Sözde kentsel dönüşüm ile çevremizin doğal kayıplarının önüne geçip, tekrar yaşanılır bir hale getirecektik değil mi?
En azından bize vaat edilenler böyle idi…
Yeşil alanlar misliyle artacak
Toplu taşımacılık ön plana çıkarılacak
Ulaşım sorunu kalmayacak
Bu şekilde çevre kirliliğine neden olan araç sayısı da azalacaktı
Parklar, bahçeler
Daha neler, neler…
Başardık mı?
Keşke başarabilseydik?
Ama ne çare…
Çin setinden de beter, önüne geçilemez bir beton blok sarmalının içinde kaldık!
Yeşilin ve boş alanların betona dönüşmesinin maliyeti olmadığı gibi belirli kesimdeki birkaç kişinin de, aşırı derecede kazanım sağlamasına neden oluyor.
Oysa aynı alanları tekrar eski haline döndürmek için yapacağınız kamulaşmanın bedelini karşılamak ise mümkün değil.
İçinden çıkın, çıkabilirseniz?
O kadar acımasızca bir yeniden yapılaşma dönemine girildi ki yıllar yılı bildiğiniz semtler, mahalle ve dükkânlar yok oldu gitti!
Eğer bir semte uzun süredir gitmedi iseniz?
Sakın ola ki o eski ve aklınızda kalan görüntülerle karşılaşacağınızı hiç ama hiç düşünmeyiniz.
Tüm değişiklikler bu kadarla kalsa ne ala, ama her dikine çıkan bir bina, çevresinde ki evleri, ağaçları yıllarca yöneldiği güneşten bile mahrum bıraktı.
Gündüz güneşimizi, gece hayallerimizi canlandıran yıldızlarımız bile engelleyip çaldılar!
Sadece bu kadarla kalsa ne ala…
Birde bu had bilmez binaların dış cephelerine uygulanan, geniş cam duvarlardan yansıyan güneş ışınlarının, çevrede ki diğer binalara ve özellikle insanların gözüne yönelmesi de, ileride ne gibi olumsuzlukların yaşanacağını içinde barındırmaktadır?
Özellikle de kara ulaşım ana arterlerine bu yoğun ışık yansımaları da ayrı bir trafik tehlikesine ve kazalarına gebe olsa gerek!
Acımasızca ve görgüsüzce, tıpkı bir bilgisayarın sabit belleğini bir tuşla silmek gibi tüm geçmiş eserleri, yapıları hatta güneşi mehtabı ve yaşamımız her evresinde bin bir yorumlar yaptığımız çoban, kutup ve takımyıldızlarımızı bile bize çok gördüler ve aklımızdan sildiler!
Sözün özü;
Kısacık ömrün, çok kısa bir çıkarı ya da korkusu için, geçmişine sahip çıkamayıp, seyirci kalanlar, tüm geleceklerini kaybederler...
En azından bize vaat edilenler böyle idi…
Yeşil alanlar misliyle artacak
Toplu taşımacılık ön plana çıkarılacak
Ulaşım sorunu kalmayacak
Bu şekilde çevre kirliliğine neden olan araç sayısı da azalacaktı
Parklar, bahçeler
Daha neler, neler…
Başardık mı?
Keşke başarabilseydik?
Ama ne çare…
Çin setinden de beter, önüne geçilemez bir beton blok sarmalının içinde kaldık!
Yeşilin ve boş alanların betona dönüşmesinin maliyeti olmadığı gibi belirli kesimdeki birkaç kişinin de, aşırı derecede kazanım sağlamasına neden oluyor.
Oysa aynı alanları tekrar eski haline döndürmek için yapacağınız kamulaşmanın bedelini karşılamak ise mümkün değil.
İçinden çıkın, çıkabilirseniz?
O kadar acımasızca bir yeniden yapılaşma dönemine girildi ki yıllar yılı bildiğiniz semtler, mahalle ve dükkânlar yok oldu gitti!
Eğer bir semte uzun süredir gitmedi iseniz?
Sakın ola ki o eski ve aklınızda kalan görüntülerle karşılaşacağınızı hiç ama hiç düşünmeyiniz.
Tüm değişiklikler bu kadarla kalsa ne ala, ama her dikine çıkan bir bina, çevresinde ki evleri, ağaçları yıllarca yöneldiği güneşten bile mahrum bıraktı.
Gündüz güneşimizi, gece hayallerimizi canlandıran yıldızlarımız bile engelleyip çaldılar!
Sadece bu kadarla kalsa ne ala…
Birde bu had bilmez binaların dış cephelerine uygulanan, geniş cam duvarlardan yansıyan güneş ışınlarının, çevrede ki diğer binalara ve özellikle insanların gözüne yönelmesi de, ileride ne gibi olumsuzlukların yaşanacağını içinde barındırmaktadır?
Özellikle de kara ulaşım ana arterlerine bu yoğun ışık yansımaları da ayrı bir trafik tehlikesine ve kazalarına gebe olsa gerek!
Acımasızca ve görgüsüzce, tıpkı bir bilgisayarın sabit belleğini bir tuşla silmek gibi tüm geçmiş eserleri, yapıları hatta güneşi mehtabı ve yaşamımız her evresinde bin bir yorumlar yaptığımız çoban, kutup ve takımyıldızlarımızı bile bize çok gördüler ve aklımızdan sildiler!
Sözün özü;
Kısacık ömrün, çok kısa bir çıkarı ya da korkusu için, geçmişine sahip çıkamayıp, seyirci kalanlar, tüm geleceklerini kaybederler...
FACEBOOK YORUMLAR