Türk milletinin Milli Mücadele ruhu tartışılamaz bir gerçek… Kadınıyla çocuğuyla vatan toprakları için milletimizin yapmayacağı fedakarlık yoktur. İşte Meryem Hanım da o fedakar Türk kadınlarından birisi.
Milli Mücadele Tarihimize adını altın harflerle yazdırmış; Erzurumlu Kara Fatma, Şerife Bacı, Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar) Hafız Selman İzbeli, Halime Çavuş, Tayyar Rahmiye, Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Binbaşı Ayşe, Nezahat Onbaşı gibi, adı az bilinen bir kahraman Meryem Hanım(Atmaca)..
Onun hikayesi bizleri gururlandırdığı gibi ne yazık ki hüzünlendirmektedir.
***
Yıl 1914, aylardan Kasım… Sarıkamış Harekatından 1 ay önce... Hasan İzzet Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Azap ve Köprüköy’e saldıran Rus ordularını mağlup etmeyi başardı. Ama Hasan İzzet Paşa Rus Ordu’sunu bozguna uğratmak yerine, askerlerini 15 kilometre geriye çekti.
Sarıkamış Harekatının amaçları Bakü Petrollerine ulaşmak, 93 Harbi’nde Rusya’ya kaybedilmiş olan Sarıkamış, Kars ve Ardahan gibi yerleri geri almaktı.
75bini silahlı, geri kalan 50 bini ise savaşçı olmayan taşıma birimleri ve depo alayından oluşan 125 bin kişilik Türk Ordusu Sarıkamış Harekatı için hazırlandı. Tarihe geçecek ve Türk Milletini acıya boğacak Sarıkamış Harekatı 22 Aralıkta başladı.
22 Aralık 1914 günü 11’nci Kolordu büyük yürüyüşe geçti. Bölgedeki çetin kış koşulları, 25 Aralık günü 9’uncu Kolordu’yu Sarıkamış’a doğru geri çekilmeye zorladı. Aynı gün, 3 kilometre yol olmayan bir karla kaplı Allahuekber Dağları’na gelindiğinde, Kolordu kuvvetleri onlarca kayıp vermişti. Kısa bir süre sonra 10 ve 11. Kolordu’daki askerler, daha Sarıkamış’a gelemeden doğa koşulları yüzünden şehit oldu.
29 Aralık 1914’de ancak 300 askerden oluşan 9’ncu Kolordu Sarıkamış’a ulaştı ve Ruslar tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldı. 6 Ocak günü Hafız Hakkı Paşa geri çekilme emri vermesinden bir gün sonra, 7 Ocak günü ise sağ kalmayı başaranlar Erzurum yolunda yürüyüşe geçtiler. Bu arada, Osmanlı Devleti 60 bin, Ruslar ise 30 asker kayıp verdi.
Sarıkamış Harekatı’nın en acı tarafı, Askerlerimizin büyük çoğunluğunun Ruslarla çarpışarak değil, soğuk hava koşulları yüzünden ölmeleriydi. Diğer taraftan ise yaklaşık 5 bin askerimizin Ruslara esir düşmesiydi.
Sarıkamış’ta esir düşen Türk subay ve askerleri hayvanların konulduğu vagonlarda Tiflis’e götürüldü. Bir ay süren acı ve insanlık dışı yolculuğun ardından Sibirya Kamışlı İstasyonu’na gelindi. Esir düşen askerlerin elbiseleri de dahil olmak üzere bütün şahsi eşyalarına General Prezevalski tarafından el konuldu. Esirler her gün hakarete maruz kalırken, sadece ekmek almaya yetecek 50 rus kapiği verilerek adeta ölüme mahkum ediliyordu.
Yaralı askerlere hiçbir tedavi uygulanmadı ve birçoğu en sefil en kötü hapishanelere yollandı. Halbuki harekattan önce esirlere iyi davranılması yönünde Ruslar’la anlaşma yapılmıştı.
Alman ve Avustralyalı esirler Rusya’nın Avrupa kıtasındaki şehirlerine götürülürken, Türkler’in tamamı Sibirya’ya sevk edildi. 30 kişilik vagonlara 60 kişi bindirildi. Sibirya’nın en soğuk ve uzak bölgesine gönderildi. 2 ay süren seyahatte askerlerimizin yarısı yolda şehit oldu. Yolculuk boyunca vagonlar açılmadı, tuvaletin bulunmadığı vagonlarda hergün 4-5 ölüm gerçekleşti. Cenazelerin çoğu ise dağlara bırakıldı.
Vagonlardan iki tanesi kapıları kitlenerek terkedildi. Ruslar hastalık bahanesiyle 500 Türk askerini üzerlerinde sadece iç çamaşırı kalacak şekilde soyup ölüme terk ettiler. Kafkasya içlerine sürgün edilen Türk askerleri ise nispeten daha iyi durumdaydı. İç isyanın başladığı dönemde serbest kalıp, ardından da yerleşim yerlerinde iş bulup hayatta kalmayı başaranlar vardı.
İşte tam o sıralarda Meryem Hanım (sonradan Atmaca soyadını aldı) adında vatansever genç bir Türk kızı ortaya çıkıp bin 800 askerimizi tek başına cehennemden çekip aldı.
Meryem Hanımın babasından kalan 10 bin altını vardı ve servetini tereddüt etmeden Ruslar’a verdi.
İşte bu vatansever Türk kızı Meryem Hanım; Rusya’nın içinde bulunduğu ve Bolşevik ihtilalinin yarattığı karışık durumdan yararlanarak, pazarlık yaptıktan sonra Ruslara teslim edilen 10 bin altın sayesinde, bin 800 Türk askerini esaretten kurtararak büyük bir kahramanlık destanına imza attı.
***
Meryem Hanım, daha sonra 20 yıla yakın fakir ve yoksulluk içinde yaşadı. Milli Mücadele tarihimizde yerini alan bu kahraman kadın, 10 Ağustos 1940 yılında gözlerini son kez kapattı.
Türk Milleti’nin bağımsızlığı için hayatlarını feda eden Kahraman Türk Kadınları olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucusu ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.