Değiştirebilmek!

Demokratik sistemlerin en önemli özelliği değiştirme yeteneğidir

Seçmen

Seçilen

Değişimin ana unsurudur…

Seçmen, kendini ne kadar yenileye bilirse, seçilenleri de olumlu ya da olumsuz, bu yönde değiştirebilecektir!

İşte bu nedenledir ki seçilenlerden iktidar tarafı, seçenlerin görüşlerinin sabit kalmasını, yani oy tercihlerinin değişmesini, gelişmesini istemezler…

Eğer seçmen bu sarmala düşer ve iktidarlara uzun süre bağlanırsa, bu değiştirme ve yenilenme yeteneğini kaybedip, iktidara bağımlı hale gelir!

İşte bu nedenledir ki muhalefet, bu bağımlılığı sonlandırmak için ne kadar çaba harcasada, eğer bağımlı, bu sarmandan çıkmak için bir çaba göstermez ise asla sonuç alamazsınız…

Aynı bir tür bağımlılar gibi, bir süre denese de, uygun ortamda tekrar, tekrar alışkanlıklarına geri dönecektir

Bu bağımlılığı tetikleyen en büyük nedende, görsel ve basılı kendinden menkul, müptela, müstesna, muktedire medyun, medyadır (MMMMMM)!

Zinhar özelliklede görselinden, uzak tutulmalı ve devamlı dışarıya çıkarılıp, çarşı pazar gezdirilip, doğrudan halkın bu bölümü ile konuşmaya, arkadaşlık kurmaya zorlanmalıdır ki yaşadığı korkuların, ekranlarda sunulanlarla eşleşmediğini hissetsin ve iplerin kendi elinde olduğunu anlayabilsin…

Aslında muhalif medya da bu tedavinin ilacı olabilirdi ama bu kadar uzun süreli kronikleşmiş bir bağımlılıktan kurtulmak için, dozajı çok küçük kaldığından, tek başına iyileşme sağlaması mümkün olmadı, şimdiye kadar da olumlu sonuç alınamadı!  

Sorunun kökeni, muhalefette değil, bizzat seçmenin kendisindedir…

Demokrasilerde, en büyük yön gösterici güçlü, bağımsız, tarafsız ve cesur muhalif medyadır!

Kılavuzu medyun medya olan toplumların, burnu koku alamaz, kulakları duyamaz, gözleri gerçekleri göremez ve her seferinde de ‘’atı alan, Üsküdar'ı geçiverir’’

Sözün özü;

Sen iktidarları değiştirmediğin sürece, iktidarlar seni, istedikleri gibi, hem de ruhun bile duymadan, bir güzel değiştiriverirler…