Atatürk 1923’te topluma nasıl bakmışsa, nasıl değerlendirmişse, o bakış açsıyla toplumumuza ve devlet yapımıza bakmalıyız ancak bunu başarabilirsek toplumumuzu kitleyen sorunları çözebiliriz.
Atatürk realitesini gerçekten kavrayabilirsek bugün memleketimizde batı kopyası bir takım soysa ekonomik modellerin peşinden koşturmayız.
Özel mülkiyetin yok edilmesini amaçlayan Marksisizm tüm ülkelerde önce yok edilmiş sonra uygulandığı tüm ülkelerde dönüp yeniden güçlendirmek ve geliştirilmek zorunda kalınmıştır. Sovyet Rusya böyledir, Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan böyledir. Milyonlarca fikir adamının baskı rejimleriyle ortaya koymaya çalıştığı politikalardır. Marksizm’de Türk Milleti için bir ümit olsaydı Atatürk 1923 yılında sosyalist bir Cumhuriyet kurardı. Atamız Faşizme açıktan düşmanlık etmiş, faşizmin sefaletini yakından izlemiştir.
Atatürk bilinçli bir emperyalisti.
Antiemperyalistliğin temel dayanağı milliyetçiliktir. Atamızın devlet seviyesinde yaptığı en önemli devrim Cumhuriyet rejimidir ve bu rejimi de milletin emrine koyduğu için milletin üstünlüğünü amaçladığı ortadadır. Harf devrimi , okur yazarlığı kolaylaştırmak,eğitimi yaymak halkın düşünür, yargılar bir millet seviyesine getirmekten başka ne olabilir? Dil-tarih devrimlerimiz Türk milliyetçiliğinin kaynaklarını bulmak,milleti bilinçli bir bütün haline getirmek değildir de nedir? Sosyo- politik kadın- erkek eşitliği yaratmak, Türk soyunun geleneklerine kadar inen kadının saygınlığını geri kazandırmaktan başka nedir ki?
Kurtuluş savaşı gerçekten büyük bir dehanın ürünüydü. Memleket art arda gelen savaşların ve yıkıntıların içinde hiçbir şey üretemez bir iğne bile yapamaz hale gelmişti. Her açıdan dışa bağlı bir ekonominin içinde savrulup duruyorduk. Atatürk meşrutiyetçi ve antiemperyalistir. Atatürk , metodolojisi , Akıldır deneylere ve bilme değer verir . İnsan ve toplumun faydasına hareket eder. Osmanlı Hükümeti İmparatorluk toprakları olarak anlaşma masasına oturmuş ve masadan Anadolu Toprakları olmadan kalkmıştır.
İmparatorluk toprakları elden çıkınca, “ İstanbul” “Saray” ve Taht endişesine düşülmüştür.
Peki Millet ne olacaktır? Millet kendi hakkını kendi savunacaktır. Cumhuriyet Rejimi bizim toplumumuzun yapısı bakımından iki büyük tehlike ile karşı karşıyadır. Bunlardan biri Marksizim diğeri Ümmetçiliktir, Marksizme karşı oluşturulan düşünce milliyetçiliktir. Milliyetçiliğin prensibini iyice anlamalı bu durumun bizi Turancılık, Faşizm ya da Nasyonal –Sosyalizm gibi tehlikeli alanlara sürüklemesine izin verilmemelidir.
“ Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir. Milletler , dil kültür ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların politik ve toplumsal birliğidir. Ulusumuzun Kominizme kayması ne denli tehlikeli ise , Ümmetçiliğe kayması da ciddi bir tehlikedir. Bu tehlikenin tüm kapılarını kapamak için Atatürk laiklik ilkesini devletin işleyen organı yapmıştır. “Önce, kafaları ve vicdanları geri düşüncelerle doldurulmuş kimseleri temizleyeceksin . Modern bir devlet makinası kuracaksın sonra bu makine , halkla beraber çalışacak, bütün kaynaklarını faliyete geçirecek,böylece memleketi ileriye , refaha kavuşturacak. Biz işte şimdi o yoldayız.” sözlerini Atatürk 1930 yılında söylemiş .Bugün 2022 yılını yaşıyoruz. Tam 92 yıl geçmiş bu sözlerin neresindeyiz acaba?
FACEBOOK YORUMLAR