Kazım ÇİLOĞLU

Kazım ÇİLOĞLU

Kazım ÇİLOĞLU
[email protected]

Böyle yönetilme ile böyle sonuç...

25 Şubat 2024 - 10:20

Uzun, kesintisiz ve tek başına bir iktidar dönemini ve deneyimi yaşayan ülke demokrasimizin, hemen her konuda, en iyi ve en üst düzeyler de olması gerekmez miydi?

Nerede ise gelişmiş ülke demokrasilerinde hiç rastlanmayan bu durum bize kısmet oldu!

Elbette az gelişmiş ve baskıcı rejimlerin olduğu, ülkeler hariç...

Bu süreçte, çıraklık, kalfalık, ustalık ve mücadele döneminden sonra “Türkiye için hemen şimdi” diyerek yeni bir dönemi başlatıyoruz. Bu dönemin adı “şahlanış dönemi”dir.

Hatırlayalım;

İlk beş yıllık dönem çıraklık

İkinci beş yıllık dönem kalfalık

Üçüncü beş yıllık  dönem ise ustalık...

Sonra?

Ustabaşılık duymadığımıza göre, son dört yıllık dönemde, statü değişmemişti!
Demek oluyor ki yeni ve tek adam rejimi olarak adlandırılan başkanlık sisteminde, uzmanlık dalında bir değişiklik olacaktı, olduda!

Onu da yakın zamanda, bilemediniz 2024  Mart seçim sath-ı mahalline girdiğimizde meydanlarda duyabiliriz..

Elbette önümüzdeki dönemde  müjdeler o kadar çok ki  ustalığın bir üst kademesi, baş ustalık gibi bir tanımlama gündeme gelebilir mi?  Onu da bilemiyoruz!

Ama görünen köy kılavuz istemez dendiği gibi, bu yönetiminde, yirmi iki yıla yakın kesintisiz  uygulamaları, göz önüne alındığında ise durum tam bir acemilik ve çıraklık dönemi dense, hiçte yadırganmayacaktır...

Bu durum en iyi ekonomik kararlarda  kendini göstermiyor mu?

Zamanında, illaki faizler düşük olacak diye inat edilmese ve bir kaç puan yükseltilseydi, döviz, altın, faizle, enflasyon, özetle TL  bu kadar değer kaybeder ve 128 milyar gibi bir rezerv de heba edilir miydi?
Keşke bu kadarla da kalsa ama ne mümkün?

Dış ve iç borçlanmada sadece özel sektör değil, devlet hazinesi, hatta bireysel borçlanmalarda tavan yaptı!

Diğer yandan, milyarlarca dolara dayalı borçlanmış maliyetle yapılan köprüler, tüneller, havaalanları, kuleler ise tam bir ekonomik kara delikler olarak önümüze kondu...

Ayrıca ücretler ve tasarruf sahiplerinin birikimleri ise bu  sözde düşük enflasyona göre, sanal faizlerle, gizlice tırtıklan maktadır...

Ya doğaya karşı işlenen katliamlar?

Maden ruhsatları, HES, RES, otoyollar ve beton rantı için şehirlerin geniş alanlarında ki yeşillikler yok edildi, doğal canlılar telef oldu, dereler , göller kurudu ve en sonunda koskoca Marmara denizi salya, sümük barındırdığı tüm deniz canlılarla birlikte, yok olma ile karşı karşıya kalmadı mı?

Bence yaşanan tüm bu sonuçları ve nedenlerini acilen ikinci ve başka bir ustaya danışmanın vakti çoktan geldi de geçiyor bile!

Bundan sonraki oylar için tek çare,  belli ki topluma verilecek yeni müjdelerle olacak, milyon metreküp, milyar metreküp, diye habire veriyorlar gazı, veriyorlar gazı...
Artık vatandaş ne kadar gaza gelir ve gazlarsa?

Karadeniz de, Doğu Akdeniz'de milyarlarca doğalgaz, Gabarda petrik bulduk, çıktı, çıkacaktı,!

Sahi ne oldu?

Sözün özü;
vatandaşın, açlıktan ve çektiği sıkıntıdan içinde o kadar gaz sıkıştı ki koy vermeye görsün, gerisini siz düşünün gari...
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum