Türk Popüler Müziği’ne çok değerli katkılar veren söz yazarı ve besteci Bora Ayanoğlu’nun yazıp bestelediği, Alpay’ın o müthiş sesiyle yorumladığı “Fabrika Kızı” dinleyenleri hala bir yerlere götürür.
Ayanoğlu, 1969 yılında bir gazetede gördüğü Cibali Tütün Fabrikası’nda tütün saran kızların fotoğrafından çok etkilenmesi üzerine yazıp besteler Fabrika Kızı”nı… Sanatçı, aslında bir sevgiliye yazılmadığını, şarkının Sosyalizm teması içerdiğini açıklar.
Alpay, plağa okur ama pek ilgi göreceğini beklemez. Ancak, o dönemde 45’lik plaklar 1000 1500 arasında alıcı bulurken, Fabrika Kızı “1970”te 30 bin satarak bir rekora imza atılır.
Daha sonra Haramiler, Ahmet Kaya, Haluk Levent gibi birçok şarkıcı da kendine göre yorumlamasına rağmen, Alpay’ın unutulmaz yorumunun hiçbir zaman önüne geçemezler..
Şarkı birden, radyolarda sabah akşam çalınan bir “hit”e dönüşür. Fabrika Kızı isimli 45’lik (1970) kısa süre içinde birçok satan olurken, Alpay’ın kariyerinde de yeni bir dönemin başlamasına neden olur.
Gerçi, Haluk Levent “rock” tarzında söyleyip hayranlarını memnun etse de, Alpay’ın tarz ve yorumu “tütün saran kızın” yaşamını ve hislerini çok daha güzel tasvir eder ve 50 yıl geçmesine rağmen hala zevkle dinlenir.
Bu arada feminist çevrelerden “neden kadın evde sarhoş kocasını beklesin, neden evde yün örsün” gibi gelen çeşitli eleştirilere karşılık Bora Ayanoğlu da şarkının özünün tam anlaşılamadığını savunur.
Ayanoğlu, şarkısının içeriğinde derin bir anlam yer aldığını bu nedenle “dünyayı kadınların düzelteceğine inananlardan” olduğunu çok kez vurgular. O yüzden “Fabrika Kızı” nı, Türkçe Pop’un ilk proleteri: “bir emekçinin hayatının zorluklarını” anlatan bir şarkı olarak tanımlar. Zaten müzik eleştirmenleri de şarkıyı “proleter sınıfı Türkçe popa dahil eden ilk örnek” olarak gösterirler.
Besteci; Fabrika Kızı’nı Cem Karaca’nın ‘Tamirci Çırağı’(1975) şarkısından daha önce besteler. Yine o dönemde, Hümeyra’nın seslendirmiş olduğu ve “çünkü adım kadın, dinletemem sözümü” gibi sözleriyle akıllarda kalan ‘Adım Kadın’ (1972) gibi birçok şarkısını da kadınlar için yazmıştır.
Nesrin Sipahi tarafından söylenen ‘Kara Mehmet’te de (1968), bir kadın hikayesi konu edilir. Şarkı; kocası tarafından terk edildikten sonra, çocuklarıyla çaresiz ve savunmasız kalıp, üzerinde erkeklerin tehdidini hisseden bir kadını anlatır. .
Asu Maralman tarafından yorumlanmış olan ‘Recep’te (1973) ise terk edilmenin karşısında edilgin bir konumda olmayı kabullenmeyen, hakkını aramaya, intikamını almaya kararlı bir kadın vardır.
Bu şarkılarıyla “kadınların ezilmişliğini kendilerine hatırlatıp, onları haklarım aramak için teşvik etmeye” çalıştığının altım ısrarla çizer Bora Ayanoğlu…
Besteci, yine Alpay’ın seslendirmiş olduğu ‘Tren’ (1970) adlı unutulmaz şarkısında da büyük umutlarla Anadolu’dan İstanbul’a gelen göçmenlerin dramını dokunaklı bir biçimde şöyle anlatır:
“Bir dünya bulacaktı sanki, sihirli kollarını açan ona; ama bilmez ki şehir, toprak gibi dost değildir her insana” diyen bu şarkıda, hayallerini gerçek kılmasına izin vermemiş büyük şehirden bir trene binip köyüne dönmekte olan bir adamın, şehre yeni gelmekte olan umut dolu bir aileye bakarken aklından geçenler yine sinematik bir hikayenin içinden aktarılır.
Şarkının tanınması üzerine, Samsun Tütün Fabrikası’nda çalışan işçi kadınlar teşekkürlerini dile getiren notun altına yüzlerce imzayı sığdırabilmek için tuvalet kağıdı rulolarını kullanılar.
Konserlerde hep çalıp söylenmiştir Fabrika Kızı’… Zaman zaman “sizi daha içeri almadılar mı?... ” diyen bazı emniyet görevlileri yorum yapsalar da şarkının TRT’nin sakıncalılar listesinden çıkması 1990’ları bulur ve sonrasında bir çok radyoda tekrar çalınmaya başlar.
Gerçekten insanları o kadar sarmış, o kadar benimsenmişti ki, gitar çalmayı öğrenmek isteyen ilk “Fabrika Kızı”nı çalarak müziğe başlardı…
***
“Fabrika Kızı” repertuarımda her zaman hazırdır… Ben de, programlarımda mutlaka bu ölümsüz şarkıyı yorumlamaktan büyük zevk duymaktayım…
Artık “klasikler” arasında yerini alan şarkının sözlerini birlikte okuyalım
Sevgiler…
Fabrika Kızı
Gün doğarken her sabah
Bir kız geçer kapımdan
Köşeyi dönüp kaybolur
Başı önde yorgunca
Fabrikada tütün sarar
Sanki kendi içer gibi
Sararkende hayal kurar
Bütün insanlar gibi
Bir evi olsun ister
Birde içmeyen kocası
Tanrı ne verirse geçinir gider
Yeterki mutlu olsun yuvası
Dışarda bir yağmur başlar
Yüreğinde derin sızı
Gözlerinden yaşlar akar
Ağlar fabrika kızı
Oysa yatağında bile
Birgün uyku göremez
İhtiyar anası gibi
Kadınlığını bilemez
Makineler diken gibi
Batar hergün kalbine
Yün örecek elleri
Hergün ekmek derdinde
Gün batarken her akşam
Bir kız geçer kapımdan
Köşeyi dönüp ksybolur
Başı önde yorgunca
Fabrikada tütün sarar
Sanki kendi içer gibi
Sararkende hayal kurar
Bütün insanlar gibi
FACEBOOK YORUMLAR