Salvador Dali bildiğimiz İspanyol ressam, heykeltıraş, bilimle çok ilgili sürrealist, sanatın her dalında olan bir sanatçı, Hiroşima faciasından sonra bilime çok merak saran Dali, DNA nın yapısını çözmeye çalışmış, bunu eserlerine yansıtmıştır.
11 Mayıs 1904 yılında İspanya’nın Katalan bölgesine yakın Figures’te dünya ya gelmiştir. Ne yazıkki Dali şanssız bir çocuktur. Kardeşinin ölümünden 9 ay 10 gün sonra dünya ya gelen Dali kardeşinin reenkarnasyonu olarak görülür.
Anne ve baba bu sağlıksız duygularla Dali’yi büyütürler. Dali abisine duyulan sevginin yansımasıyla büyür. Bu durum onun ruhunda onarılmaz yaralar açar. Dali’nin çocukluk ve ergenlik dönemi bir boşluk ve ailesi tarafından fark edilebilmek çabasıyla geçmiştir.
Babasının sevgisizliği hayatına gölge gibi inmiştir. Dali yaşadığı sevgisizliği şu sözlerle anlatmıştır. “doğar doğmaz bir ölünün ayak izlerinde yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında.
Babamın sevgisizliği yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük yara oldu benim için” dali ilk portresini 10 yaşında yapmıştır. Tüm bunlar dahi bir sanatçının yaşamından ilk kesitler.
Bu duygularla beslenen Dali’nin karşısına inanılmaz bir aşk çıktı. Dali ilk görüşte aşık oldu. O güne kadar kadınlara dokunmayan ve kendisine dokunulmasını istemeyen, asla cinsel ilişkiye girmeyen ve iktidarsız olduğunu düşünen Dali ilk kez bir kadına karşı duygular hisseder.
Bu kadın rus güzeli Dimitrieuna Diakonova (Gala)dır. Gala Dali ile tanıştığında sürrealist şair Paul Eluart ile evli ve bir kızız vardır. Dali duyguları karşısında şaşkındır. İlk buluşmalarında Dali Gala’nın yanında hiç rahat değildir. Gülmeye başlar ve ardından kahkahalar atmaya başlar.
Tüm kadınları garip hareketlerle kaçıran Dali bu kez de öyle olacağını düşünür. Oysa Gala Dali’nin elini sımsıkı tutar ve o günden sonra o elleri asla bırakmaz. Gala bu aşk için kocasını ve kızını bırakır. Gala ile Dali artık beraberdir. Dali kadınlarla beraber olmadığından Gala ile kesinlikle cinsel ilişkiye girmez. Dali için Gala gerçek üstü bir aşktır. Dahi ve Deli olan Dali bu aşkı tanrısallaştırmıştır. Ama Gala tutkulu bir kadındır. Gala başka erkeklerle beraber olmak istediğini söyleyerek Dali’den özgürlüğünü ister.
Dali istemese de bu isteği kabul eder. Gala birçok aydın, yazar ve sanatçılarla beraber olmaya başlar. Hatta eski kocası ile beraber olur, ama her seferinde Dali’ye geri döner. Dali kahrolmaktadır. İçinde bulunduğu bu duygu durumu sonunda çok güzel eserlerin ortaya çıktığını görür. Artık bu duruma dayanamamaktadır. Gala’ya bir şato satın alır.
Gala orada yaşar, erkekler ile karşılaşmamak için Gala’yı görmek için yazılı randevu alır. 18 Kasım 1952 de Gala’nın eşi ölünce evlenirler. Gala Dali’nin annesi, babası, sevgilisidir. Mali işlerinin sorumlusu, eserlerinin alıcılarıyla diyalog kuran her şeyidir. Gala – Dali Gala’ya olan aşkını şu cümlelerle ifade eder; Gala beni evlat edindi. Ben onun yeni doğan çocuğu oğlu, sevgilisiydim. Delirmemin nedeni, deliliğimi onun üstlenmesidir” der.
Gala onun her eserinde vardır. İlham perisidir. Dali için yaşam kaynağıdır. Artık eserlerini Gala’nın da adını yazarak imzalamaktadır. Ölüm onları ayırana dek aşkları devam eder. Gala 83 yaşında Dali’nin ona aldığı şatoda hayata veda eder. Dali Gala’nın ardından uzunca süre haykırarak ağlamış, yemeden içmeden kesilmiştir.
Gala’nın ardından Dali şu sözleri söylemiştir; Gala’nın acısından ki benim acımdır. Gala’nın ölümünden- ki benim ölümümdür. Başka hiç bir şey benim hayatıma dokunamaz….
Merve Çapan
FACEBOOK YORUMLAR