Bir Atatürk ve Cumhuriyet kızı Merve Dizdar dünyanın en prestijli sinema ödüllerinden birini Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği "Kuru Otlar Üstünde" filmiyle aldı.
76. Cannes Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü” nü kazanan Merve Dizdar, başarısının yanı sıra yaptığı ödül konuşmasıyla da bizi gururlandırdı.
Tebrikler, Merve Dizdar…
Güzel günlere ulaşacağız ve bunu kadınlar başaracak.
Umut oldun, heyecan oldun, sevinç oldun hepimize Merve Dizdar.
Teşekkür konuşmasında, “Bu ödülü kendine layık görülenlere BOYUN EĞMEYİP eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun UMUT etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerime ve Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm MÜCADELECİ RUHLARA armağan ediyorum” dedi.
Bu ödül konuşmasının ardından bazı çevrelerce ayakta alkışlanırken, ba(Ğ)zı çevrelerce de eleştirilere uğradı, hatta ba(ğ)zıları linç girişiminde bile bulundular.
Sanki ülkemizde kadına çok değer verilirmiş gibi.
Sanki ülkemizde günde iki ya da üç kadın şiddete uğrayarak öldürülmüyor gibi.
Sanki kadınlar eşit haklara sahipler gibi, patriyarkal ataerkin baskısında değilmiş gibi…
Sanki bir gecede İstanbul Sözleşmesinden çıkılmamış gibi…
Sanki 6284 sayılı yasayı kaldırmaktan söz eden milletvekilleri TBMM sıralarında yer işgal etmiyorlarmış gibi…
Çoğaltmak mümkün ancak bu yazının konusu değil bunları çoğaltmak.
Bir başka konuda da çok eleştirildi; ‘Ödül Töreni gecesi giydiği Pembe üzerine, siyah şeritli elbisesi de neydi ayol?’ dediler mesela…
Almadığı kaşlarını, kestirmediği burnunu filan eleştirdiler magazin dünyasının çok bilmişleri.
‘Siz bilmezsiniz ama bilenler var ve buna saygı duyun’ diyemedik.
Orantısız şeklide (çok bilmişler) magazin programlarını işgal ettiklerinden, çıkıp da ekrandan ‘siz ne anlarsınız sadelikten, doğallıktan’ diyemedik.
Bakın uluslararası sinemaya Merly Streep var, Love Stoy ile belleklerimize kazınan Ali Mc Graw var. Estetik ameliyatlardan uzak duran gülüşüyle bilinen bir Julia Roberts var mesela.
Doğallıklarını bozmayanları çoğaltmak mümkün; gelmiş geçmiş en güzel kadınlardan biri kabul edilen Brigitte Bardot gibi, son yıllarda farklı bir güzellikle ve başarılarıyla öne çıkan Jennifer Aniston gibi, listeyi uzatmak mümkün görüldüğü gibi. Uzatmıyorum…
Yasemin Bal mesleği avukatlık olan bir arkadaşım, Merve Dizdar’ın başarısının ardından konuştuğumuz da öyle güzel tanımladı ki giydiği kıyafeti ve magazincilerin davranışlarını olanları buradan aktaracağım çünkü tamamına yüzde yüz katılıyorum.
“Anadolu Amazonu Sarmatyan.
Savaş sırasında kendisine engel olmasın diye sol memesini bağlayacak ve hatta kesecek kadar yüksek vatan sevgisi ve savaşçı ruhunu, kırmızı halıda siyah şeritli elbisesiyle imgelendiren özel kadın.
Kaşını almadın, saçını boyamadın, çarpık dişlerini yaptırmadın, burnunu kestirmedin diye seni pasaklı ilan eden paçozlara yanıtın, tam da verilmesi gerektiği gibi oldu. İyi de oldu. Pasaklılığın aslında seni eleştirenlerin kısır ruhlarında ve isal olmuş çenelerinde olduğunu, çıngıraklı yılanlara mesleki başarınla gösterdin.
Gerçek ve doğal kadın olarak; Türk kadınının savaşçı ruhunu ezbere bilip beyaz perdeye yansıttığın için Teşekkürler.
Kadim Türk kadının savaşçı ruhunu sol memeni örten kara şeritli ve Türk işlemeli, umudun rengi pembe elbiseyle kırmızı halıda yürüttüğün için teşekkürler.”
Evet Merve Dizdar Türk kadınına umut, heyecan, sevinç, gurur ve rol model olduğun için binlerce teşekkürler.
Oyuncumuzun Uluslararası arenada kazandığı büyük ödüle sevinemeyenlere, hazmedemeyenlere inat, Merve Dizdar, Nuri Bilge Ceylan ve muhteşem ekibi başardı işte. Hazmedelim değil mi?
Halk dilinde vardır ya “Meyve veren ağaç taşlanır.” Taşlasınlar…
Merve, güzel umutlarla, yeni meyveler aşıladı milyonlarca Türk kadınına.
FACEBOOK YORUMLAR