Yüklü dolar satışı öncü eko-depremin ilk işaretleri idi, önemsenmedi!
İlk dalga yüzde 35 şiddetinde döviz mevduatı ile dövizle işlem yapanlar ve ihracat alacaklarında, TL karşılığı olarak yıkım yaptı!
Artçı dalgalar gelebilir korkusu ile imkanı olan herkes, TL den kaçıp, kendini döviz, emlak ve altın ile eko- yaşam üçgeni telaşına düşmüş ve geri plana çekilmişler di.
Elbette hemen hemen aynı şiddette bir fay kırığı da kuzey cari açıkta oluştu…
Diğer yandan, dengede olan faiz ve enflasyon oranlarına müdahale ile tekrar hareketlenen artı-eko depremlerde umursanmadı!
Enflasyonun P dalgaları ile yerle yeksan olan ücretlilerin gelirleri, enkaz altında kalınca, savrulan fiyatlara, konteyner ve çadır gibi fakir fukara ulaşılamaz oldu!
Hala reel faiz ve enflasyonu görmezden gelmeye devam edildiği içinde, ayakta kalmayı başarmış ekonomik yapılarda, bu umursamazlık nedeni ile yeni eko-sallantılarla yıkılmaya devam ediyor…
Şimdi ne olacak derseniz?
Bir süre bu şok, piyasalarda yaşandıktan sonra, herkes kendi eko-hasar durumunu gözden geçirecek ve büyük kayıplara uğrayanlar, ne derece zararları karşılanacak, ona bakacaklar…
Diğer yandan ise bir grup depremden önce evleri(siz TL okuyun)satıp, dövize geçtiler ki bu da sonradan çok iyi anlaşılmıştı(!)işte bu her dönem kazan-kazan gruptakiler, düşen TL’yi bedavadan ve misliyle geri alacaklar.
Artık yerine ne menem karlı plazalar(döviz) diktiler, onları da ileride tüm çıplaklığı ile göreceğiz!
Zaten öncesinde bir ara 14 TL alt sınırına gelen doları, ilk defa alanlar(!)dahi 18 TL üst sınırına gelmesinden bile, 4 küsür TL kar ettiler…
Bunlar bile çok büyük eko-deprem P dalgalarıdır
Diğer yandan sınır illerde ki komşu ülke halkları, Euro ve Doların aşırı artması nedeniyle, bu illere valizlerle hücum edip, alışveriş yaptılar, yediler, içtiler belki de paralarını bozdurup TL aldılar değil mi?
Bu yöre insanımız hatta Edirne ticaret ve sanayi odası başkanı, ekranlara çıkıp, esnafımız çok memnun diye gülümseyerek açıklamalar yapmıştı…
Şimdi ne oldu?
Bırakalım ilmi-iktisadı, atalarımızın deyişlerinden bari biraz ders alabilseydik. Ne demiş atalarımız;
”El elin merkebini ıslık çalarak ararmış
Bunlar önce insana merkebini kaybettirip, sonra semersiz buldurup sevindirirler
Acemi baytar(veteriner) el alemin merkebin de talim(eğitim)edermiş”
Hele bir 2023 dengeleri ve çalışanların ücret zamları, bu değerlere göre yapılsın, seçimden sonra kalan sağlar bizimdir!
Yani anladığımız, döviz basamadığımız için uygulanacak olan, dövize dayalı güvenceli TL mevduat faiz uygulanması ise başka ve yeni bulunan bir eko-fay hattıdır!
TL mevduat banka faizi gene enflasyonun altında düşük olacak, eğer bu getiri doların değer kazancından düşük kalırsa, aradaki farkı hazine ödeyecek ama faiz dolardan ya da dövizden diyelim fazla olursa geri istenmeyecek…
Ne kadar süre ve o süreçte dövize herhangi bir müdahale olursa, hangi fark esas alınacak belli değil!
Yani özetle iyi gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse halk deyiminde ki gibi
Elbette birileri gene eko-fay hatlarında dinamit patlatmazsa…
Birde yaşanan elim deprem felaketi tüm bu eko-yıkımın üzerine tuz, biber ekti!
Sözün özü;
Ekonomi hissikablelvuku(önsezi) ile düzele bilseydi, eko-depremler ve eko-fay hatlarında ki ani yıkımlarda kimse zarar etmez, eko- falcıların(!)önünde, kuyruklardan geçilmezdi!
İlk dalga yüzde 35 şiddetinde döviz mevduatı ile dövizle işlem yapanlar ve ihracat alacaklarında, TL karşılığı olarak yıkım yaptı!
Artçı dalgalar gelebilir korkusu ile imkanı olan herkes, TL den kaçıp, kendini döviz, emlak ve altın ile eko- yaşam üçgeni telaşına düşmüş ve geri plana çekilmişler di.
Elbette hemen hemen aynı şiddette bir fay kırığı da kuzey cari açıkta oluştu…
Diğer yandan, dengede olan faiz ve enflasyon oranlarına müdahale ile tekrar hareketlenen artı-eko depremlerde umursanmadı!
Enflasyonun P dalgaları ile yerle yeksan olan ücretlilerin gelirleri, enkaz altında kalınca, savrulan fiyatlara, konteyner ve çadır gibi fakir fukara ulaşılamaz oldu!
Hala reel faiz ve enflasyonu görmezden gelmeye devam edildiği içinde, ayakta kalmayı başarmış ekonomik yapılarda, bu umursamazlık nedeni ile yeni eko-sallantılarla yıkılmaya devam ediyor…
Şimdi ne olacak derseniz?
Bir süre bu şok, piyasalarda yaşandıktan sonra, herkes kendi eko-hasar durumunu gözden geçirecek ve büyük kayıplara uğrayanlar, ne derece zararları karşılanacak, ona bakacaklar…
Diğer yandan ise bir grup depremden önce evleri(siz TL okuyun)satıp, dövize geçtiler ki bu da sonradan çok iyi anlaşılmıştı(!)işte bu her dönem kazan-kazan gruptakiler, düşen TL’yi bedavadan ve misliyle geri alacaklar.
Artık yerine ne menem karlı plazalar(döviz) diktiler, onları da ileride tüm çıplaklığı ile göreceğiz!
Zaten öncesinde bir ara 14 TL alt sınırına gelen doları, ilk defa alanlar(!)dahi 18 TL üst sınırına gelmesinden bile, 4 küsür TL kar ettiler…
Bunlar bile çok büyük eko-deprem P dalgalarıdır
Diğer yandan sınır illerde ki komşu ülke halkları, Euro ve Doların aşırı artması nedeniyle, bu illere valizlerle hücum edip, alışveriş yaptılar, yediler, içtiler belki de paralarını bozdurup TL aldılar değil mi?
Bu yöre insanımız hatta Edirne ticaret ve sanayi odası başkanı, ekranlara çıkıp, esnafımız çok memnun diye gülümseyerek açıklamalar yapmıştı…
Şimdi ne oldu?
Bırakalım ilmi-iktisadı, atalarımızın deyişlerinden bari biraz ders alabilseydik. Ne demiş atalarımız;
”El elin merkebini ıslık çalarak ararmış
Bunlar önce insana merkebini kaybettirip, sonra semersiz buldurup sevindirirler
Acemi baytar(veteriner) el alemin merkebin de talim(eğitim)edermiş”
Hele bir 2023 dengeleri ve çalışanların ücret zamları, bu değerlere göre yapılsın, seçimden sonra kalan sağlar bizimdir!
Yani anladığımız, döviz basamadığımız için uygulanacak olan, dövize dayalı güvenceli TL mevduat faiz uygulanması ise başka ve yeni bulunan bir eko-fay hattıdır!
TL mevduat banka faizi gene enflasyonun altında düşük olacak, eğer bu getiri doların değer kazancından düşük kalırsa, aradaki farkı hazine ödeyecek ama faiz dolardan ya da dövizden diyelim fazla olursa geri istenmeyecek…
Ne kadar süre ve o süreçte dövize herhangi bir müdahale olursa, hangi fark esas alınacak belli değil!
Yani özetle iyi gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse halk deyiminde ki gibi
Elbette birileri gene eko-fay hatlarında dinamit patlatmazsa…
Birde yaşanan elim deprem felaketi tüm bu eko-yıkımın üzerine tuz, biber ekti!
Sözün özü;
Ekonomi hissikablelvuku(önsezi) ile düzele bilseydi, eko-depremler ve eko-fay hatlarında ki ani yıkımlarda kimse zarar etmez, eko- falcıların(!)önünde, kuyruklardan geçilmezdi!
FACEBOOK YORUMLAR