Aşk hepimizin arzuladığı tüm yaşamı boyunca bir kez olsun yaşamak istediği bir duygu durumu. Aşk üzerine yapılan milyonlarca film, şiir, kitap, besteler olmayan yada insanların yaşamadığı bir duyguyu anlatıyor olamaz. Aşık olduğunuz kişi canınız olur, aşktan başınız döner, elleriniz titrer, kalbiniz deli gibi çarpar. Onsuz geçen bir gün size bin gün gibi gelir. Aşık olduğunuzda gökyüzü daha mavi , yıldızlar daha parlaktır. Aşk şarkıları dinler, şiirleri okursunuz durmadan. Kalbinizin en derininde o vardır. Geceleri ateşler içinde uyanırsınız içtiğiniz su aldığınız nefes kadar ihtiyacınız vardır ona. Her akşam onunla uyur, sabah onunla uyanırsınız. İçinizde ki deniz olmuştur. Ağaçları, çiçekleri, nehirleri bir başka seversiniz aşık olduğunuz zaman. Artık dünya daha güzel bir yer olmuştur.
Aşktır yaşadığınız duygunun adı, el kadar bir kalp tüm yaşamınız olmuş, onu şarkınız şiiriniz yapmışsınızdır. Kalbiniz durmadan hızlı hızlı çarpar. Göğüsünüzün üzerinde ince ince yanan bir ateş vardır artık. Peki tüm bu güzel duygular aşık olmak, sevmek heyecanlanmak, kimi zaman istemesekte aşık olduğumuz kişinin hiç aklımızdan çıkmaması aşkın kimyası ile mi ilgilidir?
Aşkla ilgili yüzlerce soru var ve insanlar yüzyıllardır bu soruların cevaplarını arıyorlar. Bu durumda aşkı birde fizylojik olarak incelememiz gerekmez mi? Aslında biyolojik olarak kendimize uygun eşimi seçmeye çalışıyoruz? Aşık olunması durumunda kişinin beynindeki depomin, serotonin ve noradrenalin gibi hormonlar aktif ve dengeli bir şekilde salgılanmaya başlıyor. Aşık olduğunuzda beynin çalışma sistemi değişebiliyor. Aşık olduğunuz kişinin beyni bizi ele geçirmeye başlıyor. Dopomin ve noradrenalin hormonlarının birlikte sağlanması. Aşık olduğumuz kişiye karşı yoğun enerji , sevinç hissetmemizi sağlıyor. Aşık olduğumuzda iştahımız azalır uykusuzluk, yoksunluk duygularını yaşarız. Peki bu durumda aşk bir tıbbi bir delilik hali mi?
Oksitoksin ve Vazpressin özellikle" bağlanma" ile ilgili duygulardır. Bu duygular değilmidir? Aşık olduğumuz kişiyi dünyaya değişmememize ve çevremizdeki tüm insanlardan farklı yerde bir bağ kurmamızı sağlayan. Dopomin insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan bir hormondur. Bu hormon kişideki motivasyonu artırır. Aşık kişinin avuç içi terler, iştahı kesilir , kalp çarpıntıları artar. Bunlar aşkın ilk evreleridir.
Özellikle aşık olduğumuzda ve aşkın yeni başladığı ilk günlerde beyninin bağzı bölgelerinde olması gerekenden daha fazla hormonal değişim yaşandığı bilim insanları tarafından tespit edilmiştir. Bunlar Oksitoksin mutluluk ve sevgi hormonu olarak bilinir
Vazapressin sadakat hormonu olarak bilinir.
Fizyolojik bağ ise kortizal adlı hormonun etkisi ile daha fazla görülmeye başlar. Ne diyeyim beynimize sağlık. Aşk dünyanın en güzel duygusu. Aşık olma hali dünyanın en güzel hali. Aşık olduğumuzda umutsuzlığa yer yoktur. Sevgilinin yanında konuşamazsın dilin tutulur. Konuşmadan anlaşırsın. Yeniden yeniden yaşarsınız onunla geçen her anı. En az kırk yerinden kırsalda kalbinizin yinede mutlusundur ve bir tek " O " vardır.
Birden şair oluverirsiniz, sevgiliye şiiirler yamaya başlarsınız. Delice sever bir çift gözde kaybolursunuz. Artık yaşamınız, amaçlarınız birdir.
Sonsuzluğa bir yolculuğa çıkarsın aşığınla. Birden " O " oluverirsiniz. Gülüşü bakışı bir kurşuncasına işler yüreğinize. İçinizdeki çocuk devamlı konuşur sizinle, o çocuk çok mutludur. Dizlerine yatıp, sımsıkı sarılmak istersin ellerine. Bildiğiniz herşeyi unutmuş " O" olmuşunuzdur artık.
Hepinizin kendi " AŞK MASALINIZI" yaşamanız dilğiyle.
Sevgiyle kalın...
FACEBOOK YORUMLAR