Dikey moda out
Yatay moda in!
Terzi tabiri ile bir nevi verev kesim de diyebiliriz…
Yani kumaşı eninden ya da yatayına bir açı ile kesiyorsunuz
Şimdi bu usul yapılarda da uygulanacak
Dikine, dikine olanlar
Enine, enine uzatılacak mış!
Hadi hayırlısı…
On altı seneden beri bu modadan bıkmıştık zaten
Şimdi eskilerin bildiği ve masraf olmasın diye, elbiseyi ters düz etmek gibi binaları da yukarıdan aşağıya verevine kesip, bu parçayı gene kalanın verevden yanına ekleyip, teyelledik mi?
Alın size verevden enine uzanmış bir bina!
Maliyetine falanda sakın kafa yormayın
Zaten tasarruf fazlasında dünya birincisiyiz ve bir sebep olsa da bunları harcasak diye dört dönmüyor muyuz?
Şimdilik unutturulsada, hiç merak etmeyin kanal İstanbul da kazdıkça ve Karadeniz'in suları bu çukurlara doldukça, kalan paracıklarımıza da bir güzel harcama fırsatı olacaktır…
Yani anlayacağınız denizde kum, bizde para
Harca…haraca…bitmez!
Sahi Hatay depremi olana kadar, bunca senedir, dur durak demeden bu kadar gökdeleni biz neden yapmıştık?
Depreme dayanıksız konutları, kentsel dönüşüm adı altında birleştirerek, daha çok yeşil alan(!)oluşmasını da sağlayacak, modern yaşam alanları yaratacaktık değil mi?
Nerede…
Beton mikserini, damperli kamyonu alan, Üsküdar’ı çoktan geçti gitti
Şimdi arada bulasın!
Öne konan yeni mesajı inşaat sektörü aldı ve anladı ki başladılar çevreci söylemlere
Çirkin bir yapılaşma ve beton yığını oluştu
Komşuluk ve mahalle yaşamı kayboldu
İnsanlar birbirini tanıyamaz oldu
Ağaçlardan ve çevre yaşamından insanlar koptu
Döktürüyorlar da döktürüyorlar…
Te o zamanlar yazdık, çizdik ama kimse dikkate almadı
Bir yazımda şöyle bir saptama yapmıştım;
Bizim dikine, dikine konutlara ve ofislere ihtiyacımız yok, enine, enine üreten fabrikalar yapmalıyız diye!
Yüz, yüz elli, hatta tam tamına iki yüz elli altı metre gökdelen ya da adeta göğü yaranlar bile var.
Bunları nasıl yan yatıracaksınız?
Zaten enine rant yaratacak arazi olmadığı için, dikine kat irtifakları bu yüzden çıkarılmadı mı?
Demek oluyor ki olanları vereve döndürüp, ters düz yapmak hiçbir terzinin harcı olamaz.
O halde bu yatay modası belli ki yeni inşaatlar için geçerli olacaktır!
Özellikle başta İstanbul için zaten kent içinde ne arsa nede yeşil alan kaldı.
Yeni araziler ve arsalar bulmak ve buralara enine binalar yapmak için en uygun yer nerede olabilir derseniz?
Kuzey de ki ormanlık alanlar, YS Selim köprüsü, çevre yolları ve üçüncü havaalanı çevresi değil mi?
Sakın buralar yerleşime ve yapılaşmaya, bu moda akım ile açılacak olmasın? Hülasa huylu huyundan asla vaz geçmiyor. Ormanlar madene, zeytinlikler, askeri birlik arazileri, kamu arazileri
Size sunulana değil de arkasında ki niyeti, umursamaz ve sorgulamazsanız
Dün dikine, bugün de enine, verevden kandırılmanız, hiçte zor değildir!
Sözün özü;
Yirmi bir yıl öncesinde ki çevrenizi bir hatırlayın ve şimdiki ile karşılaştırın, daha mı yeşil yoksa daha mı betonlaşmış…
FACEBOOK YORUMLAR