bizim kültürümüzde yaşı ne olursa olsun her insanın, bir diğerinden öğreneceği bir şeyler vardır onun için ve saygıdan hocam diyoruz diye  bir cevap alıyorsunuz.



Sokaklarda mini eteklisi, başı kapalısı,  Japon’u ,  Alman’ı,  Fransız’ı, İngiliz’i ,Müslüman’ı Arap’ı,Kürdü, her dinden,her milletten  insan  el ele, kol kola  halay çekiyor. Her köşe başında müzisyenler.

Harika duygular yaşıyorsunuz. Bu şehirde din,dil,millet,etnik köken kavramı yok sadece insan var ve İNSANA duyulan saygı. Küçücük çocukların her biri  turist rehber şehri, tarihi yapıları anlatıyor. Ahmet Arif’in şiirlerini okuyor ve sadece başlarını  okşamanız onlara yetiyor.

Burada satıcılar asla size bir şey almanız için baskı asla yapmıyorlar, sizi bir misafirmiş gibi ağırlıyorlar. Sizlerle sohbet ederek yöresel malzemelerini tanıtıyorlar.

Sohbet ederek kahvenizi, çayınızı ikram ederek alışverişinizi yapıyorsunuz. Kocaman gülümsemeyle hoş geldin diyorlar.

Çarşıyı gezerken, alışveriş yaparken her dükkanda size karton bardakta yöresel kahvelerini ikram ediyorlar. Yan dükkanda nefis Süryani şaraplarını tadıyorsunuz. Gece birde de üçte de mini etekle özgürce gezebiliyorsunuz bu ilçelerde.Gündüz’ü başka, gecesi başka büyülü Mardin’in.


Mardin’de takla atan güvercinleri unutmamak gerek büyülü bir görüntü. Mardin’de ki halk  her beş evin ikisinde güvercin besliyor. Sadece Müslüman aileler değil, Hıristiyan, Süryani aileler de güvercin besliyor. Bunlar taklacı güvercinler, kendi evlerini terk edip yaklaşık on dakika yüksekte ve geniş bir alanda uçup ardından dinleniyor ve bu anlar tam bir görsel şölen
Mardin’e gittiğinizde mutlaka bir sıra gecesi yaşamalısınız. Gerçekten fiyatlar uygun. Haftanın belli günlerinde özellikle hafta sonları yapılan sıra geceleri için mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. Harika türküler eşliğinde yöresel bir yemek olan, kaburga dolması gözlerinizin önünde yapılıyor.

Yöresel folklor gösterileri yapılıyor, ardından yine  gözlerinizin önünde çiğ köfte yapılıyor. Tam o anlarda arka masalardan bir Fransız çift tango müziği istiyorlar. Harika bir tango gösterisi yapıyorlar.


Fransız, Japon, Alman, Türk,Arap,Kürt, Süryani, başı örtülü, mini etekli, yöresel kıyafetli insanlar el  ele kol kola dans ediyor. Ben sıra gecesi için mekan olarak Bağdadi Restoran’ı tercih ettim. Mekan tamamıyla Mardin’i  yansıtıyor çok güzel bir konak. Erik kebabı, içli köfte, kaburga dolması ve Süryani şarapları  gerçekten çok güzeldi.

Sıra gecesine için tercih edebileceğiniz fasıl, canlı müzik , türkü dinleyip keyifli bir yemek için seçebileceğiniz bir çok mekan var. Cercis Murat Konağı, Midyat Çağ Sofrası, Mardehan Restoran ,Delmar Restoran bunlardan bazıları.

Pause Cafe, Artuklu’nun tahrip olmamış mimarisi yapısı ile mola vereceğiniz çok güzel bir durak.  Caz müziği dinleyip , muhteşem şarapları deneyebilirsiniz.

Abbara Türkü Bar, Mardin’e  ve tüm bu bölgeye ait türküleri dinleyebileceğiniz, bölgede isim yapan guruplar ve sanatçıların sahne aldığı keyifli bir akşam yaşayacağınız bir mekan.

Sinek Cafe, kültür sanat etkinliklerinin yapıldığı bir mekan. Şiir dinletileri,  okur yazar buluşmaları, fotoğraf sergilerinin düzenlendiği müthiş bir kafe.
Mezopotamya Otantik Cafe, Ulu Cami’ye yakın.  Mardin manzarası sunan bir terasta, Süryani Kahvesi, Dibek kahvesi, Bademli kahve, Menengiç kahvesi ve Süryani şaraplarını tadabileceğiniz ve müthiş manzara fotoğrafları çekebileceğiniz bir mekan.

Geceleri Mezapotama’ya toprakları deniz gibi uzanıyor gözlerinizin önünde, başınızı kaldırdığınızda kocaman yıldızları görüyorsunuz ve pırıl pırıl parlayan bir ay . Deniz olmayan şehirlerde deniz özlenir. Mardin’de önünüzde uzanan sonsuz Mezopotamya topakları, parlayan  yıldızlarıyla gece denizi olan bir şehir.

Mardin’de gezilmesi gereken yeler listesi çok uzun. Ben gezdiğim yerler içersinde bende en çok etki bırakanları sizlerle paylaşacağım .

Hepsini yazmaya kalksam sayfalar yetmez. Deyrulzafaran Manastırı bu manastır dini merkez ve okul olarak hala kullanılmakta.Süryani toplumunu temsil eden en eski yapı olması nedeniyle Süryani vatandaşlarımız tarafından önemini korumakta.

Manastırın içinde Süryani Patriklerin heykeli, 52 Süryani Patriğin mezarı bulunmakta.    Süryaniler tarafından bu tapınak güneş tapınağı olarak yapılmış.Rivayetlere göre, Deyrulzafaran Manastırı inşa edilirken harçlara renk versin diye safran çiçekleri kullanılmış ve adını da buradan almıştır.


Kasımiye Medresesi,Mardin merkezdedir. Artukluların hüküm sürdüğü 12.yy’da yapılanmaya başlayan Kasımiye Medresesi, 15.yy’da Akkoyunlu Sultan’ı Cihangir’in oğlu Sultan Kasım tarafından tamamlanmıştır.Bu medreseyi gezerken beni en çok etkileyen kapıların üzerinde bulunan tıp amblemleri olması  burası dini merkez olmasının yanı sıra tıp merkezi olarak ta kullanılmıştır.

Mor Gabriel(Deyrulumur) Manastırı , Mardin, Midyat ilçesine 23 kilometre uzaklıktaki Güngören köyünde bulunan Mor Gabriel Manastırının tarihi Süryani Kadim Cemaati’nin en önemli yapılarındandır.

Meşe ağaçlarıyla çevrili tepedeki manastırın temeli 397 yılında ŞMUEL VE Mor Şemun tarafından yapılmıştır.Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde yapılan katkılarıyla büyük kilisesi ve Thedora kubbesi ile büyüleyici güzellikte.Süryaniler için ilk dua ve ibadetin öğretildiği bir kilse olduğundan Süryaniler için “İkinci Kudüs “ olarak kabul edilmektedir.


Mardin Ulu Cami, Mardin’in en eski camisidir. Ulu Cami tarihi ile göz kamaştırıyor. Caminin tarihi Artuklular  dönemine kadar  uzanmaktadır.1176 yılında yapılan caminin kubbesi ve mimarisi ile göz kamaştırmaktadır. Mardin’in birçok yapısı gibi sarı kesme taştan yapılmıştır.

Mardin Müzesi, 1895 yılında Süryani Katolik Patrikanesi olarak yapılan Mardin Müzesi dönemin Antakya Patriği İğnatios Behnam Banna tarafınan inşa edilmiştir.

Uzun süre dini merkez, askeri üs,sağlık ocağı,karakol olarak kullanılan Süryani Katolik Patrikanesi bazı restarasyon çalışmalarından sonra 1995 yılında müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Müze’de Perslerden, Romalılara, Bizans’tan Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyete ait tablet, silindir, altın gümüş, bakır  sikke gibi arkeolojik eserler,tarihi giysiler,kolye, bilezik, hamam eşyaları,etnografik eserler bulunmaktadır.

Meryem Ana Kilisesi ve Patrikanesi, Süryani Katolik Cemaatinin en önemli yapılarındandır.Kilise ve Patrikane farklı zamanlarda inşa  edilmiş, bu kilise 1895 yılında dönemin Patriği İgnatios Antuhan Semheri tarafından yapılmış. Patrikane ise 1995 yılında restore edilerek müze olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Mardin Dara Antik Kenti ya da Dara Mezopotamya Harabeleri, Mardin’e 30 km uzaklıktaki Mezopotamya’nın Efes’i olarak bilinen Dara Antik Kentini mutlaka görmelisiniz.Dara Antik Kenti 505 yılında doğu sınırını savuma amaçlı askeri üs olarak, İmparator Anastasius tarafından kurulmuştur.

Kent’in içinde saray,kilise,tophane,su sarnıçları ve zindan kalıntıları bulunmaktadır. Bu kalıntıların birçoğu Mardin Müzesi’nde sergilenmektedir. Kentin %30’u gün yüzüne çıkarılmıştır. %70’i hala toprak altında bulunmaktadır.


Mardin’de gezilecek yapılar bitmiyor.

Sabancı Kent Müzesi
Surur Hanı
Zinciriye Medresesi
Mardin Kalesi

İplik Mağrası(Asırlar önce bu mağaraların iplik üretiminde kullanıldığı bilinmektedir.)

Deniz Mağarası (Mağaranın bu ismi almasın nedeni, mağaranın içinde bir göl olmasıdır.)

Mardin Midyat Dargeçit bölgesinde bulunan Germ-i Ab köyü sınırlarında aynı adı taşıyan kaplıca.Yapılan araştırmalar göre şifalı su kaynağıdır.Termal suyun içinde bol miktarda sülfat, magnezyum, kalsiyum ve hidrojen sülfür tespit edilmiştir.Yerin altında 62  derece sıcaklıkta çıkmakta olan suyun ph değeri 7.1 dir.Bu kaplıca içinde umumi havuz ve çeşmeler vardır. Cilt hastalıklarına, bağırsak sorunlarına, vücut ağrılarına,mide ve sindirim sistem hastalıklarına iyi gelmektedir.

Konakladığım Babussor Konağı muhteşemdi. Mardin’in tarihi dokusunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz, terasında Mezopotamya manzarasına karşı kahve içmek,odalarının yöreyi yansıtan tarihi kapıları, pencere işlemeleri muhteşem ama en muhteşem olanı misafirperverlik ve yardımseverlik, sevgi ve saygı muhteşemdi.

Beni tüm güler yüzlülüğü ve güzelliği ile karşılayan her konuda yardım eden bitmek tükenmeyen sorularıma hiç sıkılmadan verdiğin cevaplar için çok teşekkür ederim. Duygu Erülken muhteşemdin.

Dicle Altin kahvelerin, güler yüzlülüğün, saygın sevgin her konuda ilgin yardım severliliğin için çok teşekkür ederim. Muhteşemdin.

Tahir Toparlı gece gece her an ulaşabilmek isteklerimiz için verdiğin çaba, sevgin, saygın için çok teşekkür ederim. Muhteşemdin.

Hüseyin Atılmış, samimiyetin,güler yüzlülüğün misafirperverliğin saygın için çok teşekkür ederim. Muhteşemdin.

Ben sizleri sevginizi,insanlığınızı, dostluğunuzu, kardeşliğinizi kalbimde götürüyor her birinize çok çok teşekkür ediyorum.

Mardin’de yok yok gidin , gezin, görün, türküler söyleyin halay çekin gelin.
                                                  Sevgilerimle
                                                  Merve Altın Çapan

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum